Canlı yayında Kürt açılımı tartışması

Canlı yayında Kürt açılımı tartışması

Lale Mansur ve Oktay Kaynarca canlı yayında Kürt açılımını tartıştı.

NTV ekranlarında yayınlanan 'Günlerin Getirdiği' ilginç bir polemiğe sahne oldu. Başbakan'ın sinema sanatçılarına verdiği kahvaltılı toplantıda medyaya yansıyan bir polemik NTV ekranlarında devam etti.

Ünlü oyuncular Lale Mansur ve Oktay Kaynarca canlı yayında Kürt açılımını tartıştı. İki oyuncunun sözkonusu toplantıda ikili bir polemik yaşadığı ve Başbakan'ın müdahalesiyle tartışmayı kestikleri medyaya yansımıştı. işte o tartışma canlı yayında daha hararetli bir şekilde sürdü.

KAYNARCA: KÜRTLER SORUN ÇIKARTIYOR, ONU DA YİNE TÜRKLER ÇÖZÜYOR!

Kariyerinde Kurtlar Vadisi'yle çıkışa geçen Oktay Kaynarca milliyetçi söylemleriyle dikkat çekerken taşa atan çocuklar için söyledikleri inanılır gibi değildi. Kaynarca. 'sorunu başkaları çözüyor, yine biz Türkler çözmek için uğraşıyoruz' diyerek, 'Kürtler bozuyor biz Türkler düzeltiyoruz' demeye getirdi.

Oktay Kaynarca: O toplantıya katılanların yüzde 70'i doğuluydu ve Kürt vatandaşlarımızdı. Bu ülkede Özcan Deniz'i sadece Kürtler mi dinledi, beğendi, büyüttü? Çok da severim kendisini. Orada senarist, oyuncu, yönetmen çok sayıda Kürt vardı. Hem benim aldığım tepkilerin çoğu da Kürtlerden geldi ve hepsi de olumluydu. Ben de Doğulu bir ailenin çocuğuyum. Oraları iyi bilirim. Lale sen kürt müsün?

Lale Mansur: Hayır değilim.

Oktay Kaynarca: O bölgede görev yapan memura, polise taş atan çocuklar Kürt çocukları sonuçta. Onların arkadında da onları yönlendiren bazı provakatörler. Sen ise bir Türk olarak o çocukların sorunlarını kendine dert ediniyorsun. Yani sorunu yaratanlar başkaları ama sorunu çözmek için uğraşanlar yine Türkler. Bu sorunu da biz çözüyoruz yine.

Hakkı Devrim: Sorun bu işte. Bırakalım kendini ifade etsin. Bakın burada Kürtleri konuşuyoruz ama Kürt yok ki şimdi burada. Sorun burada işte karşı tarafın fikirlerini dinlememişiz hiç.

Programda Özcan Deniz'in yaşadığı bir deneyim de tartışma konusu oldu. Söyşendiğine göre Deniz ailesiyle kız istemeye gitmiş, ama 'Kürt'e kız vermeyiz' cevabını almış. Kaynarca bunun yaygın olmadığını iddia etti.

Oktay Kaynarca: Bu hatayı bütün ulusa maletmek doğru mudur?

Lale Mansur: Sorun bunun devlet tarafından da yapılıp yapılmadığıdır. Kart kurt söylemlerinden geliyoruz Oktay. Diyarbakır cezaevini biliyor musun mesela? Bir Kürt sorunumuz olduğu kesin bence. Sayısı örnek verebilirim. Aslında bu taşa atan çocuklar 'suça itilmiş çocuklar', en az yarısı taş atmış mı atmamış mı o bile değil. Atmayanlar bir çok çocuk da arada gidiyor. Bu çocuklardan biri seni çocuğun da olabilirdi Oktay, bir düşünsene.

Oktay Kaynarca: Türkiye Cumhuriyeti kurulurken eevet bazı detaylar gözardı edilmiş olabilir. Ama Kürtlere dönük bir tavır sözkonusu değildi. Bu ülkeden Kürt Cumhurbaşkanları da oldu.

Lale Mansur: Böyle tek tek hikayelerle orada uzun yıllar inim inim inlemiş kürtlerin sorunlarını yok sayamazsınız. Onur Öymen sayesinde öğrendim ki Dersim isyanı dediğimiz şey Dersim katliamıymış. Bu ayrımcılık sadece Kürtlere de yapılmıyor. Ermeniler'e de aynısı yapıldı. Geçtiğimiz gün Taraf'daki röportajda da geçiyordu. Cumhuriyet kurulmadan nce Diyarbakır çok büyük bir ticaret gücüne sahip. Çünkü çevre ülkelerle ticaret yapıyor, ama kesiliyor.

Oktay Kaynarca: O bölgenin gerçek sorunlarını görmek gerekir. Kadına şiddet var, çocuklar okula gönderilmiyor, erkek kardeşleri tarafından töre cinayetiye öldürülüyorlar.

Lale Mansur: Az önce sen bakanlardan söz ediyordun tek tek. Bu nasıl çelişki.

Oktay Kaynarca: Biz bir şey yapmıyoruz ki. Bu milletin PKK'yla sorunu var, Kürtlerle sorunu yok ki.

Lale Mansur: Hayır öyle değil ki. Kürtlere direk PKK'lı olarak bakılıyor.

Mirgün Cabas: Peki Kürtçe yayın yapılması, anadillerini öğrenmeleri, yerleşim yerlerine gerçek isimlerini verilmesi gibi adımlara bir itirazın var mı?

Oktay Kaynarca: Hayır yok, neden olsun ki. Benim itirazım sadece ayrımcılık yapıldığı iddiasıdır. Burada yaşayan bütün halklar kardeştir. Yokluk da, yoksukluk da her bölgede var.

Lale Mansur: Ne kardeşiliği, bunun içi boş. Kardeşlik değil, eşitlik gerekiyor. Eşit değiliz ki. O saydımız adımlar da daha yeni atıldı. Bunca zaman ne oldu peki?