Cumhurbaşkanı ne yapmak istiyor?

Son açıklamalar hükümete on yılın en sıkıntılı günlerini yaşatıyor.  

Çünkü bu tartışmalar Cumhurbaşkanı Erdoğan’la hükümet arasında, çözüm sürecinin yürütülüş tarzına ilişkin bazı görüş ayrılıkları olduğunu ortaya çıkardı.

Açıklamalardan anlaşıldığına göre sayın cumhurbaşkanı hükümetin son zamanlarda çözüm süreci uygulamalarından çok rahatsız olmuş. 

Hükümetin izleme Komitesi kurulması kararı, İç Güvenlik Paketi ile ilgili hükümetin geri adım sinyalleri vermesi. Dolmabahçe’de ki “AK Parti-İmralı ittifakı”

Cumhurbaşkanı çözüm sürecine evet derken, uygulanması ile ilgili hükümete dayatma yaparak bir bakıma burada ben varım, oraya seni ben getirdim, ya benim dediğimi yaparsın, ya yaparsın diyor.

Aslında  cumhurbaşkanının iç güvenlikle ilgili görüşlerini bende tamamen haklı buluyor, hükümetin geri adım atmasını PKK nın şımartılması olarak görüyorum.

Dolmabahçe’de ki “AK Parti-İmralı ittifakı” bu vatanı seven herkes gibi beni de çok rahatsız etti. Hapisteki şahsın 10 maddelik programı dayatması ve hükümetinde bunu olduğu gibi kabul etmesi belki de başbakanın tecrübesiz oluşunu ortaya çıkardı. Ya da yoğurt yemedeki farklılıklardı.

Hükümetin seçimden önce silahların bırakılmasını çok istemesi, belki de bu olayları yaparken tavrını belirlemede etkili oldu, Ancak izleme komitesinin kurulması gibi bazı adımlar atmaya çalışması Dolmabahçe’deki deklarasyonu başarı olarak görmesine sebep oluyor, 10 maddeyi ise zaten altına herkesin imza atabileceğini düşünüyordu.

Cumhurbaşkanı bu eleştirilerinin bir kısmında haklı da olabilir, ancak tavrı çok yanlıştı. İzleme komitesi kurulmasına, ve Fidan olayına takındığı tavrı anlamakta güçlük çekiyorum.

Çünkü izleme komitesi üzerinde durmaya değmeyecek kadar ayrıntı olarak kalmalıydı. Fidan olayı da kamuoyu önünde tartışılmamalıydı.

Eminim ki söz konusu açıklamaları izleyen okurlarımın bir bölümü hükümeti, birileri de Cumhurbaşkanı’nı haklı bulmuşlardır.

Ancak ben Türkiye’nin içinde bulunduğu hava koşulları daha önemli sorunları ortaya çıkaracağından, çok daha dikkat edilmesi gerekirdi diye düşünüyorum.

Ortadoğu bir ateş çemberinde yanarken, birde seçim arifesinde, Cumhurbaşkanı ile hükümet arasında ciddi bir çatışma görüntüsünün ortaya çıkması, hem çözüm sürecinin akıbetini belirsiz bir hale getirir, hem de sıkıntıları daha ileriye götürerek AK partiyi yıpratır, bu tartışmalar yeni Türkiye’yi geliştirmez, sadece eskiye dönüşün başlangıcı olur.

Eğer sayın cumhurbaşkanı aylardır üzerinde konuşulan izleme komitesi hakkında isimlerin açıklanmasına az bir zaman kala kamuoyu önünde yaptığı itiraza hükümet kanadı bir açıklama yapmasaydı, bu defada sayın Başbakan Fidan olayından sonra ikinci golü de yemiş olacaktı.

Hükümet izleme komitesi kurma kararına sahip çıkmayıp sessiz kalsaydı, ya da kararından geri adım atsaydı, bu tutum iktidarsızlığının tescili olurdu. Cumhurbaşkanının ikinci müdahaleyle birlikte hükümetin kamuoyu önündeki saygınlığı da güvenilirliği de son derece yıpranırdı.

Seçimde halktan oy isteyecek bu kadro, bu kadronun başındaki isimde sayın başbakanımızdır. Ben Bülent Arınç”ın açıklamasını bu yüzden önemsiyor, belediye başkanının açıklamasını ciddiye bile almıyorum.

Bu aşamadan sonra herkes aklını başına almalıdır çünkü önümüzdeki günler, basit gibi görülen bu sürtüşme ve güç gösterme çalışmaları AK Parti Hareketini yıpratacaktır.

Parlamenter sistemle, başkanlık sisteminin arasında, bir yerlerde bir bakıma sancıların olacağı hep biliniyordu.

Benim bu konudaki tek güvencem milli görüş geleneğini bildiğini düşündüğüm başbakan ve cumhurbaşkanının bunu daha sessiz yapacağına olan inancımdı. Ancak olmadı. Ortak tarihin, “dava şuuru”nun ve eski günlere dönmemek için bu partiye bel bağlamış toplum kesimlerine karşı duyulan sorumluluk duygusunun etkili olacağını düşünüyordum, oda olmadı.

Sayın cumhurbaşkanı daha aklı başında olmalı, neyin sır neyin paylaşılması gerekli bilgi olduğunu bilerek hareket etmelidir. Her yerde her şeyi söyleyerek burada ben varım herkes benim istediğimi yapmalı mantığıyla hareket ederse, kendi eliyle buralara getirdiği pırıl pırıl parlayan başbakanımızı ezecektir..

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum