CHP'den "İstanbul depremi" açıklaması
CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun:- "Bunu tekrar bir büyük uyarı olarak görmeli ve eksikliklerimizi bir saniye bile harcamadan tamamlamalıyız"- "Biz sorumluluğumuz gereği hükümete ve AKP'ye bütün bunları birlikte düşünmeyi ve yeni bir yerel yönetiml
ANKARA (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, İstanbul'da yaşanan depreme ilişkin, "Bunu tekrar bir büyük uyarı olarak görmeli ve eksikliklerimizi bir saniye bile harcamadan tamamlamalıyız." dedi.
Torun, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunu, hatta dünyada en büyük deprem riski altında olan 10 ülkesi arasında bulunduğunu belirtti. Dün İstanbul'da yaşanan deprem sonrasında bunu çok yakından bir kez daha hissettiklerini aktaran Torun, "Her gün ülkemizde depremler oluyor. Sadece İstanbul’da değil, bildiğiniz gibi İzmir'den Van'a, Ankara'dan Muş'a kadar yurdumuzun her bölgesi deprem riski altında." dedi.
Deprem nedeniyle geçmiş olsun dileklerini ileten Torun, depremde can kaybının olmamasının ise sevindirici olduğunu söyledi.
"Bunu tekrar bir büyük uyarı olarak görmeli ve eksikliklerimizi bir saniye bile harcamadan tamamlamalıyız." diyen Seyit Torun, şöyle konuştu:
"Ülkemizin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini sadece depremden depreme hatırlıyoruz maalesef. Deprem felaketi ve doğurduğu acı sonuçların önüne geçebilmek için iktidar ve muhalefet, yerel yönetimler ve merkezi idare olarak hepimize büyük görevler düşmektedir. Depremi tıpkı diğer doğal afetler gibi siyaset üstü bir biçimde ele almak zorundayız. Ancak tam da bu noktada siyasi tercihlere ve siyasi tutumlara büyük iş düşmektedir. Öncelikle şunu söylüyoruz, deprem ne zaman geleceği bilinmeyen ve kaç şiddetinde olacağı ölçülemeyen bir doğal afettir. Ancak, biz şunu biliyoruz ki deprem mutlaka kapımızı çalacak. Biz her zaman, Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu'nun dün de söylediği gibi, 'Bilimin karşısında boyun büker, bilim insanlarından talimat alır ve gereğini yaparız.' Böyle de yapmalıyız."
Marmara depreminin üzerinden 20 yıl geçtiğini hatırlatan Torun, ancak bu felaketin bir daha yaşanmaması için söylenen, düşünülen ve planlanan ne varsa, her şeyin tam tersinin yapıldığını ileri sürdü.
"Sen şunu yaptın, ben bunu yaptım" tartışması açmak istemediklerinin altını çizen Seyit Torun, "Ancak, deprem önlemi için toplanan paraların nereye gittiğini, deprem toplanma alanlarının kimlere peşkeş çekildiğini sorma hakkımız da var." dedi.
- "Sorumluluktan asla kaçmıyoruz"
Herkese büyük görevler düştüğünün altını çizen Torun, kamu idaresi olarak eksikliklerin bir an önce giderilmesi gerektiğini söyledi.
"Deprem için toplanan vergilerle okullarımızı güçlendirdik mi? Deprem için toplanan paralarla hastanelerimizi güçlendirdik mi? Kamu binaları ne durumda? Çürük binaları da affettik mi?" sorularını soran Torun, "Sorularımızı çoğaltabiliriz. Ancak burada biz sorumluluktan asla kaçmıyoruz ve sorumluluğumuzun bilinciyle hareket ediyoruz. Belediye Başkanımızın da ifadelerinden anlaşıldığı gibi biz görevimizin de bilincindeyiz." dedi.
Türkiye'de tüm alanlarda yenilenmeye ve yeniden kurulmaya ihtiyaç olduğunu dile getiren Torun, şöyle devam etti:
"Hem doğal afetler ülkesi olmamız, hem deprem gerçeğinin bizi zorlaması hem de yeryüzünün tümünü tehdit eden iklim krizinin yarattığı sel, heyelan, su baskınları, kuraklık gibi yeni felaketlerden korunmak için geçen yüzyılın aklıyla hareket edemeyiz. Alışkın olduğumuz eski doğal felaketlerin yanında alışkın olmadığımız yeni felaketlerle de karşı karşıyayız. Bunların tümünün önüne geçmek için hükümet, bankalar, finans kuruluşları, yerel yönetimlerin hep birlikte hareket etmesi ve herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor. Geçen yüzyılda şehirlerin altyapı projelerini finanse etmek, buna kredi vermek, konut sorunlarını acilen çözmek, hastane okul gibi acil ihtiyaçları finanse etmek gerekiyordu. Bunları yaparken de kaliteye ve kalıcılığa önem verilmiyordu. Şimdi bunların düzeltilmesinin yanında iklim krizine çözüm üretecek entegre ve kapsayıcı projeler geliştirmek gerekiyor. İnsanların bizden artık sadece doğal ihtiyaçların karşılanmasını ve de doğal felaketlere karşı önlem alınmasını beklemediğini biliyoruz. Biz maalesef bunu bile hala tam gerçekleştirebilen bir ülke olamadık. Bu anlamda başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığını, İller Bankasını, hükümetin tüm kurumlarını çağımıza uygun hareket etmesi için göreve çağırıyorum. Yerelin iklim krizini, doğal felaketleri önleyici projeleri öncelikle desteklenmeli. Belediye başkanlarımız, sadece çalışmak istiyor ve halkımızın dertlerini çözmek için çırpınıyor, onlara sorun çıkarılmamalı ve önü açılmalı."
Tüm felaketlerin önlenmesi, insani gereksinimlerin karşılanması ve yaşam kalitesinin artırılması için tüm ülkenin birlikte hareket etmesi gerekliliğine vurgu yapan Torun, "Biz, sorumluluğumuz gereği hükümete ve AKP'ye bütün bunları birlikte düşünmeyi ve yeni bir yerel yönetimler yasasını birlikte hazırlamayı öneriyoruz. Yerel yönetimlerin ne kadar önemli olduğunu en iyi Recep Tayyip Erdoğan bilir. Hükümetin veya sarayın yeni yerel yönetimler yasası tartışmasında uyarılarımızı ve en önemlisi de katkılarımızı, demokrasi talebimizi dikkate almasını umuyoruz." diye konuştu.
- "Yaz bozla bugünlere gelindi"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, açıklamalarının ardından soruları da yanıtladı.
Gündeme getirdiği yerel yönetimler yasasında öncelikli olarak değişmesini öngördükleri maddelerin neler olduğunun sorulması üzerine Torun, "Sayın Özhaseki ile geçmişte konuşmuştuk, bugün de konuşuyoruz. En öne alınması gereken konu İmar Yasası. Maalesef yaz bozla bugünlere gelindi. Hiçbir müeyyidesi ve sürdürülebilirliği yok. Bu anlamda imar yasalarının yeniden ele alınıp, mutlaka kalıcı olması ve ağır müeyyideler getirmesi lazım." açıklamasında bulundu.
Torun, şu ifadeleri kullandı:
"Revizyon planlar yapılıyor daha bir ay geçmeden maalesef planda tadilat için talepler oluşmaya başlıyor ve değişiklikler yapılıyor Meclis kararı ile. Bu, bu kadar basit olmamalı. Sadece bir Mecliste karar verilmemeli. Orada yaşayan insanların, bilim adamlarının bir şekilde birçok bileşenin bu değişikle ilgili fikri olmalı veya kararın içerisinde yetkisi olmalı. Yoksa bugün karşılaştığımız sorunlarla bundan sonra da karşılaşırız. Sık sık gündeme gelen aflar maalesef plansız yapılaşmaya yol açıyor. Felaketle karşı karşıya kaldığımızda ise sadece suçlu aramaya çalışıyoruz. Mesele suçlu aramak değil, o ağır sonucu yaşamadan çözüm üretmektir. Birinci öncelik imar. Tabii belediyelerin içinde bulunduğu ciddi ekonomik sorunlar var. Bu anlamda gelir kaynaklarının mutlaka artırılması lazım. Görevlerinin artmasına rağmen, gelirlerinde artma yok. Bütün belediyeler aynı sorunu yaşıyor, bu ekonomik imkanlarla hizmet vermeleri mümkün değil."
İdari yapılanma ve yetki paylaşımında da ciddi sorunlar bulunduğunu savunan Torun, özellikle büyükşehir ve büyükşehirlere bağlı ilçeler arasında ciddi sorunlar yaşandığını anlattı. Torun, "Bunların da bir an önce bu kapsamda çözülmesi gerekiyor. Biz geçmişte bir hazırlık yapmıştık, onu da revize ettik. Eğer önümüzdeki günlerde bir ortak çalışma olursa sonuçta sorun bu ülkenin sorunu, buna da hep birlikte çözüm üretmek zorundayız." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 30 büyükşehir belediye başkanı ile yaptığı toplantıyı hatırlatan Torun, "Orada da belli sorunlar gündeme geldi, komisyonlar kuruldu. Umarım bu sözler tutulur, orada oluşan olumlu iklim devam eder. Sorunu çözmeye, Türkiye'yi rahatlatan kararlar alınmaya yol açar." diye konuştu.
CHP'nin yarın düzenleyeceği Suriye Konferansı'na Suriye'den katılması planlanan iki kişiye Dışişleri Bakanlığı tarafından vize verilmediği yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine ise Torun, "O konu, Genel Başkan Yardımcılarımız Ünal Çeviköz ve Veli Ağbaba'nın başkanlığında sürdürülen bir toplantı. Detaylarıyla ilgili bilgim yok. Yurt dışından ve yurt içinden birçok birikim sahibi kişiler davet edildi. Kimlerin engellendiği veya izin verilmediği konusunda bir bilgim yok." yanıtını verdi.
"Bugüne kadar toplanan deprem vergileriyle ilgili elinizde bir rakam var mı?" sorusu üzerine Torun, şunları söyledi:
"Maalesef, bunu bir çok defa hem yazılı, hem sözlü sorduk. Ama diğer konularda olduğu gibi nasıl yatırımların maliyetini bilemediğimiz gibi bu konuda da yeterli bilgiye sahip değiliz. Şu ana kadar toplanan verginin miktarını bilmiyoruz. 20 yıldır vergi ödedik ama miktarı kadar önemli olan bu amaçla toplanan paraların maalesef depremi önleme veya depremin etkisini hafifletme adına kullanılmadığı bir gerçek. Elimizde bir bilgi yok. Geçmişte de talep ettik bugün de talep ediyoruz ama henüz ulaşamadık eğer öyle bir rakam sunulursa da mutlu oluruz."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP'nin IMF ile yaptığı görüşmeye ilişkin, "neden genel merkezde görüşmediler" sözleri hatırlatılarak, değerlendirmesi sorulan Torun, şunları kaydetti:
"Kendileri 11 gün boyunca görüştüler. Onlar nerede görüştüler? 11 gün boyunca IMF yetkilileri ile her türlü toplantıyı yaptılar. Nerede yaptıklarını biz bilmiyoruz ama sonuçta bir davet gerçekleşmiş ve o davete de genel başkan yardımcımız icabet etmiş. Bu gizli kapaklı değil, arka kapıdan girmemiş veya toplantıya gittiğini inkar etmemiş. Sonuçta herkesin bildiği, tanık olduğu bir olay. Kendisi beyanatında 'bu geçmişte de olmuş' diyor. Demek ki geçmişte kendileri de görüşmüşler. Muhalefetteyken veya böyle bir yetkileri yokken. Bu gizli kapaklı bir şey değil. Sonuçta görüş alış verişinde bulunulmuş. Yani devletin mahrem bilgileri verilmiş veya gizli olan, ortaya çıkmaması gereken bilgiler ortaya dökülmüş değil. Sonuçta IMF'nin resmi yetkilileriyle bilinen bir yerde bir görüşme olmuş. Bu görüşmeyi kendileri de yaptı. 11 gün boyunca ne görüştüler onu açıklasınlar. Sonuçta biz yetkili değiliz, karar alma durumunda değiliz. Sadece bir nezaket görüşmesi."
Kaynak: