Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (2)
"(Irak'taki referandum tartışmaları) Bizim bu referanduma karşı çıkmamızın temel sebebi, Irak'ın toprak ve siyasi bütünlüğünün korunmasıdır. Burada ne Irak Kürtlerine ne Suriye Kürtlerine ne de bölgedeki diğer Kürtlere karşı herhangi bir olumsuz tutumumuz
ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, Irak'taki referandum tartışmalarına ilişkin, "Bizim bu referanduma karşı çıkmamızın temel sebebi, Irak'ın toprak ve siyasi bütünlüğünün korunmasıdır. Burada ne Irak Kürtlerine ne Suriye Kürtlerine ne de bölgedeki diğer Kürtlere karşı herhangi bir olumsuz tutumumuz söz konusu değildir." dedi.
Kalın, Best FM'de katıldığı yayında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) 25 Eylül'de düzenlemek istediği referandumun sorulması üzerine Kalın, referandum kararının yanlış olduğunu, bunun Irak'ın içinde bulunduğu hiçbir sorunu çözmeyeceğini belirtti.
Kalın, Irak'ın toprak bütünlüğünün bölgedeki en önemli konulardan biri olduğunu vurguladı.
Amerikan işgalinden sonra Irak'ta federal bir yapı kurularak Kürt bölgesinin oluşturulduğunu hatırlatan Kalın, Kürt bölgesiyle merkezi yönetim arasında birtakım sorunlar yaşandığını söyledi.
Söz konusu sorunların yönetilmesi gerektiğine işaret eden Kalın, Kürt yönetiminin temsilcilerinin "DEAŞ sonrası Irak'ta hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, artık bizim bir arada bulunmamız mümkün değil." şeklindeki söylemlerini anlayamadığını dile getirdi.
- "Kürtlere karşı olumsuz tutumumuz söz konusu değildir"
Telafer'de bu sabah itibarıyla operasyon başladığını anımsatan Kalın, Irak'taki, "Biz bir arada kalamayız, artık ayrılacağız." düşüncesinin Irak'ın bütünlüğünün ve Irak Kürtlerinin menfaatine olmadığını bildirdi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, şöyle devam etti:
"Bizim bu referanduma karşı çıkmamızın temel sebebi, Irak'ın toprak ve siyasi bütünlüğünün korunmasıdır. Burada ne Irak Kürtlerine ne Suriye Kürtlerine ne de bölgedeki diğer Kürtlere karşı herhangi bir olumsuz tutumumuz söz konusu değildir. Terör örgütünün ve yandaşlarının zaman zaman bunu işleyip, işte Türkiye, özellikle Sayın Cumhurbaşkanımıza atfen 'Türkiye, Kürtlerin kazanımlarına karşılar, bundan rahatsızlar' gibi propagandalar yaptıklarını, Batı basınının da bunu köpürterek ve büyüterek tedavüle soktuğunu biliyoruz. Bizim bir kere Kürtler ile bir sorunumuz olsaydı Türkiye Cumhuriyeti devleti veya milleti olarak Kuzey Irak Kürtleriyle bu kadar iyi ilişkiler içinde olmazdık. Belli çevrelerden eleştiriler de geliyor ama biz bu ilişkilerin önemli olduğuna inanıyoruz."
Erbil'le iyi ilişkiler içinde olduklarını dile getiren Kalın, bunun devam etmesini istediklerini söyledi.
Suriye Kürtlerine karşı da Türkiye'nin olumsuz bir tavrı olmadığını ifade eden Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye Kürtlerine sahip çıkan tavırlarını anlattı.
Kalın, Türkiye'de yaşayan Kürt vatandaşlarının rahat nefes alabilmesi için en devrimci ve radikal adımları atanın Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu aktardı.
Kürtçenin önündeki bütün engellerin kaldırıldığını belirten Kalın, "Hatırlayın, Kürtçe bir şarkı, türkü kasetini, Şivan'ın bir kasetini Türkiye'ye sokmak, bir yerden bir yere götürmek bile suç unsuruydu." diye konuştu.
Yapılanları suistimal etmek isteyenlerin var olduğuna dikkati çeken Kalın, meselenin tam çözülme noktasına geldiğinde birilerinin devreye girerek bunu sabote ettiğinin görüldüğünü dile getirdi.
- "Teröre karşı en sert mücadele veriliyor"
"Bu meselenin Türkiye aleyhine kullanılması için birileri bunu sürekli sıcak tutarak, PKK ve başka unsurları kullanarak operasyonlar çekti." diyen Kalın, bunlara karşı gerekli adımları atmaya devam edeceklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, "Teröre karşı anladığı dilden en sert mücadele veriliyor, verilmeye devam edilecek. Bu noktada İçişleri Bakanlığımız, emniyetimiz, jandarmamız, silahlı kuvvetlerimiz tam bir uyum içinde, tam bir kararlılıkla bu mücadeleyi sürdürüyor." değerlendirmesinde bulundu.
Erbil yönetiminin referandumdan vazgeçmesi gerektiğini vurgulayan Kalın, bundan vazgeçilmemesi halinde bunun sonuçlarının olacağını kaydetti.
Birkaç hafta içinde bazı yeni gelişmelerin olabileceği yönünde beklentisi olduğunu bildiren Kalın, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Referanduma diyelim ki gittiler, referandum kararını aldılar, bununla ne yapacaklar? Tek taraflı olarak 'Biz bağımsızlığımızı ilan ettik' dedikleri zaman bunu kim tanıyacak? Bağdat, Türkiye, İran, komşu ülkelerin hiçbiri tanımayacak. Avrupalılar ve Amerikalılar da bu yönde tavırlarını ortaya koydu. Dolayısıyla kendilerini çok sıkıntıya sokacaklar. Bizim açımızdan hassasiyet arz eden bir diğer konuda Kerkük vilayetinin de referandum alanına dahil edilmesi. Buna da hakları yok. Erbil yönetiminin buna hakkı yok. Çünkü Kerkük Bağdat'a bağlı, tartışmalı bölge diye de bilinen bir coğrafyayı ifade ediyor. Kerkük'ün bizim tarihimizde çok özel yeri var. Kerkük bir Türkmen şehridir, orada Kürtler de Araplar da vardır. Kalkıp siz Kerkük'ü de bu referandum alanına dahil ettiğinizde ortaya çıkacak netice bellidir. Orada yaşayan Türkmenler, Araplar bu referanduma katılmayacaktır."
Kerkük'te var olan grupların birbirlerine karşı tavır alarak gerilimin artacağını, bunun da fayda getirmeyeceğini vurgulayan Kalın, yönetilmeyecek bir duruma gelinebileceğine ve referandum kararından vazgeçilmesi gerektiğine dikkati çekti.
- Erken seçim iddiaları
Erken seçim iddialarının sorulması üzerine Kalın, erken seçim kararını almanın TBMM'nin uhdesinde olan bir konu olduğunu söyledi.
Bu konuda bir değerlendirme yapmasının doğru olmayacağını dile getiren Kalın, "Benim görebildiğim kadarıyla böyle bir gündem, karar söz konusu değil. Bunu gündeme getirenler siyasi bir spekülasyon yapıyorlar diye düşünüyorum. Hangi gerekçeyle, neden yapıyorlar onu bilemem ama son tahlilde bu, Meclis'in uhdesinde, tasarrufunda olan bir konudur." değerlendirmesini yaptı.
Türkiye'de güçlü bir hükümetin olduğunu ifade eden Kalın, 2019 yılında yeni hükümet sisteminin uygulanmasına geçileceğini ve bunun altyapısının hazırlanmaya devam ettiğini belirtti.
Kalın, Cumhurbaşkanlığı olarak sistem değişikliğinin sağlıklı bir şekilde hayata geçirilmesi konusuna yoğunlaştıklarını dile getirdi.
- "Bu kadar tek taraflı olmasınlar"
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) tutuklu sanıklarının mahkemelere tek tip kıyafetle getirilmesine ilişkin bir soru üzerine Kalın, bunun Adalet Bakanlığının yaptığı bir çalışma olduğunu aktardı. Bu konunun FETÖ zanlılarının suistimal yaparak, giydikleriyle mesajlar vermeye çalışmasıyla gündeme geldiğini anlatan Kalın, bir yıl önce siyasi tarihin en kanlı darbesinin yaşandığını anımsattı.
Şehit yakınları ve gaziler başta olmak üzere herkesin duruşmalara gittiğini bildiren Kalın, birilerinin adeta orada bulunan insanlarla, şehitlerin hatırasıyla dalga geçercesine bir tutum içine girdiğinde devletin de burada tedbir almak zorunda olduğunu vurguladı.
"Bu, masumiyet karinesini ortadan kaldırmak değildir." diyen Kalın, bunun hukuk sürecinin de engellenmesi olmadığının altını çizdi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, şunları kaydetti:
"Türkiye'de hukukun üstünlüğüyle ilgili sıkıntılar var diyenlere gelip şu mahkemeleri izlemelerini tavsiye ederiz. Falanca mahkemeye hemen koşup giden Avrupalı örgütlerin, basının acaba kaç tanesi 15 Temmuz davalarını izlemeye gittiler, gidiyorlar. Buyursunlar gelsinler, kapılar açık. Gruplar halinde gelsinler, hiçbir mahsuru yok. Biz memnun oluruz. Bir de gelip orada şehit aileleriyle bir otursunlar, onların yakınlarıyla otursunlar, bir de onları dinlesinler. Bu kadar tek taraflı olmasınlar. Oradaki duygu yoğunluğunu, o insanların içinde bulunduğu psikolojiyi bir görsünler. Ondan sonra 'Türkiye bu tedbirleri neden alıyor?' sorusuna o zaman daha doğru, adil cevaplar verebilirler."
(Sürecek)
AA
Kaynak: