Arif Köse /ey kavmim
DAYAK VE GONG SESİ
Bazı arkadaşlarım neden eskisi kadar düzenli yazmadığımı, ey kavmim dergimi eski sıklığında çıkarmadığımı soruyor.
Yenildik ey kavmim yenildik.
Gong çaldı, bu raundun sonuna geldik ve ben fena halde dayak yedim.
Bırakın da köşemde yediğim dayağın acılarını bir çekeyim, yaralarımdan akan kanın sızısını hissedeyim. Bırakın da ağlayayım biraz, dövdüler beni, dayak yedim dayak.
2017 yılında bir yolculuğa çıktım ben. ey kavmim adında bir dergi çıkarmaya başladım.
Tek gayem vardı: Emr-i bil ma'ruf, nehyi anil münker yaparak yani iyiliği emredip kötülükten alıkoyma amelini işleyerek hem toplumumda fütursuzca işlenilen günahlara olabildiğim kadar engel olacaktım, bu suretle de bu amelin terkedilmesi halinde Allah'ın bizi tehdit ettiği UMUMİ AZAP'a karşı bir engel oluşturacaktım, hem de cesaret isteyen bu ameli işleyerek başkalarına da örnek olacaktım.
Peki ne oldu? Millet yine bildiğini okudu. Hala da okuyor.
“Ben demiştim” demek hiçbir işe yaramaz biliyor musunuz. Ben biliyorum, çünkü 2017'deki ey kavmim dergimin ilk sayısını açıp okursanız bugünlerin geleceğini ta o günden söylemiştim.
Ben demiştim demek, gerçeğin çölünde yapayalnız kalmaktır. Ben demiştim demek, gelinen noktada boş havanı dövmektir çünkü hiçbir işe yaramaz.
İşte o çaresizliği yaşıyorum. Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. Bütün yazılarımı açın bakın, evire çevire söylediğim tek şey: PARA VE DÜNYA HIRSINI TERKEDİN, GÜNAHLARINIZI TERKEDİN, TÖVBE EDİN VE GÜNAH İŞLEYENLERİ UYARIN YOKSA BAŞINIZA UMUMİ BELA, MUSİBET GELİR oldu.
Peki bugün ne oldu? Corona denilen zıkkım hepimizi vurdu. İşimizden olduk, sokağımızdan olduk, hapishanelere döndü şehirlerimiz, özgürlüğümüzden olduk, paramızdan olduk, yarınımız da belli değil. Bu halde olmamıza rağmen hala dersimizi almadık, sarımsağın kilosunu 90 liradan satacak kadar hala ders almamış meymenetsiz zihinlere laf anlatacak mecalimiz de kalmadı.
Beyefendi çoluk çocuğun, kadın erkeğin, genç yaşlının mutlaka görebileceği yere 2 metrelik mayolu kadın fotoğrafını asıyor ve uyardığınızda BİR BU MU KALDI savunmasını yapıyor.
Öteki zaten yeni olan, sorunsuz olan, lüks olan arabasını, faizli kredi ile daha lüks ve daha gösterişlisi ile değiştiriyor. Corona almış başını gitmiş, biz hala dönüp amellerimize bakmıyoruz.
Bakmıyoruz çünkü amellerimizle başımıza gelenler arasındaki bağlantıyı göremiyoruz. Göremiyoruz çünkü bize İslam farklı anlatıldı ya da biz İslam'ı işimize geldiği gibi görmek istedik.
Sandık ki İslam namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek, hacca gitmek ve Kelime-i Şehadet getirmekten ibaretti. Oysa bunlar İslam'ın sadece şartı, farzı olan amellerdi.
Rabbimiz: “Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım” (Zariyat Suresi, 56. Ayet Meali) diyordu. Biz, ibadetin ne olduğunu unuttuk, ibadetin sadece namaz, oruç olduğunu sandık yukarıda söylediğim gibi. Sarımsağın 90 TL'ye satılmasının İslam dini ile bağlantısını kuramadık ya da faizli kredilerle haşır neşir olmanın bizim başımıza ne getireceğini unuttuk.
Allah hatırlatıyor bu unuttuklarımızı değişik vesilerle ama ders almıyoruz çünkü ne ders alacağımızı bilmiyoruz. Dünya hayatı ve din olgusunu tamamen ayrıştırdık. Bayanlara göre açık ve dar giyinmenin o kişinin dini ve imanıyla hiç alakası yok ya da diğerinin faizli krediye gitmesinin veya bir başkasının borsa oynamasının.
Nehir artık tersine akıyor ey kavmim.
Şehrin uygun bir yerine, bütün izinleri alarak astığım 1 ayet ve 3 hadis içeren pankart şikayet ediliyor. Adam Allah'ın ve peygamberin sözünü şikayet ediyor, kaldırtıyor.
Çok ciddi söylüyorum, bu yazıyı okuyanlar kendilerinden başlayarak yeniden İslam eğitim alsınlar, çevrelerine de bunu şiddetle tavsiye etsinler. Ben mi? Çok şükür sürekli okuyorum, sürekli tövbe ediyorum.
Unuttuğumuz İslam'ı yeniden öğrenelim yoksa birilerinin imalatı olan, korkusu kendisinden daha şiddetli olan bu corona gider, daha beterleri gelebilir Allah korusun.
Bırakın az daha acılarımı çekeyim, nasıl olsa bu yolda durup dinlenmek yok, yeni raundun gongu das çalmak üzere. Allah'a emanet olun.