Darbeciler 8 yıl sonra gelen ikizleri yetim bıraktı
FETÖ'nün darbe girişimine karşı Ankara Emniyet Müdürlüğünün önündeki protestolara katılan ve burada şehit olan 34 yaşındaki Ömer İpek'in 8 yıl sonra kavuştuğu 5 aylık ikizleri babasız kaldı - İpek'in ablası Döndü İpek:- "(Çocuklarıma güzel bir ülke bırakm
ANKARA (AA) - YEŞİM SERT KARAASLAN - FETÖ'nün darbe girişimine karşı durmak için Ankara Emniyet Müdürlüğünün önüne giden ve çıkan olaylarda şehit olan 34 yaşındaki Ömer İpek, geride 8 yıl sonra kavuştuğu 5 aylık ikizlerini bıraktı.
Olay gününe ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulunan İpek'in ablası Döndü İpek, 15 Temmuz günü kendisinin Manavgat'ta tatilde olduğunu ve olayları televizyondan izlediğini anlattı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısını duyduktan sonra kardeşiyle telefonda konuştuklarını ve meydanlara çıkmaya karar verdiklerini aktaran abla İpek, "Kardeşim de arkadaşlarının aradığını ve konvoy halinde Zırhlı Birlikler'e gideceklerini iletti." dedi.
Abla İpek, şunları kaydetti:
"(Çocuklarıma güzel bir ülke bırakmak istiyorum. Devleti, bu çapulculara mı bırakacağız? Ben, şehit olmaya gidiyorum, çocuklarım size emanet. Dışarıda olanların çocukları yok mu? Herkesin çocukları var. Ben, güzel bir ülke, güzel bir gelecek bırakacağım), diyerek Ankara Emniyet Müdürlüğünün önüne gitti. Kardeşimi bu sözlerinin ardından aradık, ancak cevap alamadık. Saat 02.00'de telefonunu açan birisi, bulundukları yerin çok karışık olduğunu ve az evvel durumu ağır bir polisi hastaneye taşıdığını ve telefonunun da kendisinde olduğunu söyledi."
Kardeşinin ismine Numune Hastanesi'nde kayıt olup olmadığını sorduklarını aktaran İpek, "Giriş olduğu, ancak işlem gözükmediği ifade edildi. Bütün servisleri babam gezdi ama kardeşimi bulamadı. Sonra, 'Baba, bir de morga bak, belki oradadır' dedim. Sonra, telefonda çıkan kişiyi aradım ve 'Götürdüğün adam üniformalı polis miydi?' dedim. O da 'Sivildi' dedi. Kardeşimi tarif ettik 'gidip hastaneye bakayım' dedi. Sonra, bizi aradı ve 'Bilmiyorum nasıl denir ama başın sağolsun' dedi. Vatan sağ olsun demekten başka bir şey diyemedik. Kardeşim, 'vatan sağ olsun' diyerek gitti." ifadelerini kullandı.
İpek, kardeşinin olay gecesi görüntülerini. "Bazı görüntülerde var. Zaten, öne çıkmış ve 'durun, yapmayın, ne yapıyorsunuz?' diyerek kendi etrafında dönüyor. Arkadaşı söylüyor, kardeşim 'Siz, Türk askeri değil misiniz, biz de Türk askeriyiz. Bu vatan bizim, bize mi kurşun sıkacaksınız?' diyormuş. Kamera kayıtlarında gözüküyor, o asker kıyafetli terörist gitti, uzaklaştı, geri döndü ve nişan aldı ve vurdu, şehit etti kardeşimi." sözleriyle anlattı.
- "Erdoğan'a değil, Türk milletine yapılan bir darbedir"
Kardeşinin önce kafasından, daha sonra dizlerinden vurulduğunu belirten Döndü İpek, darbe teşebbüsünün sadece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a değil, Türk milletine yapıldığını vurguladı.
İpek, "Kardeşim şehit olmasaydı, orada canıyla, kanıyla etten duvar örmeseydi, acaba onlar muvaffak olsaydı, sivil ve masum insanlara kurşun sıkan bu caniler bizlere ne yapardı? Şu an halimiz ne olurdu? Bunlar, Türk halkını, Mısır, Lübnan ve Libya ile karıştırdılar." değerlendirmesinde bulundu.
Döndü İpek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunların dedeleri elinde orakla çıktılar kurtuluş mücadelesini verdiler. Bunlar, onların torunlarıdır. Bir canım var ki benim canım da feda olsun. Bu davadan bizi ecel değil, hiç kimse döndüremez. Şunu biliyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti de dünyadan silinirse, mazlumlara kucak açacak, onları sahiplenecek hiç kimse kalmayacak. Nerede bir mazlum zulme uğruyorsa bu topraklara sığınıyor? Büyük bir devletin, imparatorluğun mirasçısıyız. Bizim yaptığımız varlık mücadelesi. Tankın önüne dururuz, silahın önünde dururuz ama namusumuzu çiğnetmeyiz. Vatan bizim namusumuzdur. Biz, namusumuzu çiğnetmedik."
Darbecilerin idamını isteyen İpek, "Hiçbir şekilde affını istemiyorum. Bunlar fitnedir. Biz bunların yaşamasına izin verirsek, 10-20 sene sonra yine çıkacak." dedi.
Milletin sahibinin vatandaşlar olduğunun altını çizen İpek, "Siz, kime karşı kimi koruyor, kime karşı kimi savunuyorsunuz? Eğer ki Türkiye Cumhuriyeti'nin gidişatı kötü olursa, bu millet kararını verir ve iktidardakini indirir. Bu seçim hakkı bizim. Kimse, bu hakkımızı elimizden alamaz. Vatan bizim. Bizim Türkiye Cumhuriyeti'nden başka gidecek hiçbir yerimiz yok. Yeri gelip öleceğiz, yeri gelip gazi olacağız, yeri gelip yaşayacağız ama bu ülke için sadece biz varız ve bizden başkası yok. Önemli olan hurdaların temizlenmesidir." diye konuştu.
-"Onları affedip etmemek benim hakkım"
Baba Talip İpek de oğlunun 8 yıl sonra tüp bebek yöntemiyle kucağına aldığı ve Talha ile Yağmur adını verdiği ikizlerinin, şu anda yaklaşık 5 aylık olduklarını belirterek, "Sen gitme, ben gideyim" dediği oğlunun bu sözleri dinlemediğini, "Ben şehit olacağım. Çocuklarım ve eşim sana emanet" diyerek, darbecilere karşı durmaya gittiğini aktardı.
Oğlunun yanındaki 3 kişi ile birlikte şehit olduğunu, gözyaşları içinde anlatan baba İpek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ankara'da ilk vurulan benim çocuğum. Ben de oğlumun arkasından gittim ama yetişemedim oğluma. Benim gittiğim arabanın da sağı solu kurşunla doldu. Allah, şehitliği bana değil, oğluma nasip etti. Kahraman benim yavrularım. Kanı bozuk rütbeli tanktan atlıyor ve atlar atlamaz direkt kafasına sıkıyor, sonra da bacağına sıkıyor.
Biz, Osmanlı torunuyuz. Bir kereye mahsus, sırf bu katiller için idamın çıkması lazım. Onları affedip affetmemek benim hakkımdır. Gelinim 25 yaşında iki çocuğuyla kaldı, benim oğlum çocuklarına doyamadan gitti. Bu ne demektir, bir baba için. İdam edilemiyorsa, bana teslim etsinler."
AA
Kaynak: