CHP TBMM Grup Toplantısı
Genel Başkan Kılıçdaroğlu: (2)- "(Meclis'teki anma töreni davetiyesi) Üç sefer değiştirdiler. Kim değiştirdi? TBMM Başkanı değiştirdi. Niye? Tek adamın, tek otoritenin talimatı üzerine değiştirdi. O kişi TBMM'nin Başkanı değil, sarayın emir kuludur bunu
TBMM (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "(Meclis'teki anma töreni davetiyesi) Üç sefer değiştirdiler. Kim değiştirdi? TBMM Başkanı değiştirdi. Niye? Tek adamın, tek otoritenin talimatı üzerine değiştirdi. O kişi TBMM'nin Başkanı değil, sarayın emir kuludur bunu yapan." dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, geçtiğimiz hafta 15 Temmuz etkinliklerinin düzenlendiğini belirterek, "Hiç kimse sakın unutmasın. İki tane 15 Temmuz var. Biri halkın 15 Temmuz'u, biri de sarayın 15 Temmuz'u." ifadesini kullandı.
Kemal Kılıçdaroğlu, "Halkın 15 Temmuz'u, 250 şehidimiz, gazilerimiz, başımızın üstünde. Sokağa çıktılar, aslanlar gibi mücadele ettiler, hayatlarını feda ettiler. Onlar bizim evlatlarımız. Onları bağrımıza basıyoruz. Çünkü onlar demokrasiye sahip çıktılar. Onlar TBMM'ye sahip çıktılar, milli iradeye sahip çıktılar. Onların mücadelesi insanlığın mücadelesidir. Halkın 15 Temmuz'u başımızın üstüne. Bir de sarayın 15 Temmuz'u var. Halkın 15 Temmuz'unu fırsat bilip, 20 Temmuz'da sivil darbeyi gerçekleştirdiler." diye konuştu.
Demokrasinin özünün uzlaşma olduğuna vurgu yapan Kılıçdaroğlu, darbe girişiminden sonra bütün partilerin parlamentoda bir araya gelerek, darbeye karşı çıktığını hatırlattı.
- "Ne oldu birden bire?"
"Ne oldu birden bire Türkiye bir gerilim ortamına sürüklendi?" sorusunu soran Kılıçdaroğlu, kendilerinin o zaman "demokrasi, yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü" dediğini ve Türkiye'nin hızla normalleşmesini istediğini aktardı.
Kendileri bunları söylerken iktidarın Olağanüstü Hal (OHAL) ilan ettiğini belirten Kemal Kılıçdaroğlu, OHAL'Ie binlerce kişinin, haklı veya haksız işine son verildiğini ifade etti.
Bir süre sonra FETÖ ile mücadelenin, iktidara kim muhalifse onunla mücadeleye dönüştüğünü anlatan Kılıçdaroğlu, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:
"İbrahim Kaboğlu'nun FETÖ ile ne ilgisi var? Cumhuriyet ve Sözcü gazetesinin, yazarlarının, yöneticilerinin FETÖ ile ne ilgisi var? Bütün hayatları FETÖ ile mücadeleyle geçti.
Şimdi size sarayın 15 Temmuz'undan garip bir örnek vermek isterim. Can Dündar ve Erdem Gül'ün davası görüşülür. 1 Nisan'da dava görüşülür bir süre sonra TBMM'ye Sakarya Milletvekilimiz Engin Özkoç ile ilgili bir fezleke gelir. Fezlekede ekli deliller, 12 tane delil var. Görüntü izleme ve tespit tutanağı, olay takip tutanağı, bilirkişi raporu... Engin Özkoç'a niçin o davaya katıldın ve slogan attın diye suç duyurusu, fezleke geliyor. Nereye? TBMM'ye. Peki Engin Özkoç orada mı? Hayır orada değil. Peki nasıl oluyorda 12 sahte delil hazırlıyorsun. Nerede Engin Özkoç? Sakarya'da. Bunların delili bu. Şimdi bu savcılara sesleniyorum; siz gerçekten savcı mısınız? Sarayın savcıları cumhuriyet savcısı olamaz, herkes bunu öğrensin. Nasıl bir düzen bu?"
Bu olayın "geçmişte bir milletvekilinin, Manisa'dayken Ankara'da suikast düzenlenmesi ve FETÖ'ye kozmik odanın teslim edilmesi tutanağına benzediğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Aynı olay. Bülent Arınç neredeydi? Manisa'daydı. Nerede suikast düzenleniyordu? Ankara'da. Manisa'daki milletvekiline Ankara'da suikast düzenleniyor ve devletin bütün sırları FETÖ örgütüne teslim ediliyordu. Teslim edenleri lanetliyorum, hesabını verecekler." diye konuştu.
- İçtüzük değişikliği tartışmaları
Kendilerinin demokrasiden söz ederken, iktidarın otoriter rejimden bahsettiğini savunan Kılıçdaroğlu, iktidarın getirdiği İçtüzük değişikliğini eleştirdi.
Değişikliğin, "muhalefet fazla konuşuyor" denilerek getirildiğini belirten Kılıçdaroğlu, "İyi hiç konuşmayalım. Kapatın muhalefeti." dedi.
İktidarın muhalefet anlayışını bir örnekle anlatacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin Siyaset Akademisi'nin 10. Dönem ders notlarından bir akademisyenin yazdığı bir bölümü okudu.
Ders notunda, "...ayrıca siyaset sadece demokratik yollarla yapılmaz. Ya da siyaset denilince akla sadece barışçı yollar gelmez. Kendi politikalarınızı, yürütmenize engel olabilecek muhalefeti fiziken ortadan kaldırmak, hapsetmek, tehdit etmek, korkutmak, sindirmek de siyasi faaliyetin kapsamı içinde görülebilir..." dendiğini aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Bugünü anlatıyor değil mi? Şimdi ben 'bu ülkede cumhuriyetin savcıları nerededir?' diye bir soru sormak istiyorum. 'Bu dürüst, namuslu savcılar nerelerdedir' diye bir soru sormak istiyorum. Evet, siyaset akademisinde öğretiliyor. 'Barışçıl yollarla' olmaz diyor, 'alacaksın, yakalayacaksın, hapsedeceksin, tutuklayacaksın. Siyaset budur' diyor. ' KHK ile FETÖ ile mücadele değil, bütün muhalefetle mücadele sürecine Türkiye'nin sokulmasının temel nedeni işte bu anlatımdır. Herkesin bunu çok iyi bilmesini isterim."
- "Hükümetin gündeminde yine ben varım-
Halk oylaması sırasında hükümetin gündeminde sürekli kendinin bulunduğuna işaret eden Kemal Kılıçdaroğlu, şimdi de yine sabah, öğle, akşam sadece kendisinin konuşulduğunu savundu.
15 Temmuz darbe girişimi sonrası yaşanan uzlaşma ortamının sürekli olması için Mecliste bir konuşma yaptığını aktaran Kılıçdaroğlu, ama bunun tam tersinin gerçekleştiğini bildirdi.
"15 Temmuz darbe girişimi bütün boyutlarıyla aydınlansın. Gizlemeyin öğrenelim, bu darbeyi hangi gerekçeyle kimler desteklemiş, öğrenelim" dediğini belirten Kemal Kılıçdaroğlu, şu açıklamaları yaptı:
"Bu hazret kızıyor bana 'vay korkak' diyor. 'FETÖ'nün siyasi ayağı ortaya çıksın' diye bağırıyorum, hazret kızıyor bana. 'Ödlek' diyor. O kızıyor, ben gayet sakin bir sesle diyorum ki 'Meclis'in yetkilerini elinden aldınız, tekrar iade edin' diyorum. Hazret yine bana kızıyor, 'vandallar' diyor. 'Adil yargılama yapın, kurunun yanında yaş da yanmasın' diyorum. Hazret yine alınıyor ve bağırıyor, 'nankör' diyor. Ben hukuk devletini savunuyorum, o dikta yönetimini savunuyor. Ben mazlumdan yanayım o zulmedenden yana, Firavun'dan yana. Ben İbrahim'den yanayım o Nemrut'tan yana. Oysa ben onun çok korktuğunu biliyorum. Ben korkmam, verilemeyecek hesabımız yok ki. Kul hakkı yememişseniz, adalet için savaşıyorsanız neden korkacaksınız? Ama o korkuyor. Daha doğrusu korkuyorlar. Öyle korkuyorlar ki şu (TBMM'deki anma töreni) davetiyeleri bile 3 sefer değiştirdiler. Ne için? 'Kılıçdaroğlu gelir ya konuşursa, ya bizim tabana anlatırsa ve onlar da dinlerse....' Üç sefer değiştirdiler. Kim değiştirdi? TBMM Başkanı değiştirdi. Niye? Tek adamın, tek otoritenin talimatı üzerine değiştirdi. O kişi TBMM'nin başkanı değil, sarayın emir kuludur bunu yapan. İradesiz bir Meclis Başkanı olabilir mi? Emin olun rüzgar gülü bile bu kadar hızlı dönmez."
- "Konuştum hepsinde şafak attı
15 Temmuz Özel Oturumu'nda Meclis'te bir konuşma yaptığını ve "iktidar kanadının hepsinde şafak attığını" savunan Kılıçdaroğlu, "Vay Kılıçdaroğlu niye böyle konuşuyor? Ama şunu söylemiyorlar, 'Kılıçdaroğlu'nun söylediği şu cümle yanlış' diyemiyorlar. Niçin bunları anlatıyorsun diyorlar. Bunları anlatma diyorlar." dedi.
Daha önce yaptığı televizyon çağrısını yineleyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Ben sabah Meclis'te konuştuktan sonra bütün konuşmaları benim üzerime inşa ettiler. 'Kılıçdaroğlu böyledir, Kılıçdaroğlu şöyledir, şunu yaptı, bunu yaptı, Kılıçdaroğlu hesap verecek...' İstediğin kadar kumpas kur, yolundan dönen namerttir. Adaletten, haktan, hukuktan dönen namerttir. Şimdi ben bu zata, açıkça meydan okuyorum ve şunu söylüyorum, onun sözleriyle söylüyorum, cesaretin varsa, korkak değilsen, vandal değilsen, ödlek değilsen, senin havuz medyanda, senin istediğin saatte gel birlikte 15 Temmuz'u tartışalım. Evet yine onun sözleriyle söylüyorum, sarayın esiri olan zata tekrar buradan sesleniyorum; sevgili kardeşim korkak değilsen, ödlek değilsen, vandal değilsen çık karşıma. Çık karşıma sana açıkça meydan okuyorum. Cesaretin varsa çıkarsın, kim doğruları söylüyor, kim söylemiyor, millet öğrensin."
(Bitti)
AA
Kaynak: