CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (2)
"Benim düşüncelerimi benim kardeşim beğenmeyebilir, buna saygı gösteririm ama birisi cebine para koyup, 'çık bunu söyle' dediyse kimse kusura bakmasın, alır kapının önüne koyarız. Bunun kardeşlikle ilgisi yoktur. Bunun temelinde ahlak yatar"- "Her başkanl
ANKARA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Benim düşüncelerimi benim kardeşim beğenmeyebilir, buna saygı gösteririm ama birisi cebine para koyup, 'çık bunu söyle' dediyse kimse kusura bakmasın, alır kapının önüne koyarız. Bunun kardeşlikle ilgisi yoktur. Bunun temelinde ahlak yatar." dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, NTV canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Anayasa değişikliği konusunda MHP'in bugün sergilediği tavrı nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, ayrı bir siyasi parti olan MHP'nin kendi dünya görüşleri bulunduğunu belirtti.
Türkiye'nin geleceği konusunda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de kendisinin taşıdığı endişeleri taşıması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Türkiye bir anlamda neredeyse, Kuzey Kore'ye dönecek. Bütün komşularla, bütün uygar dünyayla bağlantıları kesilen bir ülke konumundayız. Türkiye'nin bu atmosferden çıkması gerekirken, bu atmosferi pekiştiren anayasal düzenlemelere izin vermek, Türkiye'nin geleceği açısından yarattığı endişeyi ben yüreğimde hissediyorum. Bahçeli'nin de aynı endişeyi duyması gerekir." diye konuştu.
"Devlet benim anlayışı, Hitler anlayışıdır." diyen Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin böyle bir sürecin içine sokulmak istendiğini bildirdi.
MHP'nin anayasa değişikliği konusundaki, "Ortada fiili bir durum var. Anayasal bir sınır çizmeye çalışıyoruz." şeklindeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Fiili durum nedir? Bir kişi diyor ki 'Ben anayasaya uymayacağım, ettiğim yemine sadık kalmayacağım.' diyor. Biz de diyoruz ki madem sen anayasaya uymuyorsun, anayasayı sana uyduralım. Bu demokratik bir anlayış mıdır? Akılcı bir anlayış mıdır? Sokaktaki vatandaş anayasaya uyacak, ben uyacağım, siz uyacaksınız, herkes uyacak, bir kişi uymayacak. Bir kişi uymuyor diye ülkenin anayasasını değiştireceğiz. Bir kişinin arzusuna göre anayasa mı yapılır?"
Türkiye'nin 140 yıllık parlamenter sistem geçmişi olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Daha düne kadar itiraz ettiğiniz şeylere neden bugün koşulsuz 'evet' diyorsunuz. Bu kabul edilebilir mi? Vali uymayacak ceza vereceksin. Milletvekili uymayacak hapse atacaksın. Cumhurbaşkanı uymayacak o zaman 'sen uymuyorsan anayasayı sana uygun hale getirelim, sen istediğini yap.' Bu olmaz." değerlendirmesinde bulundu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, yüzde 91'in, cumhurbaşkanının tarafsızlığı konusunda anayasaya evet dediğini belirterek, cumhurbaşkanılarının da tarafsız davranacağına dair söz verdiğini, bu sözün arkasında duranlara hep saygı duyduklarını, durmayanları da eleştirdiklerini ifade etti.
Kılıçdaroğlu, "Bugünkü tabloyu benim aklım almıyor. Hukuka, geleneğe, örfe, ahlaka bakıyorum, yok. Bu süreçte sadece bir kişi var. Bir kişinin egoları var. Bütün Türkiye'yi bir kişinin egolarına teslim edelim. Böyle bir şey olamaz. Adaleti nerede arayacağız o zaman." diye konuştu.
- "Başkanlık sistemi toplumu ayrıştırır"
"Siz başkanlık sisteminin Türkiye'yi böleceğini mi düşünüyorsunuz?" sorusu üzerine de Kılıçdaroğlu, şu görüşleri paylaştı:
"Abdullah Öcalan'ın İmralı günlükleri yayınlandı. O da başkanlık sistemini savunuyor. Her başkanlık sistemi toplumu ayrıştırır. Eğer bunu hala görmüyorlarsa ve hala okumuyorlarsa bu ülkeye ihanet ediyorlar. Bu kadar açık ve net söylüyorum. Toplumu kandıracaklar. Başkanlık değil de cumhurbaşkanlığı. Cumhurbaşkanlığı dersek, Devlet Bey'i tatmin etmiş olacağız. Kapının arkasında bütün başkan yetkilerini vermiş olacağız. Böylece denecek ki biz başkanlığı getirmiyoruz, rejim değişikliğini getiriyoruz. Cumhurbaşkanı duruyor yerinde, adını değiştiriyoruz. Bütün yetkiler bir kişide yine."
- "İmkanım olsa 146 gazeteciyi de sayardım"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin Adana mitinginde tutuklu gazetecilerin isimlerini okumasına gelen eleştirilerle ilgili soruyu da yanıtladı.
Bunun bir yol kazası olmadığını anlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Orada 3 değil, 23 isim olabilirdi. Bu ülkenin hapishanelerinde 146 gazeteci var. İmkanım olsa 146 gazeteciyi de sayardım. Biz bir ilkeden yola çıkıyoruz. Eğer siz gazeteciyi hapse atacaksanız hangi demokrasiden söz edeceksiniz. Bu ayıp değil mi? Bu ayıbı Türkiye taşıyabilir mi? Düne kadar bunlar sizin el üzerinde tuttuğunuz kişilerdi. Şu anda hapiste olan gazetecilerin büyük bir kısmı tek cümle CHP lehine yazı yazmış değillerdir ama ben demokrasiyi savunurum. Kahramanlaştıran, iktidarın kendisidir ben değilim. Bir insanı suçsuz yere hapse atar tutuklarsan kahraman yaratmış olursun."
Kılıçdaroğlu, FETÖ soruşturmaları kapsamında danışmanı Doç. Dr. Fatih Gürsul'un gözaltına alınmasına ilişkin soru üzerine, bu kişinin daha önce partiye gönüllü danışmanlık yaptığını belirtti.
Kemal Kılıçdaroğlu, "Gönüllü çalışıyor, bizim mitingler öncesi nabız tutuyordu. Biz bunlara herhangi bir ücret ödemiyoruz. FETÖ operasyonundan sonra üç arkadaşımızın ismi medyaya yansıdı. Sayın Başbakan beni ziyarete geldiğinde söyledim. Bizim istihbarat örgütümüz yok. Üç arkadaşın Gülen cemaati ile bağlantıları nedir, biz onları da bilmiyoruz. Şu ana kadar bize gelen herhangi bir bilgi yok." dedi.
Yenikapı ruhu ile ilgili soru üzerine de Kılıçdaroğlu, "Yenikapı ruhuna sadık kalan tek kişi benim. Yenikapı'da 12 madde halinde nelerin yapılması gerektiğini söyledim. Bir musibet bin nasihatten evladır." ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, yargı bağımsızlığının çok önemli olduğunu vurgularken, bağımsız olmayan yargıyla adalet dağıtılamayacağını belirtti.
- Kardeşinin açıklamaları
Kardeşi Celal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının hatırlatılması ve "Siz kardeşinizle konuştunuz mu?" sorusunun yöneltilmesi üzerine Kemal Kılıçdaroğlu, "Hayır." dedi.
Kardeşinin küçük bir çocuk olmadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Onun illa benim siyasi görüşümü desteklemesi gibi bir durum da söz konusu değil. Destekler veya desteklemez, onun bileceği bir iş. Her birimiz bağımsız bir bireyiz. Ama altını özenle çiziyorum, bizim bir belediyemiz, Didim Belediyesi, Didim'e olağanüstü hizmetler veriyor. Kıyıyı temizledi, açtı. Didim'de iki tane yüksek bina var, o binaların yıkılması lazım. Çünkü Didim örnek bir turizm kenti olmak zorundadır. Şimdi o binaların sahipleri parayla insan satın alıp, bize saldırtmanın yollarını arıyorlar. Bakın bu kadar açık ve net söylüyorum. Cebine para koyup, çık şunu yap diyorlar. Çıkıp onlar yapılıyor. Onların etrafındaki, o kişinin etrafındaki insanlara bakın göreceksiniz, o müteahhidin yandaşları, biz bunların hepsini biliyoruz."
"Kardeşinize de bu insanlar tarafından para verildiğini mi söylüyorsunuz?" sorusu üzerine ise Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:
"Benim ne söylediğimi siz de anladınız. Herkes da anladı aslında. O nedenle belediye başkanıma, 'Bir daha sadece o değil, soyadı Kılıçdaroğlu olan kim olursa olsun, yakın uzak akrabam, bir belediyeye gidip çıkar amaçlı bir öneri götürüp veya bana şunu verin dediği an kapının önüne koyun.' dedim. Hiçbir tereddüdüm yok o konuda. Benim düşüncelerimi benim kardeşim beğenmeyebilir, buna saygı gösteririm ama birisi cebine para koyup, 'çık bunu söyle' dediyse, kimse kusura bakmasın, alır kapının önüne koyarız. Bunun kardeşlikle ilgisi yoktur. Bunun temelinde ahlak yatar. Benimle aynı dünya görüşünü paylaşmasa bile ahlaklı bir insanın başımın üstünde yeri vardır. Ben o insanı saygın görürüm. Bana sordular 'ağabeyinizle sorununuz var mı?' diye. Ağabeyim olmadığı için 'ağabeyimle bir sorunum yoktur.' demiştim."
Bir soru üzerine kardeşinin açıklamalarının CHP'ye zarar verdiğini düşünmediğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "CHP ile ilgili konuştuğu için CHP'den ihraç edildi, mesele de bitti." değerlendirmesini yaptı.
- Ekonomik gelişmeler
Ekonomik gelişmeleri de değerlendiren Kılıçdaroğlu, iktidarın ekonomiyi yönetemediğini savundu.
"Dünyanın her tarafından dolar fışkırırken ekonomiyi götürüyorlardı. Şimdi niye para kaçıyor, turist niye gelmiyor?" diyen Kılıçdaroğlu, Türkiye'de kendisi dahil hiç kimsenin can ve mal güvenliğinin olmadığını ileri sürdü.
Kılıçdaroğlu, "Her an her kişi gözaltına alınabilir, tutuklanabilir, dosyasına gizlilik kararı konabilir. Bunu ben görüyorum da Avrupalı, Amerikalı, Japon görmüyor mu? Hepsi görüyorlar. Türkiye'yi riskli ülke kabul ediyorlar. Türkiye'nin imaj sorunu, dikta sorunu var. Bir ülkenin diktatör tarafından yönetildiği algısı yerleşmişse, demokratik bir ülkeden o ülkeye insan gelmez." görüşünü savundu.
TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı'nın Almanya'da havalimanında polislerce alıkonulmasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Sen kalkacaksın Türkiye Cumhuriyeti'nden bir parlamenteri alacaksın, 45 dakika bir yerde tutacaksın. Bunu kabul etmem. Karşıtlığını anlarım ama karşıtlık yaparken her yabancıyı tutup da Alman diye sorgularsan bu olmaz. Ne olur? Ayağınıza kurşun sıkmış olursunuz." diye konuştu.
Dövizdeki dalgalanmalar ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "döviz bozdurun" çağrısının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "Bir ülkenin yöneticisi, cumhurbaşkanlığı, başbakanlığı koltuğunda oturan bir kişi hesabında dolar tutarsa, Türk lirasına güvenmiyor demektir." ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Ben niye dolar hesabı tutmuyorum. Ben Türk lirasına güveniyorum. Bulsunlar Kılıçdaroğlu'nun avro veya dolar hesabı var mıdır? Devleti yönetenler kendi paralarına güvenmiyorlar."
Kılıçdaroğlu, "CHP olarak kampanyaya destek verir misiniz?" sorusunu ise "Dolarım yok ki zaten. Ben kendi ülkemin parasına güveniyorum. Dolarla işimiz yok. Ben devleti yöneten her kişinin benim gibi düşünmesini isterim." dedi.
- Dış politika
Türkiye-AB ilişkileriyle ilgili soru üzerine ise Kılıçdaroğlu, Başbakan Binali Yıldırım'a bir çağrıda bulunmak istediğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, "Neden onların fasıl açmalarını bekliyoruz. Binali Bey gelsin Parlamentoya, demokrasi için, adalet için neyse Batı standartları, biz onları beklemeden kendimiz yapalım. Oturalım bu ülkeye birinci sınıf demokrasiyi getirelim." dedi.
"Fırat Kalkanı Harekatı'nda gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, AK Parti hükümetlerinin dış politikada Türkiye'ye tarihin en büyük yenilgilerini yaşattığını savundu.
Türkiye'nin Suriye, Mısır, Irak, Libya politikalarını eleştiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bütün bunların tamamında sınıfta kalan politika. Ortadoğu'da devletlerin içişlerine müdahale ettiler. 'Esad'ı yıkacağız' dediler. Hatta Cumhurbaşkanı dilini tutamadı, son bir kez daha 'Bizim oraya esas gidiş nedenimiz Esad'ı yıkmak.' dedi. Sonra MGK toplandı, bir gün sonra 'Oraya Esad'ı yıkmak için değil, terör için gittik.' dedi. Bu tatmin etmedi Putin'i. Erdoğan'ın açıklamasını istedi. Erdoğan çıktı, 'Evet biz oraya bir kişi için değil, terör için gittik.' dedi."
(Bitti)
AA
Kaynak: