Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na: "Yazıklar olsun sana..." CANLI

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na: "Yazıklar olsun sana..." CANLI

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na: "Yazıklar olsun sana..." CANLI

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;

ARTIK TÜRKİYE DÜNYADA BİR İDOL OLDU

Ali Şükrü Bey'in mekânında sizlerle birarada olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Biz bu millete efendi olmaya değil hizmetkâr olmaya geliyoruz demiştik. Hamdolsun 15 yıl geçti. Bu 15 yıl içerisinde görevi aldığımız yerden bulunduğumuz yer çok farklı. Artık dünya Türkiye'yi konuşuyor. Artık dünyada Türkiye bir idol olmuş durumda. Göreve geldiğimizde 3,4'ü konuşan Türkiye vardı. Şimdi hamdolsun çok yukarılara tırmandık. 3 bin 400'den şimdi 11 bine kişi başına milli gelirin ulaştığı bir Türkiye var. Battı, bitti diyorlardı. Ama Türkiye'yi öyle aldık şimdi bu noktaya getirdik. Geziciler çıktı meydana, dolaştılar, zannettiler ki, Gezicilerle biz Türkiye'yi bitiririz. Arkasında emperyalist güçler vardı. Bu emperyalist güçler onları kullanıyordu. 11-12 ağaç sökülüp başka yere götürülüyor diye kıyamet koparıyorlardı. Biz 2 milyon ağaç diktik. 2,5 milyar fidan diktik.

KARAR ALDIK: SINIFLARDA ÖĞRENCİ SAYISI 30'A İNECEK DEDİK

Biz bu millete aşığız. Aşık olan dertli olan bir şeyler yapar. Aşık olmayan yapamaz. Eğitimde Türkiye'de üniversitesi olmayan il kaldı mı? 74 üniversiteyle başladık şu anda elhamdülillah 184 üniversiteye sahibiz. 270 bin derslik yaptık, mevcut dersliklerin üzerine. Cehalete karşı savaş açmak böyle olur da onun için. Eğitimde en büyük desteği Milli Eğitim'e veriyoruz. Öğretmenlere ihtiyacımız var. Boş ders olmayacak dedik. Bizim öğrencilik yıllarımızda sınıfımızda 75 öğrenci vardı. Ama Başbakanlığım dönemimde bir karar aldık. Biz öğrenci sayısını 307a indireceğiz dedik. Şimdi tüm Türkiye'de dersliklerde öğrenci sayısı 30'a inmiş durumda.

ŞEHİR HASTANELERİNE BAŞLIYORUZ: BİTEN HASTANELERİMİZ VAR

Şu anda fakir fukara, garip gurebaya para veriyoruz. Kime veriyoruz, anneye veriyoruz. Babaya versek gidecek onunla sigara içecek. İnşallah şimdi yeni eğitim öğretimde bu rakam biraz daha artacak. Burs ve krediler artacak. Lisansüstü, doktora onlar da artacak. Bu ülkede biz batıyla yarışacağız. Üniversitelerimizde kalite artacak. İnşallah bunlar için çok önemli adımlar atmamız lazım. Eğitimde bu adımları atarken sağlıkta şu anda Türkiye'nin dört bir yanında elhamdülillah hastanelerimiz var. Bir taraftan şehir hastanelerine başlıyoruz. İnşallah Trabzon'un şehir hastanesi de yakında başlıyor. Artık Trabzon'un sağlıkta hastane diye bir sorunu kalmayacak. Çünkü layığı neyse onu yapıyoruz.

AMBULANS UÇAKLAR GELİYOR HASTAYI ALIP HASTANEYE GÖTÜRÜYOR

Biz gelmeden önce Türkiye'de hastayı bir yerden bir yere alıp gitmek ölümdü ölüm. Şimdi ambulans uçağımızı alıp hastaneye götürüyoruz. Doğumlara köpeklerin çektiği kızaklarla hastalar taşınıyordu. Bu bir iane, lütuf değil, bu bir görevdir görev. Yola çıkarken ne dedik; biz bu millete efendi olmaya değil hizmetkâr olmaya geldik. Şimdi yurtdışından gelen ilaçlar Sağlık Bakanlığı tarafından ödünüyor. Biz Kanuni'nin torunuyuz. Trabzonlu Kanuni. Kanuni'yi de Trabzonlu yaptım görün. Ne diyor; halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya bir devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi. Bu ifade bize yol gösteriyor.

MEMLEKETTE HASTANELERİN GEÇMİŞTEKİ HALİNİ BİLİYORUZ

Ülke olarak ilaç yurtdışından mı gelecek. Onun bedelini biz devlet olarak öderiz. Vatandaşımın ilaç yok diye çile çekmesine göz yumamayız. Hakkınızı arayın, böyle bir şey olduğu anda ilgilileri, yetkilileri arayacaksınız. Hatırlayın o günleri ilaçları alamıyorduk. Doktor yazıyor beş tane ilaç, ikisi var üçü yok. Soruyouz, "Git eczaneden alın" diye bir kafa tutuyorlardı bize. Rahmetli Savaş Ay'ın programında Kılıçdaroğlu ne yapıyordu? Hey gidi hey! Bunlarda sosyal adalet, sosyal demokrasi diye bir şey yok. Sosyal adalet bizde var, biz de onun gereğini yapıyoruz.

KILIÇDAROĞLU'NA: YAZIKLAR OLSUN SANA!...

Sözde adalet yürüyüşü yapıyor. Çıkmış Alman dergisine beyanatta bulunuyor, yazıklar olsun! Türkiye'de adalet, özgürlük yokmuş. Ankara'dan çıktın İstanbul'a kadar yürüdün, senin güvenliğini kim aldı? Sen o yolda yürürken o kadar vatandaşa zulmettin. Bu hükümet sana o imkanı verdi. Hala sözde adalet derken senin İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde grevler var. Orada işçiler hakkını arıyor. Sen orayı hallet ondan sonra adaleti konuşalım. Adalet duygusal değildir. Adalet hissi değildir. Adalet yürek ister yürek. Kalkıp FETÖ'cü, DEAŞ'ı, PKK'yı korumak için sözde adalet yürüyüşü yapıyorsan yazıklar olsun. Şimdi hasta diye yargı bıraktı onlar yürüyor. Bunları iyi tanıyalım.