CHP TBMM grup toplantısı
Genel Başkan Kılıçdaroğlu: (1)- "Başika'da bizim askerlemizin bulunması sıradan bir olay değildir. Irak halkının güvencesi için Başika'da bizim askerlerimiz bulunuyor. Dolayısıyla buradan size ulaşan bazı söylemlerin iticiliğine kapılıp Başika'daki askerl
TBMM (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, merkezi Irak hükümetine seslenerek, "Başika'da bizim askerlemizin bulunması sıradan bir olay değildir. Irak halkının güvencesi için Başika'da bizim askerlerimiz bulunuyor. Dolayısıyla buradan size ulaşan bazı söylemlerin iticiliğine kapılıp Başika'daki askerlerimizin Irak'ı terk etmesini istemeyiniz. Onlar aynı zamanda sizin güvenceniz." dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin Grup Toplantısı'nda, bugün Muharrem ayının 10. günü olduğunu hatırlattı.
Bugünün, İslam dünyasında yaşanan derin yarılmanın kilometre taşlarından biri olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Sevgili Peygamberimizin torununun ve 72 Ehli Beyt yandaşının Kerbela'da şehit edildiği gündür ve 1377 yıldır İslam dünyası bu acıyı yaşıyor." ifadesini kullandı.
Hazreti Hüseyin'in makam, mal mülk peşinde olmadığını, Yezid'in zulmüne karşı direndiği için şehadet şerbeti içtiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, o nedenle bugünün İslam tarihinin önemli günlerinden biri olduğunu bildirdi. Kılıçdaroğlu, "Acıları unutmayacağız ama geleceğe umutla bakmayı da ihmal etmeyeceğiz." dedi.
- Şemdinli'deki terör saldırısı
Hakkari Şemdinli'deki terör saldırısında şehit olan askerlerin isimlerini tek tek okuyan Kılıçdaroğlu, her zaman teröre karşı olduklarını belirtti.
Her şehit olayından sonra hükümet yetkililerinin "köklerini kazıyacağız, yeni tedbirler alacağız" şeklinde açıklamalar yaptığına işaret eden Kılıçdaroğlu, "Ne yapacaksanız bir an önce yapın. Her türlü desteği verdik, neden bu şehitlerin arkası kesilmiyor? Neden kararlı bir tavır takınılmıyor?" ifadesini kullandı.
Genelkurmay Başkanlığının açıklamasına göre son bir aydaki şehit sayısının 88 olduğunu vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu, hükümetin 2002'de terörsüz bir Türkiye devraldığını, ancak şimdi ülkenin bir terör batağının içinde olduğunu ileri sürdü.
İktidarın kendilerinden sürekli olarak "iyi şeyler yapıyorlar" demesini beklediğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Biz konuşmazsak vatandaşın dertlerini kim seslendirecek?" sorusunu yöneltti.
Kılıçdaroğlu, PKK'lı teröristlerin AK Parti'nin Van Özalp İlçe Başkan Yardımcısı Aydın Muştu ile Diyarbakır Dicle İlçe Başkanı Deryan Aktert'i öldürdüğünü anımsatarak, "Başta Binali Yıldırım olmak üzere AK Parti'nin bütün camiasına CHP Grubundan başsağlığı dileklerimizi gönderiyoruz. Teröre karşıyız, kimden gelirse gelsin. Dolayısıyla Dicle İlçe Başkanının hayatını kaybetmesi de hepimizin ortak derdidir. Birlikte mücadele etmek hepimizin ortak görevidir." diye konuştu.
Bu sabah erken saatlerde Doğan Haber Ajansı'nın Tunceli'de görev yapan muhabirinin evinde arama yapıldığını belirten Kılıçdaroğlu, "Toplantı ve yürüyüşü haberleştirmek ne zamandan beri suç olmaya başladı? Gazeteciyi suçlamak bizim haber alma hakkımızı kısıtlamak demektir." ifadesini kullandı.
- Gar saldırısı
Kılıçdaroğlu, 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Garı'nda iki canlı bombanın kendini patlatması sonucu 101 vatandaşın hayatını kaybettiğini, dün de bu saldırının yıl dönümü olduğunu vurguladı.
Ölenleri anmak için olay yerine giden ailelerin biber gazı, cop ve şiddetle karşılaştığına değinen Kılıçdaroğlu, "Bir annenin kendi çocuğunun öldüğü yere karanfil bırakması suç mu? Biz bu ayıbı ortadan kaldırmak için daha ne kadar bekleyeceğiz? Bu ülkeye demokrasi, hoşgörü ne zaman gelecek?" dedi.
Saldırıyı gerçekleştiren örgütün DEAŞ olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bu örgüte Türkiye'deki 70 ilden militan katıldığını bildirdi.
- Musul operasyonu
Türkiye'nin iyi yönetilmediğini savunan Kılıçdaroğlu, ülkenin dış politikada önemli bir yol ayrımına geldiğine değindi.
Musul'a bir operasyon yapılacağını öne süren CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Ne demektir Musul operasyonu? IŞİD sonrası Ortadoğu ile ilgili yeni stratejiler demektir ve Türkiye'nin bu konuda son derece dikkatli bir dil kullanması lazım. Ama üzülerek ifade ediyorum, Sayın Erdoğan Dubai merkezli bir televizyona verdiği demeçle mezhep endeksli dış politikayı gündeme getirdi. Bunun üzerine Irak merkezi yönetimi Türk askerinin Başika'dan çekilmesini istedi." görüşüne yer verdi.
Dış politikanın iç politika malzemesi yapılamayacağının ve kullanılan dile çok dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Merkezi Irak yönetimine CHP'nin Genel Başkanı olarak seslenmek istiyorum; Irak'ın toprak bütünlüğünü her dönem savunduk, savunmaya devam edeceğiz. Irak'ın kaderini Irak halkının belirlemesi gerektiğini söyledik, söylemeye devam edeceğiz. 'Ortak kültürümüz, tarihimiz var' dedik, söylemeye de devam edeceğiz. Başika'da bizim askerlemizin bulunması sıradan bir olay değildir. Irak halkının güvencesi için Başika'da bizim askerlerimiz bulunuyor. Dolayısıyla buradan size ulaşan bazı söylemlerin iticiliğine kapılıp Başika'daki askerlerimizin Irak'ı terk etmesini istemeyiniz. Onlar aynı zamanda sizin güvenceniz. Elbette ki Irak'ın iç sorunu bittikten sonra elbette ki askerlerimiz geriye çekilecektir. Ama biz Musul'da, Kerkük'te ve diğer Irak bölgelerinde terörün ayıklanmasını ve IŞİD'in o bölgeden çıkmasını istiyoruz. Bize bir görev düştü, evet sizin isteğiniz üzerine oraya geldik ve dolayısıyla görevimizi yapmaya izin veriniz. Biz Irak halkıyla dost olmaya ve dostluğumuzu sürdürmeye kararlıyız."
Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin bir Dışişleri Bakanı olduğunu, dışişleriyle ilgili bir konuda bu bakanın konuşması gerektiğini, Dışişleri Bakanı yoksa sorumluluğun Başbakanda olduğunu ve onun konuşması gerektiğini ifade etti.
Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeleri yaptı:
"Neden Cumhurbaşkanı ve hangi gerekçeyle konuşur? Enerji konferansı yapılıyor, Başbakan yok ortada. İki başbakan var. Bir resmi Başbakan Sayın Binali Yıldırım, bir de gölge Başbakan Berat Albayrak. Kim Başbakan bu ülkede? Sayın Binali Yıldırım'a çok iyi niyetlerle şunu söylemek isterim; koltuğunuzun hakkını verin ve yetkilerinizi başkalarıyla paylaşmayın. Aksi halde siz kan kaybediyorsunuz. Eğer Musul'la ilgili birinin konuşması gerekiyorsa konuşacak kişi Dışişleri Bakanı, Başbakandır. Neden başkası konuşuyor?"
Türkiye'nin uluslararası arenada terörle, darbeyle, tutuklu gazeteciler ve üniversitelerden atılan hocalarla anıldığını ileri süren Kılıçdaroğlu, ekonominin halinin ise kötü olduğunu söyledi.
Laleli ve Kapalı Çarşı esnafından örnekler veren ve esnafın kan kaybettiğini belirten Kılıçdaroğlu, dükkanların bir bir kapandığını iddia etti.
Kılıçdaroğlu, çiftçinin de halinin perişan olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Ben şimdi özellikle AK Pari'ye oy veren saygıdeğer yurttaşlarıma seslenmek istiyorum; 14 yıldır iktidarda olmalarına katkı verdiniz. Ama bütün başarısızlıklarını belli gruplara yükleme konusunda ciddi bir beceri sergilediler. Dönem geldi 'biz bunu yapmayacaktık ama bizi PKK kandırdı. Bizi FETÖ kandırdı. Bizi Esad kandırdı. Kaddafi bizi kandırdı...' Ama siz çıkıp şu soruyu sormadınız, 'biz size oy verdik her gelen sizi kandırsın diye mi?' Kandırılan bir iktidar Türkiye'yi yönetebilir mi? Oy verenlere sesleniyorum; elinizi vicdanınıza koyun ve ona göre düşünün. Artık Türkiye bu kadar ağır bir yükü taşıyamıyor. 14 yıldır 'FETÖ'den bizim haberimiz yoktu' diyorlardı değil mi? Buradan açıkladım MGK kararını. Hepsinin altında kapı gibi imzası var."
Konuyla ilgili İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun soru önergesi verdiğini ve hükümetin ne yaptığını sorduğunu aktaran Kemal Kılıçdaroğlu, o dönemin Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler'in verdiği cevapta, "Söz konusu MGK kararını hayata geçirme yönünde hükümetimiz dönemde herhangi bir Bakanlar Kurulu kararı alınmamıştır, herhangi bir adım atılmamıştır." dediğini ifade etti.
- "O zaman senin FETÖ'den bir farkın yok"
"Nasıl oldu da sizi kandırdılar o zaman?" sorusunu yönelten Kılıçdaroğlu, "Aslında bunu Erdoğan gayet güzel bir dille anlatıyor; 'Aynı menzile farklı yollardan gidiyorduk biz' diyor. Aynı menzile farklı yollardan gidiyorsanız, zaten bir işlem yapamazsınız. Zaten yok hükmünde sayarsınız. Ne oldu? Aynı menzile giderken rekabet içinde biri diğerini yok etmeye çalıştı. Biri galip geldi, diğeri mahkum pozisyonunda. O zaman senin FETÖ'den bir farkın yoktur." değerlendirmesini yaptı.
Kılıçdaroğlu, Hükümet yetkililerinin Türkiye'de bir darbe olduğunu kimseye anlatamamaktan dert yandığını belirterek, şunları kaydetti:
"Anlatamazsınız. Üniversitelerden hocaları attınız mı? Attınız. Binlerce öğretmeni işinden ettiniz mi? Ettiniz. Yüzlerce gazeteciyi işinden edip hapse attınız mı? Attınız. Yüzlerce iş adamının mal varlığına el koydunumuz mu? Koydunuz. Gaziantep'te el konulan bir fabrikanın işçileri iki aydır maaş alamıyor. Diyorlar ki 'mağdur edebiyatı yapmayın'. Peki o işçinin hakkını kim savunacak?"
(Sürecek)
AA
Kaynak: