CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu:

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu:

"Daha Suriyelilerin bize maliyetinin farkında değiliz, şu anda farkında olduğumuz sadece mali yükleri, yarın bu insanların içerisinde yer altı dünyasının önemli aktörleri çıkacak nasıl geçinecekler"- "Türkiye mülteci konusunda üzerine düşeni yapmıştır, 2,

İZMİR (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Daha Suriyelilerin bize maliyetinin farkında değiliz, şu anda farkında olduğumuz sadece mali yükleri, yarın bu insanların içerisinde yer altı dünyasının önemli aktörleri çıkacak nasıl geçinecekler" dedi.

Kılıçdaroğlu, İzmir'de Ege Genç İşadamları Derneğinin (EGİAD) "72. Ege Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, tarihin iktidar kadar muhalefetin de yaptıklarını yazacağını, bunların farkında olarak eleştiri ve önerilerde bulunduklarını belirtti.

AK Parti iktidarının Türkiye için bir strateji hazırlamadığını yasal zorunluklar nedeniyle 3 yıllık bir çalışma yaptığını öne süren Kılıçdaroğlu, stratejinin birinci ayağı olan hukukun üstünlüğü kısmında ülkenin sınıfta kaldığını öne sürdü.

Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin katma değeri yüksek ürünler üretmesi ve bilgi toplumu seviyesine ulaşması için eğitim sorununun ortadan kaldırılması gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi:

"Bir ülkenin üniversiteleri bilgi üretemiyorsa o ülke katma değeri yüksek ürün üretemez. Biz neden üniversiteler üzerinde duruyoruz, neden üniversite özerkliği üzerinde duruyoruz, neden diyoruz ki her düşünce üniversitelerde istisnasız gürce tartışılsın, o dinamizmi yakalamak ve bilgi üretmek için. Peki Türkiye'nin üniversiteleri bilgi üretiyor mu? Üzülerek ifade ediyorum İran'ın üniversitelerinin bilgi üretme sayısı Türkiye üniversitelerini geçti. Açıp bunların hepsine bakabilirsiniz ulusal istatistiklerde. Düne kadar biz öndeydik şimdi onlar geldi geriden bizi geçiyor, şuna benziyor biz Güney Kore'den önce otomobil ürettik ama bugün bizim otomobil markamız yok ama Güney Kore'nin dünya çapında 3 otomobil markası var neden? Bilgi toplumuna geçtiler biz yerimizde patinaj yapıyoruz."

Türkiye'ye birinci sınıf demokrasiyi getirilecekse samimi olunması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, mevcut anayasadaki ilk 4 maddenin kendileri için kırmızı çizgi olduğunu ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'ndan bu maddeleri neden değiştirmek istediklerini açıklamasını talep etti.

Kılıçdaroğlu, Türk tipi başkanlık sisteminin içerisinde neler barındırdığını öğrenmek istediklerini belirterek, bir kişinin isteğine, arzusuna göre rejiminin değişmeyeceğini bir ülkenin rejimini o ülkenin tarihsel ve siyasal koşullarının belirleyeceğini kaydetti.

- "Yargı bağımsızlığı istiyoruz"

Kemal Kılıçdaroğlu, kendilerinin güçlendirilmiş bir parlamenter sistem istediklerini bunu da açıkça dile getirdiklerini vurgulayarak, konuşmasına şöyle devam etti:

"Yargı bağımsızlığı istiyoruz, yargısı bağımsız olmayan bir ülkede demokrasi olmaz, adalet olmaz, adalet dediğimiz sistemi yok etmiş oluruz hiç kimsenin can ve mal güvenliği olmaz. Yargının bağımsız olduğu yerlerde herkes yargı kararlarına saygı duyar, uygular ama yargı kararlarını eleştirebilir o da düşünceyi açıklama özgürlüğünün bir parçasıdır. Ama ben yargı kararlarına uymayacağım, Anayasa Mahkemesi kararına saygı duymayacağım ve uymayacağım diyor kim? Ülkenin başındaki kişi. Şimdi ne diyor ben anayasayı koruyorum diyor. Allah esirgesin sakın sen koruma kardeşim senin ne işin var, sen başka işlerle uğraş."

Yeni anayasanın içerisine milletvekili seçimlerinin ön seçimli bir şekilde olması için gerekli düzenlemenin de konulmasını isteyen Kılıçdaroğlu, bu sayede lider sultasına son verilebileceğini kaydetti.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, yurt dışında yaşayıp seçimlerde oy kullanabilen kişilerin seçilme haklarının da olması gerektiğini savunarak, bunun gerçekleştirilebilmesi için yeni yapılacak anayasada gerekli düzenlemelerin olması arzusunu taşıdıklarını bildirdi.

Konuşmasında Artvin'in Cerattepe bölgesinde yaşanan olaylara da değinen Kılıçdaroğlu, o bölgeye insanların nefes almak için gittiklerini, her görüşten insanın orada doğayı korumak için eylem yaptığını ifade ederek, buna karşılık halen o bölgenin maden sahası yapılmak için ısrar edildiğini belirtti.

- Doğu ve Güneydoğu

Kemal Kılıçdaroğlu, Doğu ve Güneydoğu'da izlenen politikaları da eleştirerek, yaşanan sorunların çözülmesi için uyarılarda bulunduklarını ve dönemin başbakanına sorunun çözüm yollarını içeren bir mektup verdiğini anımsattı.

Sorunun çözülmesi durumunda gelip kendilerini kutlayacağını söylediğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Türkiye kan gölüne döndü, soru şu bu kentlere silah depolanırken iktidar neredeydi valilere neden talimat verdiler bunlara dokunmayın diye. Ağır silahlar tüneller kazdılar neden ses çıkarılmadı, bunun adı terör örgütlerine yardım ve yataklık yapmak değil midir. Siz eğer herhangi bir şekilde yasa dışı olayı görüp, tanık olup onu görmezlikten gelirseniz hatta hiç duymazsanız gelir sizin yakanıza yapışırlar, derler neden görüp bize bildirmedin. Devletin valisine resmi yazı yazılıyor burada terör örgütü var silahlı müdahale etmek istiyoruz müdahale etmeyin diyorlar. Bu asla doğru değil ve affedilemez" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin dış politikasının yanlış olduğunu defalarca söylemesine rağmen, ısrarla uygulanmaya çalışıldığına vurgu yaparak, bu anlayıştan bir an önce vazgeçmesi gerektiğini ifade etti.

- Mülteci konusunda Türkiye üzerine düşeni yaptı

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Avrupa'nın kendilerine gelen Suriyelilerden kurtulmak için Türkiye'ye bazı dayatmalar içerisinde olduğunu belirterek, Suriyelilerin yanı sıra ülkelerindeki Afgan ve Pakistanlıları da göndermek istediklerini anlattı.

Gelen kişiler arasındaki okumuş olanların Avrupa tarafından alınacağını bildiren Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Ayrıca sana 3 milyar avro vereceğim yetmez bir 3 daha vereyim, Türkiye bir tampon ülkemi ben de şunu söyledim biz size verelim 6 milyar avro siz hepsini alın niye bize veriyorsunuz. Biz bunu böbürlenerek anlatıyoruz, insanlar arasında seçim yapılmaz bu insan haklarına aykırıdır. Hem Avrupa hem Türkiye'nin yönetimi insan hakları bağlamında sınıfta kalmıştır. Ege Denizi'nde binlerce insan yatıyor sorumlusu kim. Biz bunu da sormak zorundayız. Avrupa'ya gittiğimde bu sorunları aynen Avrupa Birliği yetkililerine söyledim. Türkiye göçmen konusunda üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır ama siz gereğini yapmadınız. Nasıl çözeceksiniz 1, Suriye'deki iç savaşı durduracaksınız 2, Suriyelilerin kendi topraklarına gitmesi için elinizi cebinize atacaksınız ve Suriye'yi yeniden onaracaksınız ki tamamıyla gitmez ama en azından gidenler huzur içerisinde kendi topraklarına gidebilirler."

Kılıçdaroğlu, partisinin Türkiye'nin her sorunun çözümüyle ilgili görüşünün bulunduğunu diğer ülkelerdeki iyi örnekleri seçerek düzenleme yaptıklarını savundu.

Kemal Kılıçdaroğlu, programın devamında katılımcılarının yazılı sorularını yanıtladı.

Türkiye'nin gelecek 3 ayda siyasi ve ekonomik durumunun nasıl değerlendiriyorsunuz sorusu üzerine, Kılıçdaroğlu, ekonomide ve siyasette huzurlu bir Türkiye arzusu içerisinde olduklarını belirterek, ülkeyi zor koşulların beklediğini öne sürdü.

Suriyelilerin Türkiye'ye kabul edilmesine ilişkin soru üzerine de Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:

"Ben Suriye'de iç barış sağlandıktan sonra Suriyelileri kendi ülkelerine göndereceğim dediğim zaman kıyamet koptu vay efendim sen bunu nasıl söylersin, Suriyelileri nasıl gönderirsin diye. Daha Suriyelilerin bize maliyetinin farkında değiliz, şu anda farkında olduğumuz sadece mali yükleri, yarın bu insanların içerisinde yer altı dünyasının önemli aktörleri çıkacak nasıl geçinecekler. Bütün düzenimiz bozulacak bana inanmıyorsanız gidin Gaziantep'e görün, bütün manzaraları validen, emniyet müdüründen dinleyin 3 tür Suriyeli yaşar bizim ülkemizde. Bir, kamplarda yaşayan Suriyeliler, iki maddi durumu iyi olup ev tutan iş yeri açan Suriyeliler. Üç, sokakta dilenen Suriyeliler eğer bir dördüncü derseniz, İzmir'i geçiş güzergahı kabul edip buradan Yunan adalarına giden Suriyeliler. Bütün bu insanlık dramının maalesef tek sorumlusu biziz yani Türkiye durup dururken Esad'ı düşman ilan ettik niçin Suriye'de demokrasi yok sizin ülkenizde var mı? Ayrıca Suriye'de demokrasi yoksa buna Suriyeliler karar verir, yarın bir başka ülke Türkiye'ye gelir içinizde demokrasi yok diye savaş başlatırsa ve biz buna itiraz ettiğimizde neden Suriye'ye itiraz etmediniz dediğinizde ne diyeceğiz."

- AYM kararına ilişkin açıklamalar

Kemal Kılıçdaroğlu, AYM'nin gazeteci Can Dündar ve Erdem Gül hakkındaki gerekçeli kararına ilişkin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın açıklamalarının sorulması üzerine şu yanıtı verdi:

"Allah aşkına beni bu tür adamlarla muhatap etmeyin, emin olun rahatsız oluyorum. Böyle bir şey olabilir mi? Nesini yorumlayacağım? Hukuksuzluğu, hukuka uymamayı, anayasaya uymamayı, Anayasa Mahkemesi kararlarına uymamayı ilke edinen birisine ben ne söyleyebilirim arkadaşlar? Ne söyleyeyim? Bizim Anadolu'da güzel bir laf vardır, zalimlere şu denir 'Zulmün artsın' denir. Zulmün artsın ki bir an önce git diye. Geldiğimiz nokta bu, ülkem adına üzülüyorum. Böyle bir şey olmamalı."

"Siz halkınıza hesap veremiyorsanız bakın, altını çiziyorum, halkınıza hesap veremiyorsanız, konuşma hakkınız yoktur. Oturduğunuz sarayın maliyetini bu milletten gizliyorsanız, o sarayda rahat uyuyamazsınız" ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

"Benim paramla yapacaksın, bana hesabını vermeyeceksin. Hangi demokrasi de var? Seni anayasa getirecek o makama, Cumhuriyet getirecek o makama. Tarafsızlığın üzerine 'namusum ve şerefim üzerine ant içiyorum' diye yemin edeceksin, sonra tarafsızlığı unutacaksın. Bu namus ve şeref pazarda mı satılıyor Allah aşkına? Emin olun, bunları söylerken rahatsızlık duyuyorum. En tepe noktada olan kişi, toplumun önderi ve lideridir. Davranışıyla, konuşmasıyla, oturmasıyla, kalkmasıyla önder olmak zorundadır. Kötü örnek değil, iyi örnek olmak zorundadır. Ben Cumhuriyet tarihinde böyle bir şey hiç görmedim, tanık da olmadım. İlk kez hayatımda böylesine garip bir duruma tanık oluyorum. Mahkeme kararları elbette eleştirilebilir, biz de eleştirdik. Yeri gelir eleştirirsin, ama bir makama olan saygıyı koruma sınırları içinde olmalıdır. Siz karara uymayacağınızı söyleyerek, karar veren yargıcı neredeyse vatan haini ilan edeceksiniz. Böyle bir şey olamaz, yok zaten. Bütün dünya gülüyor, emin olun. Böyle bir hale geldik yani. "

Etkinliğe, CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, Erdal Aksünger, CHP Milletvekilleri EGİAD Başkanı Seda Kaya, işadamları ve davetliler katıldı.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı