CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu İzmir'de:
"Eğer bir ülkede bir saray yapılır, o sarayın maliyetini parlamentodaki 550 milletvekili öğrenemezse o ülkede demokrasi yoktur. Birbirimizi kandırmayalım"- "Başbakan, bakan, Maliye Bakanı'na soruyoruz 'bilmiyoruz' diyor. Aslında hepsi biliyor, bildiklerin
İZMİR (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Eğer bir ülkede bir saray yapılır, o sarayın maliyetini parlamentodaki 550 milletvekili öğrenemezse o ülkede demokrasi yoktur. Birbirimizi kandırmayalım." dedi.
Buca Belediyesi Tarık Akan Gençlik Merkezi'nde gençlerle bir araya gelen Kılıçdaroğlu, konuşmasında gençlerin Gençliğe Hitabe ve Nutuk'u okumasını istediğini belirtti.
Nutuk'ta Atatürk'ün ve milletin verdiği mücadelenin anlatıldığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet kurulurken 1 metrelik milli demiryolu olmadığını, bir iki fes fabrikası dışında fabrikanın da bulunmadığını aktardı.
O dönemde okuma yazma oranlarının kadınlarda binde 8, erkeklerde yüzde 6 olduğunu, o dönemde çok partili yaşamın gelmediğinin sorulduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Şunu hiçbir zaman düşünemiyorlar, Hakkari'de kurulacak seçim sandığının başına okuma yazma bilen adamı nereden bulacaksınız." diye konuştu.
Millet mektepleri, köy enstitülerinin kuruluşunu anlatan Kılıçdaroğlu, 1940'larda Türkiye'nin uçak ihraç eden, kendi denizaltısını yapan ülke durumuna geldiğini söyledi.
Bugün ise Türkiye'nin kendi uçağını, gemisini üretemez hale geldiğini, İran üniversitelerinin bilimsel yayın sayısında Türk üniversitelerini geçtiğini ifade eden Kemal Kılıçdaroğlu, "21. yüzyılda bir ülkeyi ele geçirmek için işgal etmenize gerek yok. Eğitim sistemini bozduğunuz zaman o ülkeyi geri bıraktırırsınız. Bazı düşünürlerimiz söyler 'geri bıraktırılmış Türkiye' diye. Evet, biz geri bıraktırılmış bir ülkeyiz. Çünkü Mustafa Kemal Atatürk'ün izinden gitmemiz gerekirken oradan vazgeçtik. Tüketen bir toplum konumuna geldik." değerlendirmesinde bulundu.
"Bir siyasetçi var. Ayakkabı kutusu macerasını yaşayan 4 kişiden biri." diyen Kılıçdaroğlu, "Yaptığı konuşmalardan birinde 'Biz Müslüman bir ülkeyiz, Müslüman ülkede mucit olmaz, biz ara eleman yetiştiririz' diyor. Bu kişi Müslümanlığı da bilmiyor. Ben Müslümanlık kadar bilime önem veren ikinci bir din bilmiyorum." ifadesini kullandı.
- Gençlere "okuyun" çağrısı
Türkiye'nin geriye gidişinin Marshall yardımlarıyla başladığını, son 10-15 yılda da bilim ve üniversitelerin baskı altına alındığını savunan Kılıçdaroğlu, bilim insanlarının tutuklanmasının demokrasi ayıbı olduğunun altını çizdi.
Gençlerin özellikle yakın tarihi öğrenmesi gerektiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Okudukça gerçekleri göreceksiniz. Aynı şeyleri, sürekli aynı hataları tekrar eden bir Türkiye göreceksiniz. Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetenler, üzülerek belirteyim Türkiye'nin yakın tarihini bilmeyenlerdir. Rivayetler üzerinden edindikleri bilgilerle Türkiye'yi yönetmeye çalışıyorlar. Lozan'ı tartışmaya açmak. Bilmiyorlar Lozan'ı. Bilmeden Türkiye'yi yönetiyorlar. Bilgi birikimleri yok, deneyimleri yok, yakın tarihi bilmek gibi özel bir çalışma içinde değiller. Oysa Lozan bu ülkenin tapusudur. Emin olun Sevr'in ne olduğunu, işgalin ne olduğunu, Mustafa Kemal'in hangi koşullarda Samsun'a çıktığını bilmiyorlar."
Osmanlı İmparatorluğu'nun kendi sonunu eğitimsizlikle hazırladığını, kendi silahı üretmediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin kendi silahını üretmesi gerektiğini, başkalarına muhtaç olmaması gerektiğini vurguladı.
Bir ülkenin bir başka ülkeye enerji konusunda bağımlı olmaması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Şu anda Türkiye Cumhuriyeti Rusya'ya yüzde 60-65 oranında bağımlıdır. Neden bağımlıdır, hangi gerekçeyle. Ruslarla ilişkilerimiz bozulsun diye söylemiyorum. Türkiye kendi geleceğini sağlıklı düşünmek, güvence altına almak istiyorsa bunları planlaması gerekmektedir." diye konuştu.
Eğer bir ülkede yapılan bir sarayın maliyetini parlamentodaki 550 milletvekili öğrenemezse o ülkede demokrasi olamayacağını savunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Birbirimizi kandırmayalım. Başbakan, bakan, Maliye Bakanı'na soruyoruz 'bilmiyoruz' diyor. Aslında hepsi biliyor, bildiklerini de biliyoruz. Niye açıklamıyorlar? Çünkü o büyük hatanın, lüksün, şatafatın farkındalar. Ama ödenen her kuruş verginin hesabını siyaset kurumu vermek zorundadır. Bu demokrasinin çıkış noktasıdır.
Bir şey söylüyoruz, 'siyasi ahlak yasası çıkmalı' diye. Doktorların etik kuralları var, herkesin var. Ahlaki kuralları olmayan tek alan Türkiye'de siyaset. Her türlü yolsuzluğu yaparsın, yolsuzluk yaptığın ölçüde omuzlarda taşınırsın. Yeni bir kültür olarak topluma enjekte etmeye çalışıyorlar. Çalıyor ama yapıyor diyorlar. Dolayısıyla çalmayı meşrulaştıran bir kültürü toluma enjekte etmeye çalışıyorlar."
AA
Kaynak: