Cumhurbaşkanı Erdoğan Adanalı iş adamlarıyla buluştu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: (2)- "Kardelen çiçeği gibi en zor şartlarda boy veren bir iş dünyamız olduğu sürece Allah'ın izniyle bu ülke ayaklarına vurulmaya çalışılan hiçbir prangaya izin vermez"- "Ana muhalefetin başındaki zat ne diyor? 'Sizin c
ADANA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kardelen çiçeği gibi en zor şartlarda boy veren bir iş dünyamız olduğu sürece Allah'ın izniyle bu ülke ayaklarına vurulmaya çalışılan hiçbir prangaya izin vermez." dedi.
Erdoğan, Sheraton Otel'de düzenlenen programda, Çukurova bölgesi sanayici ve iş adamlarıyla akşam yemeğinde bir araya geldi.
Programdaki konuşmasında faizi yüzde 63'ten aldıklarını dile getiren Erdoğan, "O zaman enflasyon yüzde 30'du. İndirdik, indirdik, 4,6'ya kadar indi ve Batı çıldırdı. İşte Gezi olayları öyle başladı. Niye? Türkiye faizi buraya düşürdü, enflasyon buralara düştü. Çılgın Türkler bir şeyler yapıyor. Biz de onlara prim vermedik ama istedik ki burayı iyi tutalım." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Gezi olaylarıyla birlikte faiz ve enflasyon oranının bir anda çift haneli rakamlara çıktığını belirterek, "Her zaman söylüyorum ama biz tabii birçoklarıyla bu konuda anlaşamıyoruz. İnşallah 24 Haziran ile birlikte bu işin nasıl olacağını yerlisine de yabancısına da gösterme şansını yakalayacağız. Çünkü bizim ekonomi modelimizin merkezinde özel sektörümüz var." diye konuştu.
Programa katılan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun, kendisine Türkiye'de gıda sektöründeki bir firmanın durumunu aktardığını paylaşan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Baktım, felaket bir şey. Niye? Bankalar da kredi vermiyor. Çok enteresan. Adamın kredi alacak hali yok. Niye? O şartlarda kredi alamazsın ki ama öyle bir noktaya gelmiş ki yüzde 20, yüzde 25 ile de olsa gene alacak. Niye? Çünkü devasa fabrikaya kilit vurma noktasına gelmiş. Yani bunlar ölümü gösterip, sıtmaya razı ediyorlar. Böyle şey olabilir mi? Ben haber gönderdim, yardımcı ol ve bu devlet bankası. Özel sektör zaten kıl aldırmıyor. Böyle bir noktada. Ben en sonunda Rifat Bey'e dedim ki arkadaş siz kendi üyeleriniz arasında bir seferberlik yapın da bu adamcağızı kurtarın. Çünkü sıradan bir firma değil, marka bir firma. Şimdi buna yazık değil mi? Onun için ben milli seferberlik diyorum. Onun için bu milli seferberlik noktasında yerli ve bunun yanında da kamu bankalarının bu işe yardımcı olması lazım."
- "Adana'daki girişimcinin ihracat bağlantısını bozamazsınız"
"Dövizi küresel piyasalarda yaptığınız manipülasyonlarla bir parça yükseltebilirsiniz ama Adana'daki girişimcinin fabrikasını, üretim tesisini, ihracat bağlantısını bozamazsınız." diyen Erdoğan, özel sektörün sağlam olması durumunda, saldırılarla kısa vadede dalgalanan devletin makro ekonomik politikalarının çabucak dengesini bulduğunu belirtti.
Erdoğan, 2008-2009 küresel finans krizinde bu sıkıntının ülkeyi teğet geçeceğini söylerken, özel sektörün gücüne özellikle güvendiklerini, bunda da yanılmadıklarını dile getirdi.
Son 5 yılda ardı ardına yaşanılan sıkıntılar karşısında da aynı güvenle hareket ettiğini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
"Dünyada 15 Temmuz gibi bir darbe girişimine maruz kalıp da şoku bu kadar hızlı şekilde atlatabilecek başka bir ülke var mıdır bilmiyorum. 2016'da darbe yaşadık, 2017'de yüzde 7,4 büyüdük. Ana muhalefetin başındaki zat ne diyor? 'Sizin cebinize 7,4'ten bir şey girdi mi?' Adam büyüme denilen şeyin ne olduğunu bilmiyor. Bu adamlarla bu ülkede ülke ekonomisi yönetilebilir mi? İşte şu anda istihdam. İstihdamda atılan adımlar ortada. İstihdam büyümenin en önemli ibresidir. 7,4 büyümeyle Hindistan'dan sonra ikinci, OECD ülkeleri arasında birinci sıradayız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin büyüme rakamlarına ilişkin eleştirilerine şu yanıtı verdi:
"Böyle bir şeyi yakalıyorsun, adam çiftçiye onu soruyor, 'Senin cebine bir şey giriyor mu?' diyor. Bu çiftçi şu anda bu üretimini neyle yapıyor? Bunlara bu kadar desteği, mazotta yüzde 50 hibe veriyoruz. Büyüyen bir ülke olduğumuz için bunları veriyoruz. Bütün bu yatırımlar neyle yapılıyor? Eğitimde, sağlıkta, bütün altyapı, üst yapı yatırımlarında, havalimanlarında... Bütün bunları neyle yapıyoruz? Enerjide bu yatırımları neyle yapıyoruz? Eğer bu imkanlar olmasa bunlar yapılabilir miydi? Zaten böyle büyüdük, aksi takdirde büyüyemezdik."
- "Bunlar Osmanlı'nın torunu olamaz"
Muhalefetin cumhurbaşkanı adaylarının şehir hastanelerine ilişkin eleştirilerini değerlendiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Kalkıyorsun, diyelim ki şehir hastaneleri, çıkmış bir tanesi adaylardan 'Ben kapatacağım.' diyor. Herhalde kim olduğunu biliyorsunuz, ben ismini anmak, ağzıma almak istemiyorum. Biz öyle bir ecdadın torunuyuz ki ne diyor Kanuni, 'Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.' Bunlar Osmanlı'nın torunu olamaz. Devleti Aliyye-i Osmaniye'yi halkının sağlıklı bir nefes almasına feda ediyor. Bir devleti feda ediyor. Biz böyle bir kültürden, medeniyetten geliyoruz. Böyle bir medeniyetin varisleri olarak diyor ki 'Bunları nasıl işleteceksiniz?' Biz bugüne kadar yüzlerce, bini aşkın hastane yaptık. Şimdi bunları nasıl işletiyorsak öyle işleteceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşların, daha önceki dönemde hastalarına verilecek ilaç bulamadığını ifade ederek, "Elhamdülillah biz bütün eczaneleri seferber ettik, artık herkes istediği eczaneden ilacını alabiliyor. Buralara geldik ama sen, Sosyal Sigortalar Kurumu'nda genel müdürlük yaptın, batırdın, bitirdin ama benim vatandaşım, halkım bu hassasiyeti hala gözetmiyor, gözetmesi lazım. Oraları yönetemeyenler, bir dershane yönetemeyen nasıl olacak da Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetecek?" şeklinde konuştu.
- "Hesapların üzerinde bir hesap var"
Seçim öncesi ekonomik saldırı dalgasıyla karşılaştıklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"2018'in ilk çeyreğinde yine yüzde 7,4 büyüdük. Hesaplar tutmadı ama bizim hesap tutuyor. Çünkü hesapların üzerinde bir hesap vardır. O hesap Allah'ın hesabıdır. Türkiye, kendisiyle uğraşanlarla her seferinde heveslerini kursaklarında bırakarak adeta dalga geçiyor. Tabii bunların anlayamadıkları bir şey var, o da Türk milletinin, tarihi boyunca hep böyle krizlerle saldırılarla uğraştığıdır. Kardelen çiçeği gibi en zor şartlarda boy veren bir iş dünyamız olduğu sürece Allah'ın izniyle bu ülke ayaklarına vurulmaya çalışılan hiçbir prangaya izin vermez. Bazıları 'Türkiye büyüyor da millet niye bunu hissetmiyor?' diyor. Bunu söyleyenler aslında büyümenin nimetlerinden en çok istifade edenler. Bilmediklerinden değil, affedersiniz hınzırlıklarından böyle söylüyorlar."
Erdoğan, büyümenin alt dilimlerine bakıldığında, yaklaşık yüzde 10 oranında yatırım, yüzde 11 oranında hane halkı tüketim harcaması artışının görüldüğüne dikkati çekti.
Hem üretim hem de tüketimde artış olduğunu belirten Erdoğan, işsizliğin son açıklanan rakam itibarıyla tek haneli sınırına dayandığına işaret etti.
- "Büyümenin ölçüsü bu değilse nedir?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin geçen 16 yılda Avrupa ülkelerinin tamamından daha fazla istihdam ürettiğine dikkati çekerek, "Bu yılın ilk çeyreğindeki istihdam artışı yüzde 5. Yine büyümenin detaylarına bakıyoruz, firmalarımızın gelirlerinde yüzde 24, iş gücü ödemelerinde yüzde 19 artış görüyoruz. Hamdolsun, firmalarımız üretmiş, satmış, kar etmiş. Çalışanlarına da daha çok ödeme yapmış. Büyümenin ölçüsü bu değilse nedir?" değerlendirmesini yaptı.
Kişi başına düşen gelirin, Türk parasıyla son üç yılda yaklaşık 30 bin liradan 40 bin liraya kadar çıktığını hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Son üç yılın enflasyonu ortada, milli gelirimizdeki kendi paramız cinsinden artış ortada. Burada şu hususu da belirtmek isterim; Türkiye'nin, daha öncesini de bir kenara bırakıyorum, sadece şu son 5 yılda maruz kaldığı saldırıların maliyeti olmasaydı bugün milli gelir sıralamasında en iki, üç basamak daha ilerideydik. Bu kayıp elbette önemli ama en büyük kazancımız her hal ve şart altında ayakta durabildiğimizi dosta düşmana göstermiş olmamızdır. Hatta sınır ötesi operasyonlarımızla herkese çok daha derin, tarihi mesajlar verdik. Cerablus'ta, Afrin'de verdik, şimdi Sincar ve Kandil'de de veriyoruz. Bunlar herhalde para ve bu arada da yüzde 20 savunma sanayinde kendi üretimimizi yaparken, şimdi yüzde 65'e çıktık. Yerli savunma sanayisi bu noktaya geldik."
- "Stratejilerimizi ileriye taşımak zorundayız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapılan bu çalışmaları anlatıp, buradan hareketle hedeflerini açıklarken karşılarında her zamanki gibi "aklına eseni söyleyen" bir muhalefetin bulunduğunu dile getirdi.
"Muhalefetin halini görünce 2002 sonunda nasıl bir Türkiye devraldığımızı hatırlıyorum." diyen Erdoğan, o dönem kamunun toplam net borç stokunun milli gelire oranının yüzde 60'lara kadar nasıl çıktığını bugün daha iyi anladıklarını vurguladı.
Erdoğan, şu anda bu oranın yüzde 8,4 seviyesinde olduğunu, yüzde 60'tan bu orana gelindiğini belirterek, "Aradan 16 yıl geçmiş ama bunların kafası hiç değişmemiş. Zaten laf olsun diye vaatte bulunarak ülkenin yönetimine talip olanlara milletimiz da laf olsun kabilinden herhalde kulak veriyor." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'yi bugün getirdikleri noktayı önemli gördüklerini ama yeterli görmediklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bugüne kadar uyguladığımız ekonomi politikalarıyla Türkiye'yi ekonomik olarak içine sıkıştırıldığı cendereden kurtardık, geliştirdik, kalkındırdık, bugüne getirdik. Yeni dönemde vizyonumuzu genişletmek, stratejilerimizi ileriye taşımak zorundayız. Bunun için yüksek teknoloji ve verimlilik artışıyla güçlendirilmiş bir ekonomik modele yöneliyoruz ancak bu şekilde gelişmekte olan ülke statüsünden, gelişmiş ülke statüsüne yükselebiliriz."
Namık Kemal'in "Yüksel ki yerin bu yer değildir, dünyaya gelmek hüner değildir, bize gayret yaraşır, merhamet Allah'ındır." dizelerini anımsatan Erdoğan, "Bize gayret yaraşır diyerek, seçim beyannamemizde bu konularda çok önemli projelere yer verdik." dedi.
- "Adana'ya yeni dönemde de öncülük etmek yakışır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün akşam Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ'de (TUSAŞ) "Gençlik ve Teknoloji Buluşması" programında gençlerle bir araya geldiğini anımsatarak, 100 civarında gençle bu konuları enine boyuna konuştuklarını anlattı.
Bu gençlerin büyük bölümünün elektrik-elektronik, makine, bilgisayar mühendisleri veya bu alanlarda tahsilini yapan kişiler olduğunu aktaran Erdoğan, "Geleceğimiz adına gerçekten çok umutlandım ve iftihar ettim. Dedim ki sizlerle beraber işte biz savunma sanayinde gördüğünüz bütün bu TAİ'deki bu uçakları da helikopterleri de tüm bu silahları da hepsini çok daha rahat üreteceğiz. Uzaya çok daha rahat inşallah adımlarımızı atacağız. Hiç endişe etmeyin." şeklinde konuştu.
Erdoğan, sanayici ve iş adamlarına hitaben, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin öncü şehri Adana'ya yeni dönemde de öncülük etmek yakışır. Bunun için sizlerden Türkiye'nin 2023 hedeflerine sıkı sıkıya sahip çıkmanızı istiyorum. Sizlerden gençlerimize emanet ettiğimiz 2053, 2071 vizyonlarına katkıda bulunmanızı özellikle bekliyorum. Adana'nın sanayicileri, tüccarları, girişimcileri, çalışkan insanları bu meseleye sahip çıkarsa Türkiye'nin geleceğine daha bir güvenle bakacağını düşünüyorum.
Biz 'güçlü Meclis, güçlü hükümet, güçlü Türkiye' diyerek yola çıkarken sadece milletimize yani sizlere güvendik. Bugüne kadar olduğu gibi pazar günü de bizleri yalnız bırakmayacağınıza inanıyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda, sanayici ve iş adamlarına katılımlarından dolayı teşekkürlerini iletti, ödül alanları tebrik etti.
(Bitti)
AA
Kaynak: