Ülkemiz üzerinde öteden beri oynanan büyük çaplı bir oyun var. Bunun farkındayız. Hedefleri AK Parti’yi, dolayısıyla da Başbakan’ı alaşağı etmek. En azından 30 Mart’a kadar AK Parti’yi olabildiğince yıpratıp çaptan düşürmek…

Her beş-on yılda bir gerek askerî gerekse sivil darbeler yaptırarak sömürdükleri Türk milletini son on yıldır istedikleri gibi dizayn edemeyenler, hedeflerine ulaşmak için işin içinde Cemaat’in, CHP’nin ve MHP’nin de bulunduğu bir ittifakla çözüm yolları arıyor.

Bir açılışta konuşan Kabakçı; “Biz Adalet ve Kalkınma Partisi mensupları olarak, bu seçimi bir düğün ve şenliğe çevirmeliyiz. Zira diğer tüm partilerimizin mensuplarının hiçbiri bizim düşmanımız değil. Ama biz bir şey söylüyoruz. AK Parti olarak biz hizmet ehliyiz ve bu hizmete gerçekten hizmet ettik. Düne kadar çocuklarımızın kitaplarını nereden buluruz, hastaneye gidip sıraya girip acaba muayene olabilecek miyiz, muayene olsak da ilaçları nasıl bulacağız, ya da engelli kardeşimize, babamıza akrabamıza nasıl bakacağız diyorduk. Bugün AK Parti iktidarımız bunların hepsini sağlıyor ve ücret almıyor. İşte bu millet AK Parti’nin, başbakanının arkasında bunun için duruyor. Bugün millet sonuna kadar başbakanımızın arkasındayız diyor. Bugünlerde ülkeyi tarif etmeye çalışanlar ülkeyi bir ağaca benzetiyor. Bir hayli uzayan ve büyüyen bu ağacı budamaya çalışıyorlar. Ama bizler de diyoruz ki bu milletten başka kimsenin yüzüne bakmayacağız. Biz gayret edeceğiz ve bu seçimi de alacağız. Ama hiçbir kardeşimizi dışlamayacağız, yüzümüzü çevirmeyeceğiz.”

Bu seçimlerin bir milat olacağına vurgu yapan Zorlu ise; “Bu seçimler başka bir seçime benzemiyor. Bu seçimler bir milattır. Çünkü bu seçimde sizler, AK Parti’ye, Sayın Başbakanımıza ve bu ülkeye yapılan uluslar arası operasyona cevap vereceksiniz. Türkiye’nin tek hakimi, sahibi var, o da millettir. İster dışarıdan ister içeriden tüm güçlere sizler bu seçimde en güzel cevabı vereceksiniz. Bu seçimde bir oy’un bile değeri var. Tek bir oy bile bu oyunu bozmaya yeter. Millî bir hükümet, millî bir başbakan mı, yoksa dışarıdan belirlenen bir başbakan mı istiyorsunuz? Bunun cevabını da vereceksiniz.” diyor.

İttifak halinde olanlar da kendi aralarında sürtüşme halinde. Pastadan daha fazla pay kapmak için birbirlerine ayak oyunları yapıyorlar.

CHP kendi içinde ayrı bir çıkmaza girdi. MHP üstleri ile astları arasında uyuşmazlık sinyalleri veriyor.

Cemaat’in televizyonunda gösterilen bir dizide Hz. Peygamber(sav) Efendimizle ilgili akla ve İslâmî anlayışa aykırı olarak ruh çağırma komedisi bardağı taşıran bir zuhurat olsa gerek. Kürt kardeşlerimizi küçük düşüren ve milliyetçi duyguları kabartan bu diziyle ilgili RTÜK’ün de artık bir şeyler yapması gerekmiyor mu?

İslâm’ı ve değerlerini birilerinin kendi kafalarına göre yorumlamalarının yanlış olduğunu düşünüyorum. “Gel” deyince Hz. Peygamber(sav) gelecek, kamyona binecek, saçma sapan dizilere alet olacak, böyle bir şey safsatadır, hurafedir. İnsanları yanlış bilgilendirmedir.

Bu rezalet, “Hiçbir beşere ebedîlik vasfı vermedik” diyen bir dinin Peygamberi ve ümmetiyle alay etmektir.

Hz. Peygamber(sav) de her beşer gibi vefat etmiştir; ama onun getirdiği mesajlar ebedîdir ve evrenseldir. İnsanlığı kurtaracak olan da o mesajlardır…

Son olaylarla ilgili çamura batan Cemaat, Hz. Muhammed(sav)’i kullanarak böyle bir rezaletle kendini temize çıkarmaya ve yaptıklarının haklılığını mı algılatmaya çalışıyor?!

Parlak bir ışık huzmesinin Hz. Peygamber(sav) gibi algılanması, bir kamyona bindirilmesi, daha sora kamyonun gitmesi ve peygamber gidiyor diye arkasından koşuşturulması sağlıklı akılların yapacağı bir durum değildir.

Doğrusu bir özür ve mantıklı bir açıklama beklemektedir kamuoyu.

Debelenmenin anlamı yok. Debelendikçe batıyorsunuz. Bunu anlayın artık.

İslâm kardeşliğimiz bakidir. Ama hatalarınızdan da dönme erdemini gösterin lütfen!

Allah(cc)’a emanet olunuz.