CHP MYK toplantısı

CHP MYK toplantısı

Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Böke: - "Türkiye'de bugün demokratik bir hükümet yoktur. Türkiye'de bugün bir tek adam rejimi ve bu tek rejiminin vesayetine kendi rızasıyla teslim olan bir hükümet vardır, aciz bir hükümet vardır. Tek adamın ihtir

ANKARA (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, "Türkiye'de bugün demokratik bir hükümet yoktur. Türkiye'de bugün bir tek adam rejimi ve bu tek rejiminin vesayetine kendi rızasıyla teslim olan bir hükümet vardır, aciz bir hükümet vardır. Tek adamın ihtirasları, siyasi çıkarları Türkiye'deki bütün siyasi sistemi tıkamıştır" dedi.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında haftalık toplantısını gerçekleştirdi.

Toplantı sonrası açıklamalarda bulunan Parti Sözcüsü Böke, Anayasa Mahkemesi'nin Erdem Gül ve Can Dündar ile ilgili kararına yönelik Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarını eleştirdi.

Erdoğan'ın "saygı duymuyorum, kararı tanımıyorum" şeklindeki sözleriyle, yargıya açıkça müdahale ettiğini savunan Böke, söz konusu dava ile ilgili yargı sürecinin sürdüğünü söyledi.

Cumhurbaşkanı sıfatı taşıyan birinin yargı sürecine ilişkin "talimat vermesinin" kabul edilemeyeceğini belirten Böke, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Bu açıklama aynı zamanda anayasal düzenin, cumhurbaşkanı tarafından da reddedilmesidir. Bir anayasa mahkemesi kararını beğenmeyebilirsiniz fakat 'karara uymuyorum' demek, anayasal sistemin varlığını reddetmektir. Anayasanın kendisini yok saymaktır, bu siyasete yapılmış açık bir saray darbesidir. Anayasa yoksa, anayasadan yetkisini alan bir cumhurbaşkanı da yoktur. Cumhurbaşkanı tanımadığı bu anayasadan yetkisini alıyor. Cumhurbaşkanı anayasayı tanımıyorsa, Cumhurbaşkanı'nı tanımak için de bir neden kalmamaktadır. Sarayın bu açık darbesi Türkiye'de bu hükümeti, Meclisi ve siyaseti açıkça vesayet altına alma denemesidir. Daha da vahimi, Mecliste çoğunluğu olan AKP, bu vesayete dünden razı. Biz CHP, ne darbelere, ne vesayete razı değiliz."

Cumhurbaşkanının açıklamaları öncesi kararı "sevindirici" olarak değerlendiren AK Partili milletvekillerinin, daha sonra "hızla ağız değiştirdiğini" savunan Böke, milletvekillerinin durumu nasıl ifade edebileceklerini de bilemediklerini ileri sürdü.

Hükümetin, "ne varlığını, ne de anayasal sistemi saraya karşı savunamaz duruma geldiğini" öne süren Böke, "Cumhurbaşkanının kendi düşüncesidir diyerek, bu görüşü meşrulaştıran hükümete buradan sormak istiyorum; anayasal sistemi yok saymak meşru mudur? Mahkemeye emir vermeye kalkmak, 'anayasayı tanımıyorum' demek meşru mudur? Yarın aynı cumhurbaşkanı çıkıp, 'Türkiye Cumhuriyeti'nin hükümetini tanımıyorum' derse hükümet olarak yanıtınız, 'kendi düşüncesidir' demek mi olacak? İradenizi ve yetkinizi tamamen saraya ciro etmekten memnun musunuz?" diye konuştu.

Hükümetin, "saray vesayeti" karşısında anayasayı savunamaz halde olduğunu savunan Böke, böyle bir hükümetten vatandaşın hakkını savunmasının da beklenemeyeceğini vurguladı.

Selin Sayek Böke, "Türkiye'de bugün demokratik bir hükümet yoktur. Türkiye'de bugün bir tek adam rejimi ve bu tek rejiminin vesayetine kendi rızasıyla teslim olan bir hükümet vardır, aciz bir hükümet vardır. Tek adamın ihtirasları, siyasi çıkarları Türkiye'deki bütün siyasi sistemi tıkamıştır. Bu tıkanıklığa da razı olan bir hükümet vardır. Ülkenin esas sorunu, problemin ta kendisi bir Erdoğan rejimidir. Siyaseti felç eden bir darbe rejimi, bir vesayet sistemi yaşıyoruz" ifadelerini kullandı.

- "Faturayı halk ödüyor..."

"Tek adamın hırsı, 78 milyonun omuzunda bir kamburdur, yüktür" diyen Böke, bu durumun faturasını ise 78 milyonun hep beraber ödediğini söyledi.

Milli birlik ve beraberliğin önündeki en büyük engelin de "tek adam rejimi" olduğunu iddia eden Böke, Türkiye'nin turizm gelirlerinde ciddi bir düşüş olduğuna dikkati çekti. Güvensizlik nedeniyle yabancı yatırımcının ülkeden kaçtığını, ülkenin 30 milyar dolarlık bir yabancı sermaye kaybı yaşadığını belirten Böke, bu durumun tolere edilmesi için de Merkez Bankası'ndaki uluslararası rezervlerin kaybedildiğini savundu.

Böke, bu yıl sadece turizm sektöründe 200 bin kişinin iş bulamayacağını kaydetti.

- "Tek meselesi tek adam rejimini anayasal hale getirmek"

Erdoğan'ın, tek meselesinin "sürdürmekte olduğu bu tek adam rejimini" anayasal hale getirmek olduğunu ileri süren Böke, "Oysa Türkiye’nin meselesi demokratik bir siyaset rejimi inşa etmektir. Bu sorunları da el birliğiyle bir toplumsal, milli beraberlik ve bütünlük içerisinde, toplumun bütün kesimlerini katarak çözmektir. Bunun da tek bir yolu vardır, o da Türkiye’yi darbe hukukundan arındırmaktan geçer" dedi.

Böke, Kılıçdaroğlu'nun TBMM Başkanı İsmail Kahraman'a gönderdiği mektubu anımsatarak, "Meclis Başkanı'nın devirmiş olduğu masada, hangi koşullarda çalışma yapmak isteyeceğimizi bir daha ifade ediyoruz. O masayı devirip yeniden kuran Meclis Başkanının da koşullarının değişip değişmediğini, bu çağrıyla açıkçası merak ediyoruz” diye konuştu.

CHP’nin Mutabakat Komisyonunda, Türkiye’yi darbe hukukundan arındırmak için gayret gösterdiğini anlatan Böke, şöyle devam etti:
"Bu gayreti o masa olsa da olmasa da göstermeye devam edeceğiz. CHP’nin bu mücadeleyi verirken ne kadar haklı olduğunu, bu hafta Cumhurbaşkanının açıklamalarıyla bir kez daha gördük. Anayasayı yok sayan bir despotun, bu despotluğu resmileştirmek için kullanacağı bir masanın orta oyuncusu olmayacağız. Biz, Türkiye’nin darbe hukukundan arındırıldığı, Türkiye’nin milli birlik ve beraberlik duyguları içerisinde yaşayabileceği, güçlendirilmiş bir parlamenter sistemin inşası için çalışacağımız her tür ortaklıkta varız. Böyle bir ortaklık kurulmuyorsa da kendimiz bu gayreti, bütün toplumu kucaklayarak yürütmeye devam edeceğiz."

- "Tavrınızı netleştirin..."

Muhalefet partilerine de bu konuda "tavırlarını netleştirmeleri" yönünde çağrıda bulunan Böke, şunları kaydetti:

"Aynı rejimden bütün muhalefet partileri şikayetçi, herkes tek adam rejimine karşı ilkesel bir tutum almak zorunda. CHP, bu tutumu çok açık bir şekilde yazılı ve sözlü olarak da Mecliste verdiği kanun teklifleriyle de çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Bize ‘masaya niye oturduğumuzu’ soran muhalefete de bizim birkaç sorumuz var. Sizler, anayasayı tanımayanların vesayeti altındakilerle bir masa etrafında, anayasanın ilk 4 maddesini mi tartışacaksınız. Yoksa tek adamlık rejimini, ‘başkanlık’ adı altında aynı vesayet rejimiyle resmileştirmeyi mi tartışacaksınız? Biz netiz. Biz, tek adam rejimini ve onun vesayetini kabul etmiyoruz. Tek adam rejimini sonlandırmak, Türkiye’de vatandaşımızı bu faturanın yükünden kurtarmak, demokratik sistemi inşa etmek ve 78 milyonu tek adamın bu yükünden kurtarmakta kararlıyız. Gelin, eğer gerçekten Türkiye’de demokrasi inşa etmek istiyorsanız, hukukun üstünlüğünü tesis etmek istiyorsanız, özgürlükleri kalkınmanın temeli kılmak istiyorsanız, hemen yarın CHP’nin vermiş olduğu kanun tekliflerini hep birlikte geçirelim. Seçim barajını indirelim, Siyasi Partiler Kanunu’nu demokratikleştirelim. YÖK’ü kaldıralım, üniversiteleri özgürleştirelim."

- "Yanıtı vermesi gereken Meclis Başkanı..."

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Böke, Kılıçdaroğlu’nun mektubuyla ilgili, "CHP’nin masaya dönme konusunda ret yanıtını verdiğini mi anlamalıyız?" denmesi üzerine, CHP’nin ilk mektupta da bu gönderdiği mektupta da aynı şeyi ifade ettiğini belirtti.

Böke, CHP’nin, Türkiye’yi darbe hukukundan arındıracak, parlamenter sistemi güçlendirecek ve bunları gerçekleştirirken de anayasada yapılacak herhangi bir değişiklikle eşgüdümlü olarak hukuki düzenlemeleri de yapacak ama anayasanın ilk 4 maddesine dokunmayacak her tür çalışmaya ve o çalışmanın gerçekleştirileceği masaya oturmaya hazır olduğunu söyledi.

Böke, “Eğer kurulacak masa, bu koşulları sağlıyorsa o zaman CHP o masaya oturur. Burada yanıtı vermesi gereken, bizi yeniden bu koşullarımızı bilerek masaya davet etmiş olan Meclis Başkanıdır" ifadesini kullandı.

İktidar kanadından gelen açıklamaların hatırlatılarak, "Bireysel başvuruyla ilgili yeni bir düzenleme yolda mı?" sorusuna da Böke, "Kanun kendisine uygun karar vermediği zaman, onu değiştirerek çözmeyi kendine görev edinmiş olan bir iktidar var. Kendi yaptığı değişiklikten ortaya çıkmış olan sonucu beğenmediği için değişikliği yeniden masaya getirip tartışma açmaları hukuktan ne anladıklarının çok somut bir göstergesi" yanıtını verdi.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı