CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Afyonkarahisar'da

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Afyonkarahisar'da

Kılıçdaroğlu: (1)-"Şimdi biz bir rejim değişikliğinin içine giriyoruz. Rejimi değiştireceğiz. Birinci soru şu; hangi gerekçeyle rejim değişir? Bir Allah'ın kulu çıkıp makul ve mantıklı gerekçe açıklaması lazım. Demesi gerekir ki; 'Şu gerekçeyle biz demokr

AFYONKARAHİSAR (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Şimdi biz bir rejim değişikliğinin içine giriyoruz. Rejimi değiştireceğiz. Birinci soru şu; hangi gerekçeyle rejim değişir? Bir Allah'ın kulu çıkıp makul ve mantıklı gerekçe açıklaması lazım. Demesi gerekir ki; 'Şu gerekçeyle biz demokratik parlementer sistemden vazgeçiyoruz, tek adam rejimine geçiyoruz.' Deniyor ki; 'Devlette çift başlılık bitecek.' Tam tersine devlet yönetiminde çift başlılık olacak." dedi.

Bir dizi programa katılmak üzere Afyonkarahisar'a gelen Kılıçdaroğlu, Afyonkarahisar Ticaret Borsasında muhtarlar ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.

Kılıçdaroğlu, Milli Kurtuluş Savaşı'nın yürütüldüğü topraklarda olduklarını, bu toprakların şehit kanlarıyla sulandığını bildirdi.

Düşmana karşı mücadele eden kahraman askerlerin Cumhuriyeti kurduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Neresinden bakarsak bakalım, birlikte yaşama arzumuz. her dönem hepimizin gündeminde olabilir. Ayrılık, gayrılık yapmadık. Farklı düşünebiliriz, farklı kimliklerimiz olabilir. Türkiye'nin farklı bölgelerinde yaşayabiliriz ama bir arada, huzur içinde yaşamak istiyoruz. Herkesin karnının doyduğu, herkesin işinin, aşının olduğu bir Türkiye'de huzur içinde yaşamak istiyoruz." diye konuştu.

- "Bu tercih bir demokrasi tercihidir"

Kılıçdaroğlu, komşu ülkelerle de huzur içinde yaşamak istediklerini vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:

"İsteriz ki hem dünyada barış olsun, hem Türkiye'de barış olsun. Bu sözü söyleyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, savaş meydanlarından gelen bir kişidir. Barışın ve huzurun değerini en iyi o biliyor. Savaşın bir toplum içinde nelere mal olduğunu en iyi bilen kişidir. Cumhuriyetimizi kurduk, demokrasimizi geliştirdik. 16 Nisan'da sandığa gideceğiz ve bir tercihte bulunacağız. Demokrasiyi mi istiyoruz, tek adam yönetimini mi istiyoruz? Bu tercihte bulunacağız. Bu tercihin sağı solu yok. Bu tercihin A partisi B partisi yok. Bu tercihin sosyal demokratlar, mütedeyyinler, milliyetçiler, ülkücüler, Saadet'çiler, bunlarla da ilgisi yok. Bu tercih bir demokrasi tercihidir. Siyasi görüşleriniz, kimliklerimiz, yaşadığımız bölgeler farklı olabilir ama bir arada demokrasi istiyoruz. "

Demokrasiyi herkesin istemek zorunda olduğunu, barışın ve huzurun demokrasiden geçtiğini anlatan Kılıçdaroğlu, demokrasinin düşünce özgürlüğü olduğuna, demokraside herkesin can ve mal güveniliğinin garanti altında olduğuna dikkati çekti.

- "Hangi gerekçeyle rejim değişir?

Kılıçdaroğlu, 1923'te Cumhuriyet kurulduğunda, Meclis açıldığında "tek adam" yönetimi olmadığını belirterek, şöyle konuştu:

"Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e başkomutanlık yetkisi TBMM tarafından sınırlı olarak verilmiştir. Yine 1924 Anayasası görüşülürken Gazi Mustafa Kemal'e Meclisin fesih yetkisi verilmemiştir. Gerekçe olarak; 'bizi buraya millet gönderdi, Gazi Paşayı severiz ama bizi buraya o getirmedi. Milletin iradesini herkeste aramak zorundadır' demişlerdi. Şimdi biz bir rejim değişikliğinin içine giriyoruz. Rejimi değiştireceğiz. Birinci soru şu; hangi gerekçeyle rejim değişir? Bir Allah'ın kulu çıkıp makul ve mantıklı gerekçe açıklaması lazım. Demesi gerekir ki; 'Şu gerekçeyle biz demokratik parlementer sistemden vazgeçiyoruz, tek adam rejimine geçiyoruz.' Deniyor ki; 'Devlette çift başlılık bitecek.' Tam tersine devlet yönetiminde çift başlılık olacak."

- "Devletin tepesinde çift başlılık olacak"

Anayasa değişikliği halk oylamasında "evet" çıkması halinde 'çift başlılık durumu ortadan kalkacak' söyleminin doğru olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Nasıl en tepedeki kişi hem başkan olacak hem de siyasi partinin genel başkanı olacak. Yani iki ayrı şapkası olacak. Çift başlılık söylemi asla doğru değil. Tam tersine bu anayasa değişikliği geçerse devletin tepesinde çift başlılık olacak. Belki bazı vatandaşlarım diyebilir; 'Olsun ne olacak. Kişi hem partisini hem de Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil etsin.' O zaman soru şu; bu kişi nasıl tarafsız olacak? Tarafsızlık niteliği ne olacak? Meclise gelip 'ben tarafsız davranacağım' diye nasıl yemin edecek? Ben tarafsız olamam. Neden? Ben bir partinin genel başkanıyım. Binali Bey tarasız olamaz. O da başka bir partinin genel başkanı. Devlet Bey tarafsız olamaz. O da başka bir partinin genel başkanı. Biz Mecliste yemin ederken zaten tarafsızlık üzerine yemin etmeyiz. Öyle bir kural yok. Tarafsızlık üzerine yemin sadece cumhurbaşkanının. O da partinin genel başkanı olunca ne olacak? Cumhurbaşkanını illerde kim temsil edecek? İl başkanı mı, vali mi? İkisi de temsil edecek. Yani çift başlılık hem tepe de var hem altta var. Bunların tamamını düşünmemiz lazım. Tamamını düşünüp sandığa gitmemiz lazım. Bunların siyasi partilerle ilgisi yoktur. Mesele bir siyasi parti meselesi değildir, mesele bir kişi meselesi değildir. Mesele memleket meselesidir, cumhuriyet, vatan, bayrak, demokrasi meselesidir. O kadar fazla yetkiler veriyoruz ki; bir kişiye bu kişi hata yaptığı zaman hatayı 80 milyon çekecek."

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı