Çavuşoğlu: Trump'ın üzerinde baskı var
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, ABD Başkanı Trump'ın Suriye açıklamasına ilişkin, "Stratejik ortaklar sosyal medya üzerinden konuşmaz. Biz hiçbir tehditten korkmayacağımızı söyledik. Ekonomik tehditle bir yere varılamaz." dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Lüksemburg Dışişleri ve Avrupa Bakanı Jean Asselborn ile ortak basın toplantısında, ABD Başkanı Donald Trump'ın Twitter'dan yaptığı Suriye'ye yönelik tehdit içerikli açıklamasıyla ilgili soruyu yanıtladı. "Stratejik ortaklar sosyal medya üzerinden konuşmaz. Ve kanallarımız açık." diyen Çavuşoğlu, "Sayın Trump, Cumhurbaşkanımızı arayarak Suriye'den çekilmek istediklerini ve bunu Türkiye ile koordine etmek istediklerini söyledi. Biz de muhataplarımızla görüştük. Daha iki gün önce ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile de telefonda görüştük." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, ikili toplantılarda ABD'nin çekilmesini tüm detaylarıyla nasıl koordine edilebileceğinin görüşüldüğünü vurgulayarak, Suriye'nin kuzeyinde 30 kilometrelik bir güvenli bölge fikrinin ABD'ye değil, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ait olduğunu anımsattı.
"Terör örgütünü hedef alıyoruz"
Bakan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Bu, cumhurbaşkanımızın sadece ABD değil, tüm Avrupalılara teklifidir. Ruslar da dahil. Suriye ile ilgilenen herkesle yaptığımız görüşmelerde biz bunu gündeme getirdik. Obama yönetimi bunu gerçekçi bulmuyordu. 'Havadan burayı korumak mümkün olmaz, nasıl olacak' gibi bahanelerle bu fikrimizi desteklemediler. Şimdi Türkiye'nin kararlılığını gördükten sonra bu fikri ortaya attılar. Biz bu fikre karşı değiliz. Bizim derdimiz nedir? Sınırızın ötesinde bir terör koridoru var. Suriye'yi bölmek isteyen bir terör örgütü var. Bu terör örgüt bize tehdit oluşturuyor. Biz bu terör örgütünü hedef alıyoruz."
"Son tweet bir iç politika mesajı"
Türkiye'nin bölgede Kürt halkının en büyük savunucusu olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Türkiye'de PKK ile Kürtleri bir tutarsak, Irak'ta terör örgütleriyle Kürtleri, İran'da PJAK ile Kürtleri bir tutarsak, Suriye'de YPG; PKK, SDF, kimse SDF diyerek bizi kandırmaya kalkmasın, aynı şeydir, bir tutmak doğru değildir. Bunu ABD'li Avrupalı muhataplarımıza anlatıyoruz. Ama şu bir gerçek ki Avrupalı dostlarımız ve ABD bu gerçeği bizden çok daha iyi biliyorlar. Şimdi Trump'ın içinde bulunduğu durum zordur. Görüyoruz. Üzerinde ciddi bir baskı var. Kendisi çekilme kararı aldı ve özellikle güvenlikle ilgili birimleri de çekilmemesi için sürekli baskı yapıyor. Son tweet'in de bir iç politika mesajı olduğu biz biliyoruz. Ama biraz önce söylediğim gibi stratejik ortaklar, Twitter, sosyal medya üzerinden görüşmez. Biz konuları kendi aramızda görüşmeye davet etmemiz lazım."
Trump'ın tehdit diline ilişkin Çavuşoğlu, "Biz hiçbir tehditten korkmayacağımız ve hiçbir tehdide pabuç bırakmayacağımızı defalarca söyledik. Türkiye'yi ekonomik olarak tehdit etmekle bir yere varılamaz." dedi.
Türkiye'nin zorlukları bertaraf etmek için ne gerekiyorsa yapacağını dile getiren Çavuşoğlu şöyle konuştu:
"Bir tarafta ekonomik zorluklar diğer tarafta terör tehdidi. 'İkisinden birini seç.' derlerse bize, bu millet de der ki, 'Ben aç kalırım, susuz kalırım ama geçmişte olduğu olduğu gibi, Kut'ül Amare'de olduğu gibi, Çanakkale'de olduğu gibi, Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi boyun eğmem' der ve karşı karşıya kaldığı tehdidi yok etmek için millet, devlet ve hükümetimiz olarak biz ne gerekiyorsa onu yaparız. Baskı altında Trump'ın yaptığı bu açıklamayı ve kullandığı dili doğru bulmuyoruz. Her şeyden önce Türkiye'nin hak ettiği saygıyı ve muameleyi, ABD ve herkes göstermeli ve üslubunu ve tüm davranışlarını buna göre ayarlamalıdır."
"Gelin terörle birlikte mücadele edelim"
Asselborn'un "Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine müdahalesinden endişe duydukları" belirtmesi ve FETÖ ile mücadeledeki tedbirlere ilişkin değerlendirmesine cevap veren Çavuşoğlu, 15 Temmuz sonrası Türkiye'nin aldığı tedbirlerin milleti ve demokrasiyi koruma amaçlı olduğunu söyledi.
Demokrasiyi savunan herkesten destek beklediklerini vurgulayan Çavuşoğlu, AB'nin yeterince destek vermediğini kabul ettiğini dile getirdi. Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"PKK/YPG'nin ve FETÖ'nün Avrupa'da kirli kara propagandası yüzünden halen yanlış bilgiler içinde farklı yorumlar geliyor. Bugün Asselborn'a 'Adalet Bakanlığından randevu da alırız, bilgileri rakamlarıyla beraber oradan öğrenebilirsiniz' dedik. Bugün teröre karşı Fransa, Belçika ve terörden etkilenen ülkeler yasa değişiklikleri ve olağanüstü hal gibi tedbirlere Lüksemburg dahil AB ülkeleri sadece dayanışma adı altında, bunu bahane ederek ses çıkarmaması ve destek vermesi, Türkiye'ye gelirken bile onların tereddüt eden ülkelerin ve kişilerin gelip de sadece Türkiye'ye ders vermeye çalışmasını biz ülke olarak da, millet olarak da kabul edemeyiz."
"Suriye'de tek taraflı müdahaleye karşıyız diyorsunuz, o zaman gelin terörle birlikte mücadele edelim." diyen Çavuşoğlu, Türkiye'nin Suriye'deki terörle mücadelesinin Avrupa'nın güvenliği için de çok önemli olduğuna dikkati çekti.
Çavuşoğlu, PKK/YPG'nin Suriye topraklarının yüzde 33'ünü ülkeyi bölmek için işgal ettiğini belirterek, "Ona karşı niye ses çıkaramıyorsunuz? DEAŞ'a karşı olduğunuzu söylüyorsunuz da diğer terör örgütlerine karşı olduğunuzu söylemiyorsunuz. İşte bunlar Avrupa'nın terörle mücadelede güvenilirliğini zedeliyor." diye konuştu.
"İdlib terör yuvası olduysa sorumlusu rejim"
İdlib'deki gelişmeleri ilişkin bir soruyu yanıtlayan Çavuşoğlu, "İdlib bir terör yuvası olduysa bunun sorumlusu Suriye halkı da değildir, Türkiye de değildir. Bunun sorumlusu rejimdir ve rejimi destekleyen ülkelerdir." dedi.
Doğu Guta, Humus, Dara gibi kentlerden teröristlerin silahlarıyla beraber İdlib'e gönderildiğini hatırlatan Çavuşoğlu, rejim ve destekçilerinin teröristleri bahane ederek İdlib'e saldırmayı amaçladıklarını belirtti.
İdlib mutabakatının zor şartlara rağmen başarılı şekilde uygulandığını vurgulayan Çavuşoğlu, radikal grupların, teröristlerin bundan rahatsız olduğunu söyledi. Çavuşoğlu, hem rejimin hem de terör gruplarının zaman zaman ihlaller yaptığını, ancak genel anlamda mutabakatın başarılı ilerlediğini, ufak aksaklıkların giderilmesi için birimlerin çalıştığını aktardı.
Çavuşoğlu, "HTŞ'nin veya El Nusra'nın terör örgütlerinin İdlib bölgesinin yüzde 50'sini ele geçirdiği söylemi doğru değil. Zaten büyük bölümü şimdi silahtan arındırılmış bölge oldu ve burada yaşayan milyonlarca sivil var. Ama bu radikal gruplar alınan tedbirlerden rahatsız ve ılımlı muhalefete saldırıyorlar." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, terör gruplarının içindeki yabancı savaşçıların durumunu da bu kişilerin geldiği ülkelerle konuşmaları gerektiğine işaret ederek, "NATO'da ben bunu gündeme getirdim ama tüm dışişleri bakanları dostlarımız sadece gülümsedi. 'Bunları evinize kabul etmek istemiyorsunuz biliyorum ama ne yapacağız. Bunlar sizin vatandaşlarınız' dedim. Burada ciddi bir durum var." dedi.
