CHP Grup Başkanvekili Altay:
"Siyasi ayağı gizlendiği sürece 15 Temmuz darbesinin perde arkasını Erdoğan ve yakın çevresi dışında hiç kimse bilmeyecek ve öğrenmeyecektir"- "AK Parti'ye oy veren 23 milyon da dahil, Gazi Mustafa Kemal Atatürk 80 milyonun ortak değeridir. Kitaplardan si
TBMM (AA) - CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, "Siyasi ayağı gizlendiği sürece 15 Temmuz darbesinin perde arkasını Erdoğan ve yakın çevresi dışında hiç kimse bilmeyecek ve öğrenmeyecektir." dedi.
Altay, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, AK Parti'nin, 15 Temmuz'daki FETÖ'nün hain darbe girişimini fırsata çevirip, 20 Temmuz'da OHAL ilan ettiğini, bugüne kadar 26 kanun hükmünde kararname çıkartıldığını söyledi.
Bu KHK'ların sadece 5'inin TBMM'de kanunlaştığını, 21'inin ise Meclisin raflarında beklediğini dile getiren Altay, Türkiye'nin bir yılı aşkın süredir OHAL şartlarında yönetildiğini ifade etti.
Birçok kanuni düzenlemenin, OHAL kapsamındaki KHK'larla yapıldığını anlatan Altay, şöyle devam etti:
"Allah Türkiye'ye bir daha sivil ya da asker, postallı, silahlı ya da silahsız, muhtıra ya da elektronik muhtıra şeklinde, parlamentomuza ve demokrasiye müdahalenin yaşandığını inşallah bir daha göstermeyecek. Bu millet demokrasiyi özümsedi, benimsedi, içselleştirdi ve çok sevdi. Erdoğan'ın içi rahat olsun. Millet, 15 Temmuz'da iktidarıyla, muhalefetiyle, parlamentosuyla görevini yaptı. Şehitler, gaziler görevini yaptı. Siyasi partiler, medya görevini yaptı. Görevini yapmayan bir kişi varsa gerçekten Recep Tayyip Erdoğan'dır. Siyasi ayağı gizlendiği sürece 15 Temmuz darbesinin perde arkasını Erdoğan ve yakın çevresi dışında hiç kimse bilmeyecek ve öğrenmeyecektir."
Altay, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın TBMM'de FETÖ'nün Darbe Girişimini Araştırma Komisyonuna neden ifade vermediğini ya da ifade vermesinin kim tarafından engellendiğini sordu.
Engin Altay, "Bu sorunun cevabını samimiyetle aldığımız an, hakikaten 15 Temmuz'la ilgili 'kontrollüydü, şuydu, buydu', hepsiyle ilgili iddialarımızı geri çekeceğiz. Bu darbenin en önemli iki öznesi TBMM'de kurulan bu komisyona ifade vermekten imtina ediyorsa benim aklıma şu gelir; bu iş parlamentoya uzanıyor, bu iş AK Parti Genel Merkezine uzanıyor." ifadesini kullandı.
AK Parti, Genelkurmay Başkanlığı ve MİT Müsteşarlığının darbenin duyumunu aldığını öne süren ve gazeteci Fuat Uğur'un darbe girişiminden 3 ay önceki köşe yazısını aktaran Altay, "Bunun bildiğini Genelkurmay Başkanı, MİT Müsteşarı, İçişleri Bakanı, Başbakan, Cumhurbaşkanı bilmiyor mu? Vallahi biliyordu, billahi biliyordu. Önlem almak yerine izlendi. 'Açığa çıksınlar, enseleyelim' mantığıyla bakıldı. Ellerin tetiğe gitmesine, pilotların bomba butonlarına basmasına göz yumuldu." görüşünü savundu.
-"Çık ne biliyorsan bu milletle paylaş"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a da seslenen Altay, "Çık ne biliyorsan bu milletle paylaş. Yücelirsin. Çık, ne öngördüysen, ne duyum aldıysan, neden bu hataya düştüysen, seni kim bu hataya düşürdüyse asıl hesabı önce ondan sor. Kalkışmanın başlamasına kim göz yumduysa ondan hesap sormadan FETÖ'cülere sorduğun hesap, hesap sayılmaz." değerlendirmesinde bulundu.
Altay, Adil Öksüz bulunmadan, Genelkurmay Başkanı Akar ve MİT Müsteşarı Fidan bildiklerini paylaşmadan bu darbe girişiminin perde arkasının aydınlanmayacağını söyledi.
"Türkiye'nin bir an önce olağanlaşması lazım"
OHAL'in ekonomiye yansımalarına da değinen Altay, "En varsılından en yoksuluna kadar toplumun bütün kesimlerinde OHAL'den kaynaklı olarak ekonomideki daralma ve kırılmanın etkilerini, millete bizim anlatmamıza gerek yok. Dünyada büyük bir itibar ve irtifa kaybındayız. Türkiye'ye fırça atmayan, Türkiye'yi ucuz, beşinci sınıf demokrasiyle yönetilen bir külüstür ülke gibi görmeyen ülke kalmadı. Bu beni incitiyor." dedi.
Onbinlerce mağdurun söz konusu olduğunu ve Türkiye'nin hızla bir kutuplaşmaya gittiğini savunan Altay, şu görüşleri savundu:
"Türkiye'nin bir an önce olağanlaşması lazım ama önce Erdoğan'ın öfkesinin, üslubunun ve hırsının olağanlaşması lazım. Erdoğan'ın öfkesi, üslubu ve hırsı kabul edilebilir sınırların çok üstündedir. Bu milletin kutuplaşmaya değil, kucaklaşmaya ihtiyacı var.
TBMM'nin yetkileri bir kişiye devredilmişse, yargıya erişim engellenmişse, anayasa askıya alınmışsa, BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin adil yargılama ve işkenceyle mücadele başlıklarına çekince konulmuşsa, gazeteciler, milletvekilleri, akademisyenler cezaevini doldurmuşsa o ülkede kimse demokrasiden söz edemez. O ülkede olsa olsa diktatörlük vardır. Bu millet diktatörlükle yönetilmeyi hak eden bir millet değildir."
Altay, korku toplumu yaratılarak bir ülkede normalleşmenin sağlanamayacağına değinerek, "Erdoğan'ı eleştiri şöyle dursun, karşısından, sarayının yanından geçerken lakayt, rahat yürüyen insanlara potansiyel suçlu gibi bakıldığı bir dönemden geçiyoruz." iddiasında bulundu.
OHAL'in bir an önce kaldırılmasını isteyen Altay, devletin yürürlükteki kanunlar ve mevzuat çerçevesinde FETÖ ile hesaplaşmasının önünde bir engelin bulunmadığını, CHP olarak da gerekli daha farklı kanuni düzenlemelerde FETÖ ile hesaplaşma adına her türlü desteği vermeye hazır olduklarını belirtti.
-"Atatürk'ü, milletin kalbinden silemezsiniz"
Milli Eğitim Bakanlığının müfredatından, ders kitaplarından Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün çıkarıldığını ve "cihat" kavramının konulduğunu söyleyen Altay, şunları kaydetti:
"Müslümanların birbirini boğazlamasına 'cihat' diyoruz artık. Cihat deyince akla bu çağda IŞİD geliyor. Milleti birbirine kırdırmanın adı galiba Milli Eğitim Bakanınca 'cihat'. Ama şunu AK Parti'nin unutmaması gerekir; AK Parti'ye oy veren 23 milyon da dahil, Gazi Mustafa Kemal Atatürk 80 milyonun ortak değeridir. Kitaplardan silebilirsiniz ama Mustafa Kemal Atatürk'ü milletin kalbinden silemezsiniz ve silemeyeceksiniz. Akıllarını başlarına alsınlar. Müfredat değişikliğinin altında yatan, Erdoğan'ın yaşam tarzı üzerinden, etnik aidiyet üzerinden, inanç aidiyeti üzerinden yaptığı siyasettir. Bu siyaset, bu millete yapılabilecek en büyük ihanettir. Devletin ve cumhuriyetin laik niteliğiyle oynamayın. AK Parti, devletimizin ve cumhuriyetimizin laik niteliğiyle oynamasın. Önce siz yanarsınız, önce sizi yakar."
Altay, Kıbrıs Barış Harekatı'nın yıl dönümü olduğunu da anımsatarak, merhum Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan ile tüm şehitleri saygıyla andıklarını ifade etti.
Engin Altay, 20 Temmuz 2015'te Suruç'taki terör saldırısında yaşamını yitirenleri rahmetle andıklarını da dile getirdi.
-"(Osman otur yerine) diye diye..."
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Altay, şehit öğretmen Necmettin Yılmaz için Tunceli'de düzenlenecek yürüyüş ve mitinge, daha önceden planlanmış toplantı ve çalışmaları nedeniyle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun katılamayacağını açıkladı.
Kabine değişikliğini nasıl değerlendirdiği sorusu üzerine ise Altay, "Meclis Genel Kurulunda sataşmadan çok taciz yapan kimi milletvekillerinin ödüllendirilmesi bu kabine değişikliğinin en öne çıkan durumu. İkincisi de Sayın Burhan Kuzu'nun adalet arayışı noktasına gelmiş olması çok değerli, kıymetli." yanıtını verdi.
Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak ile TBMM Genel Kurulunda sürekli atışmalarının olduğunun hatırlatılması üzerine Altay, "(Osman otur yerine) diye diye adamı bakanlık koltuğuna oturttuk." ifadesini kullandı.
AA
Kaynak: