Çavuşoğlu-Zarif ortak basın toplantısı

Çavuşoğlu-Zarif ortak basın toplantısı

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: (2)- "Devrim Muhafızlarının (ABD tarafından) terör listesine alınması ayrı bir tehlikedir, son derece yanlış bir karardır"- "Kardeş İran halkının cezalandırılmasına bizim gönlümüz razı değil"- "(ABD'nin Golan Tepeleri ka

ANKARA (AA) - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İran Devrim Muhafızları Ordusunun ABD tarafından terör listesine alınmasının tehlikeli ve son derece yanlış bir karar olduğunu söyledi.

Çavuşoğlu, İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ile heyetler arası görüşmelerin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu. Görüşmelerinde ikili ilişkilerin tüm boyutlarının gözden geçirildiğini kaydeden Çavuşoğlu, ikili ticaret hacminde 2018 yılında bir düşüş yaşandığını bildirdi.

Çavuşoğlu, "Bunu tekrar tersine çevirmemiz lazım. Ticaretimizi artırmamız gerekir. Aynı şekilde bankacılık sektöründen tutun birçok alanda ekonomik iş birliğimizi daha da güçlendirme konusunda liderlerimizin verdiği talimatlar ve aldığı kararlar var. Bunların takibi için neler yapmamız gerektiğini de değerlendirdik." diye konuştu.

Terörle mücadele, sınır kontrolü, kaçak göçmen konularında iki ülke içişleri bakanlıkları arasında iş birliği bulunduğunu anımsatan Çavuşoğlu, bu iş birliğinin güçlenmesinden memnuniyet duyulduğunu ve iki ülke dışişleri bakanları olarak destek verdiklerini belirtti.

- "İran halkının cezalandırılmasına razı değiliz"

Çavuşoğlu, Türkiye'nin İran'a yönelik yaptırımlara karşı olduğunu her vesileyle kamuoyuna açıkladığını dile getirerek, "Sadece kamuoyu değil ABD başta olmak üzere tüm muhataplarımıza bu yaptırımların doğru olmadığını, gerçekçi olmadığını anlatmaya çalışıyoruz." dedi.

Yaptırımların İran halkına zarar verdiğine işaret eden Çavuşoğlu, şöyle konuştu:

"Kardeş İran halkının cezalandırılmasına bizim gönlümüz razı değil. Aynı şekilde bu tür adımlar bölgenin istikrarını, barışını, huzurunu ve ekonomik kalkınmasını da riske atıyor. Türkiye olarak buna da karşıyız çünkü biz bölgemizde istikrar, barış ve huzur olmasını istiyoruz. Bölgemizin ekonomik kalkınmasına katkı sağlıyoruz. Sadece ticaret ve yatırımlarla değil bölgesel projeleri hayata geçirerek önemli katkı sağlıyoruz."

İran'a yönelik dışlayıcı politikaların da doğru olmadığını dile getiren Çavuşoğlu, "Biz Suriye'de başlangıçta özellikle sahada birçok konuda İran ile aynı fikirde değildik." dedi.

Suriye'de siyasi bir çözüm için İran ve Rusya ile iş birliği yapma kararı aldıklarını anımsatan Çavuşoğlu, Astana süreci ve Soçi süreci ile bunun faydasının görüldüğünü söyledi.

Çavuşoğlu, "Suriye'de kalıcı bir barış, İdlib'te ateşkesin devamı için ABD'nin çekilme kararı dahil tüm konuları birlikte koordine etmek için çalışmaya devam ediyoruz. Anayasa komisyonunun kurulması için de yine samimi gayretleri tüm dünya görmektedir." ifadelerini kullandı.

Gelecek süreçte bu iş birliği ve çabaların sürdürüleceğini belirten Çavuşoğlu, "Yanı başımızda Suriye'de istikrarın ve barışın geri gelmesi ve siyasi çözüm, insani yardımlar konularında da iş birliğimiz için çalışmaya devam edeceğiz." diye konuştu.

- ABD'nin Devrim Muhafızları kararı

ABD'nin İran ile yapılan nükleer anlaşmadan çekilmesini Türkiye'nin doğru bulmadığını hatırlatan Çavuşoğlu, "İran'ın nükleer anlaşmaya bağlı kalması ve nükleer anlaşmaya taraf olan Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin de İran'ın bu süreçte şeffaf davrandığını söylemesi bizleri memnun etmektedir. ABD'nin bu anlaşmadan geri çekilmesini de doğru bulmadığımızı başından beri söylemiştik." dedi.

Çavuşoğlu, İran Devrim Muhafızları Ordusunun ABD tarafından terör listesine alınmasına da değinerek, uluslararası ilişkilerde sürekli dostluğun da sürekli düşmanlığın da olamayacağını, karşılıklı çıkar ve saygının ilişkilerin temelini oluşturduğunu belirtti.

Çavuşoğlu, sözlerini söyle sürdürdü:

"Devrim Muhafızlarının terör listesine alınması da ayrı bir tehlikedir, son derece yanlış bir karardır. Ülkelerle ilişkilerimiz bazen iyi bazen kötü olur. Bir ülkeyle ilişkiler kötüleştiği zaman o ülkenin resmi kurumlarını terör listesine almak maalesef bugünkü yaşadığımız dünyada terörle mücadele konusundaki çifte standardın ve ikiyüzlülüğün bir göstergesidir. Diğer taraftan çok da tehlikelidir. Herkes diğer ülkelerin ordularını terör listesine almaya başladığı zaman uluslararası hukuk düzeninde ve sistemde ciddi çatlamalar meydana gelir. O zaman küresel sisteme güven azalır ve tam bir kaos oluşur. Herkesin çok dikkatli olması gerekiyor."

- DEAŞ ve benzerleriyle mücadeleye devam

DEAŞ sonrası değerlendirmeleri sorulan Çavuşoğlu, bugün Irak'ta ve Suriye'de DEAŞ'ın kontrol ettiği bir alan bulunmadığını söyledi.

Çavuşoğlu, "DEAŞ ve benzeri terör örgütlerine karşı dikkatli olmaya devam etmemiz gerekiyor. Özellikle de bu tür terör örgütlerinin yüce dinimiz ve barış dini olan İslam'ı suistimal etmelerine izin vermememiz gerekmektedir. Onların ideolojileriyle de mücadele etmemiz lazım. Bunların barış dini İslam ile ilgisinin olmadığını anlatmamız lazım. Terör örgütlerinin hepsine karşıyız. Dolayısıyla PKK, YPG ve diğer terör örgütlerinin hepsiyle FETÖ de dahil mücadelemizi sürdürüyoruz. Suriye'de, Irak'ta, İran'da Türkiye'de nerede olursa olsun tüm bu terör örgütleriyle mücadelede iş birliği önemlidir." dedi.

- "ABD'nin Golan kararını tanımayacağız"

Bakan Çavuşoğlu, ABD'nin Golan Tepeleri'ni İsrail toprağı ilan etmesi hakkındaki kararını değerlendirirken de "ABD'nin tek taraflı aldığı kararların, attığı adımların uluslararası sistemi tahrip ettiğini defalarca söyledik." diye konuştu.

Suriye'nin toprakları olan Golan Tepeleri'nin ABD'nin kararıyla İsrail'e verilmeye çalışılmasının uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirten Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Bu doğru bir yaklaşım değildir ancak bölgede gerginliği artırır. Buna karşı olduğumuzu Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan defalarca vurgulamıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin Dışişleri Bakanı olarak ben de net bir şekilde açıklama yaptım, Bakanlığımız da açıklama yaptı. Biz bu tür kararları tanımıyoruz ve tanımayacağız."

Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde Golan Tepeleri sorununun çözümü için çok çaba sarf ettiğini anımsatarak, şöyle devam etti:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan, o günkü İsrail ve iç savaşın henüz başlamadığı Suriye yönetimi arasında ara buluculuk da yapmıştı. Sorunun çözümü sadece birkaç kelimeye kalmıştı. O günkü İsrail Başbakanı Ehud Olmert ülkesine döndüğünde, (konuyla ilgili) geri döneceğini söylemişti fakat İsrail'e döndükten sonra geri dönmek yerine Gazze ve Filistin'e saldırmaya başladılar. Bugün anlıyoruz ki niyetleri sorun çözmek değil ABD'nin de desteğiyle başka bir ülkenin topraklarını iç etmek. Tıpkı Filistin topraklarını illegal bir şekilde yerleşimlerle birlikte çalmaya çalıştıkları gibi."

(Bitti)

Kaynak:Haber Kaynağı