"DEAŞ ile mücadele eden sadece Türkiye"
Çavuşoğlu, ABD ile görüşmeler hakkındaki soru üzerine de hem liderler, hem bakanlar hem de çalışma grupları düzeyinde görüşmelerin devam ettiğini söyledi.
Patriot füze sistemlerinin satışı, FBI'nın FETÖ hakkındaki soruşturması gibi konularda diyalogun sürdüğünü aktaran Çavuşoğlu, Türkiye ile ABD arasında Suriye, konsolosluk işleri ve PKK ile mücadele konularında üç çalışma grubu bulunduğunu hatırlattı.
Çavuşoğlu, çalışma gruplarının 8 Ocak'ta Washington'da görüşmesinin planlandığını ancak Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'un Ankara ziyareti nedeniyle 5 Şubat'a ertelendiğini, Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal başkanlığındaki heyetin Washington'a gideceğini söyledi.
Çavuşoğlu, 6 Şubat'ta da DEAŞ ile Mücadele Koalisyonunun toplantısı olacağını, koalisyonda 65 ülke bulunduğunu belirterek, "Fakat bugüne kadar DEAŞ'e karşı mücadele eden tek ülke Türkiye olmuştur. Sizlerin verdiğiniz paralar PKK/YPG'ye silah olarak gitmiştir. Biz sadece Suriye'de 3 binden fazla DEAŞ üyesini etkisiz hale getirdik." diye konuştu.
Çavuşoğlu, Irak'ta da binden fazla DEAŞ'lıyı etkisiz hale getirdiklerini, Türkiye'den başka hiçbir ülkenin DEAŞ ile göğüs göğüse çarpışmadığını vurguladı.
"Avrupa yükümlülüklerini yerine getirmeli"
Asselborn’un dünyanın en tecrübeli dışişleri bakanlarından biri olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, Lüksemburg Dışişleri Bakanı'nın Türkiye'nin AB sürecine destek verdiğini belirtti ve desteğinden ötürü teşekkür etti. Karşılıklı ziyaretlerin devamı konusunda hemfikir olduklarını dile getiren Çavuşoğlu, ikili ilişkiler ve bölgesel konuları ele aldıklarını ifade etti.
Suriye’deki son gelişmeler, AB’nin içinden geçtiği süreç, mayısta yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri, Avrupa Konseyi'ndeki gelişmeleri değerlendirdiklerini kaydeden Çavuşoğlu, iki ülke arasında siyasi sorun bulunmadığını, dostluk ve müttefiklik ilişkilerinin iyi ilerlediğini belirtti. Bunun ekonomik ilişkilere de yansıdığını aktaran Çavuşoğlu, Türkiye'deki yabancı yatırımlarda Lüksemburg'un 10 milyar dolar ile 6. sırada bulunduğu bilgisini verdi.
Çavuşoğlu, ticaret hacminin birkaç yüz milyon dolar seviyesinde bulunduğunu ama potansiyelin daha fazla olduğunu, karma ekonomik ve ticari komisyon toplantılarını yaparak ticareti artırmak istediklerini dile getirdi. Türkiye'ye gelen Lüksemburglu turist sayısının arttığını vurgulayan Çavuşoğlu, artışın devamını arzu ettiklerini bildirdi.
Terör konusunu da ele aldıklarını anlatan Çavuşoğlu, terör örgütleri PKK ve FETÖ'nün Avrupa'da yoğun olarak faaliyet gösterdiğini, bu örgütlere mensup kişilerin Lüksemburg'da ilişkileri zehirlemek için faaliyetlerde bulunduklarını Asselborn'a söylediklerini aktardı. Çavuşoğlu, bu tür terör faaliyetlerinin önlenmesinin önemini vurguladı.
Türkiye'nin 2016'da Türkiye ile AB arasında imzalanan göç mutabakatındaki yükümlülüklerini kusursuz şekilde yerine getirdiğine işaret ederek, "Avrupa da eksik kalan yükümlülüklerini yerine getirmelidir." dedi.
Çavuşoğlu, Asselborn ile görüşmesinde ayrıca Türkiye'nin reform sürecini, Reform Eylem Grubu toplantılarını ve Türkiye'nin üzerinde çalıştığı yargı reform stratejisini değerlendirme imkanını bulduklarını belirtti.
Kaynak: