CHP Genel Başkan Yardımcısı Cankurtaran:

CHP Genel Başkan Yardımcısı Cankurtaran:

"(Adana'da FETÖ tutuklularının alkışlatılması) Sosyal demokrat bir partinin en önemli özelliği demokrasi ihlaline, insan hakları ihlaline karşı durmaktır. Demokrasi, insan hakları ihlaline uğramış herkes bizim savunacak alanımıza girer. Biz her türlü mağd

MANİSA (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, Adana'da Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tutuklularının alkışlatılmasına ilişkin, "Sosyal demokrat bir partinin en önemli özelliği demokrasi ihlaline, insan hakları ihlaline karşı durmaktır. Demokrasi, insan hakları ihlaline uğramış herkes bizim savunacak alanımıza girer. Biz her türlü mağdur olanı, demokrasi karşısında mağdur olmuş olanı savunuruz ve adını da geçiririz." dedi.

Partisinin Manisa il teşkilatını ziyaret eden Cankurtaran, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Adana'da tutuklu gazetecileri alkışlatmasına, eski Genel Başkan Deniz Baykal'ın bunu "yanlış" olarak yorumlamasına ilişkin, görüşlerinin sorulması üzerine Cankurtaran, CHP'nin sosyal demokrat, Türkiye'nin birleştiren gücü bir parti olduğunu ifade etti.

"Sosyal demokrat bir partinin en önemli özelliği demokrasi ihlaline, insan hakları ihlaline karşı durmaktır. Demokrasi, insan hakları ihlaline uğramış herkes bizim savunacak alanımıza girer. Biz her türlü mağdur olanı, demokrasi karşısında mağdur olmuş olanı savunuruz ve adını da geçiririz." ifadelerini kullanan Cankurtaran, bu eylemin de isimlere, hangi görüşü temsil ettiğine bakmadan, mağduriyete dikkati çekmek için yapıldığını savundu.

Cankurtaran, şöyle devam etti:

"Bu gazeteciler bir kez olsun CHP'yi, Kılıçdaroğlu'nu savunmamışlardır. Aksine hep muhalefet yapmışlardır. Bu şunu gösterir, CHP’nin demokrasi anlayışında herkes o kapsama dahildir. Demokrasi herkese lazımdır, herkes tarafından herkes için savunulmalıdır. CHP olarak demokrasi ihlalinde, insan hakları ihlalinde kişi ayrımı yapmıyoruz. Gerçekten mağdur edilmiş herkesin hakkını arayacağız. Genel Başkanımızın oradaki tutumu, bu kadar tutuklu gazetecinin olduğu bir Türkiye’nin yurt dışındaki itibarının sarsılmasına, hem de yurt içindeki insan hakları ihlali, basın özgürlüğü ihlaline karşı bir duruştur."

- Kılıçdaroğlu'nun danışmanının gözaltına alınması

"Kılıçdaroğlu'nun danışmanlarından Doç. Dr. Fatih Gürsul'un FETÖ kapsamında gözaltına alınması" konusundaki soru karşısında Cankurtaran, olayı kendisinin de duyduğunu belirterek, şu değerlendirmede bulundu:

"Bir terör örgütü var, amacı hükümeti devirmek ve ele geçirmekse bunun eğitim, yargı, askeri ayağı var da siyasi ayağı hiç yok mu. Elbette ki siyasi ayağı da vardı, AK Parti’nin hem yerel, hem meclis, hem de hükümet düzeyinde FETÖ ile suç ortaklığı yapmış, örgüte mensup olan siyasiler de var. Ama AK Parti sanki içinde örgütle bağlantılı kimse yokmuş gibi, siyasi ayağını yok sayarak kendine muhalif olanların üzerinden gözaltına alma ve tutuklama dalgasıyla bir algı operasyonu yapıyor. Biz temiziz, dışımızdaki herkes adeta bu terör örgütüne bulaşmış. Halkı hiçbir şekilde kandıramazlar. Önce içlerindeki FETÖ'cüleri ayıklasınlar, arkasından varsa bütün siyasi partilerde, bütün yapılardakilere bir baksınlar. Sadece kendilerine muhalif olduğu, solcu olduğu, sendikalara üye olduğu için, hiçbir şekilde örgütle bulaşmamış öğretmeninden tutun, siyasetteki ayağına kadar gözaltına alınan, tutuklanan kişilerin biran önce serbest bırakılmalarını sağlamaları, önce kendi içlerini temizlemesi gerekiyor."

- OHAL süreci

Cankurtaran, Olağanüstü hal (OHAL) sürecinde açıklanamayan iflasların, sürecin sonunda art arda geleceği iddiasında bulunarak, bunun da Türkiye'yi, çek senet takibi yapan illegal örgütlerle tekrar yüz yüze bırakabileceğini kaydetti.

OHAL'in uzamasının ve Türkiye gündemindeki "Başkanlık sistemi" tartışmalarının ülkeyi olumsuz etkilediğini, dışarıdan sıcak para girişini ve dolayısıyla piyasadaki nakit akışını durdurduğunu ileri süren Cankurtaran, "OHAL uzatıldıkça Türkiye’ye yabancı yatırımcı da gelmez, Türkiye’deki yatırımcı da maalesef yatırımlarını büyütmek, üretimi arttırmak ve işsizliği önlemek adına hiçbir önlem alamaz. Bir ülkede yatırımın yapılabilmesi için en önemli şart hukuk düzenidir. Demokrasinin olmadığı yerde hukuk olmaz, hukukun olmadığı yere de yatırım gelmez, ekonomi düzelemez, enflasyon, dövizin artışı devam eder, işsizlik engellenemez. OHAL'in uzatıldığı her geçen süre, vatandaşın cebinden çıkan para demektir." diye konuştu.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı