"Depreme dayanıklı olmayan camilerin yenilenmesi önemli"
İstanbul Müftüsü Mehmet Emin Maşalı: - "Camilerimizin büyük bölümü yakın tarihte restorasyondan geçti, bir kısmının restorasyon çalışmaları da devam ediyor. Burada esas üzerinde duracağımız camilerimiz, 1970-1999 yılları arasında kıt imkanlarla ve plansız
İSTANBUL (AA) - HİKMET FARUK BAŞER - İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mehmet Emin Maşalı, İstanbul'daki camilerin büyük bölümünün yakın tarihte restorasyondan geçtiğini, bir kısmının da restorasyon çalışmalarının devam ettiğini belirterek, ''Burada esas üzerinde duracağımız camilerimiz, 1970-1999 yılları arasında kıt imkanlarla ve plansız bir biçimde inşa edilmiş olanlar. Yapılacak incelemelerde bu camilerimiz içinde depreme dayanıklı olmayanların yenilenmesi önem arz ediyor.'' dedi.
Maşalı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından bu yıl Camiler ve Din Görevlileri Haftası'nın ana temasının "Cami ve Hayat" olarak belirlendiğini söyledi.
Her yıl 1-7 Ekim arasında bu haftanın kutlandığını belirten Maşalı, nüfus ve şehirleşme alanı itibarıyla sürekli gelişen İstanbul'da cami sayısının yeterliliğinden bahsetmenin mümkün olmadığını anlattı.
Maşalı, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Camilerimizin, cami hizmetlerinin yanı sıra bir eğitim öğretim yuvası olması yönünde atılan adımların ve bu kapsamda yürütülen çalışmaların da neticesinde camilerimizin gerek kemiyet gerekse keyfiyet bakımından artırılıp geliştirilmesi, günün ihtiyacına cevap verecek projelerle yeni camilerin inşa edilmesi gereklilik arz ediyor. Camilerimizin depreme dayanıklılığı konusuna gelince belki de üzerine en çok eğilmemiz gereken konulardan biri bu. Böyle olduğunu düşündüğümüz içindir ki il müftüsü olduktan sonra gerçekleştirdiğimiz ilk ilçe müftüleri toplantısında bu konunun ivedilikle ele alınması, belediyeler ve cami dernekleriyle iş birliği içinde camilerimizin depreme dayanıklılığına ilişkin bir inceleme ve raporlama çalışması yürütülmesi yönünde müzakerede bulunmuş ve bu yönde somut adımlar atılmasını karara bağlamıştık. Geçen hafta yaşadığımız 5,8’lik deprem, bu çalışmaların hem önemini hem de hızlandırılması gerektiğini, çok net bir biçimde gözler önüne serdi. Camilerimizin büyük bölümü yakın tarihte restorasyondan geçti, bir kısmının restorasyon çalışmaları da devam ediyor. Burada esas üzerinde duracağımız camilerimiz, 1970-1999 yılları arasında kıt imkanlarla ve plansız bir biçimde inşa edilmiş olanlar. Yapılacak incelemelerde bu camilerimiz içinde depreme dayanıklı olmayanların yenilenmesi önem arz ediyor.''
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın son yıllardaki hizmetlerinin alabildiğine geniş bir yelpazeye sahip olduğuna dikkati çeken Maşalı, bu denli bir hizmet yükünün de ancak çok yetkin kişilerle yürütüleceğini ifade etti.
Maşalı, ''Cami sohbetleri, gençlik hizmetleri, yardım faaliyetleri, huzurevi ve hastanelere yönelik manevi destek çalışmaları gibi pek çok alanda hizmet veren ve bunları da asli görevleri olan cami hizmetlerine ilave olarak gerçekleştiren bu arkadaşlarımız, İslami tebliğ faaliyetinin söylemden ziyade eylemi merkeze alan bir faaliyet olduğuna olan inançla hizmetlerini yürütmektedirler. İstanbul Müftülüğü olarak bu arkadaşlarımızın çalışmalarına destek olmak, yanı sıra da sayılarının artmasını sağlamak gibi bir görevimiz olduğunun bilincindeyiz. Bunun için de kendimize iki temel hedef belirledik; personelimizin kurumsal aidiyetini pekiştirmek ve marifetlerini güçlendirmek.'' değerlendirmesinde bulundu.
Personele yönelik eğitim ve öğretim çalışmalarının Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı eğitim merkezleri tarafından deruhte edildiğini aktaran Maşalı, eğitim faaliyetlerinin yanı sıra personelin kültürel gelişimini sağlama adına kitap okuma çalışmaları da düzenleyeceklerini dile getirdi.
- ''Camide koşuşturan çocuğa kızan yaklaşımı geride bıraktık"
Maşalı, camilerin sadece belli yaştaki kişilere dokunan bir ibadet yeri olmanın ötesine geçerek her yaştan, her statüden insana yönelik faaliyetleri barındıran adeta bir kültür merkezi haline geldiğini anlattı.
Yeni inşa edilen örnek camilere bakıldığında camilerin ibadet, ahlak, bilim, sanat ve hikmet yuvası olduğunu vurgulayan Maşalı, şöyle devam etti:
''Uzun vadeli bir projeksiyonla planlanan bu vasıftaki camilerimizin sayısı arttıkça, camilerimizin toplumu kucaklayıcı ve geliştirici olma vasfı daha da belirgin bir hale gelecektir. İlçe müftülüklerimizin bu kapsamda yürüttüğü çalışmalarda fiziki şartları elverişli olan camilerimizde kütüphane ve oyun alanları için özel mekanlar tahsis edilmektedir. Başkanlığımızın 4-6 yaş Kuran eğitimine verdiği önemle birlikte çok sayıda camimiz, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın dini ve ahlaki değerler doğrultusunda yetiştirilmesine öncülük eder hale geldi ve bu yönüyle bir eğitim-öğretim kurumu vasfı kazandı. Bu durum 4-6 yaş grubu çocuklarımızın yaş ve duygu dünyalarına hitap edecek türde oyun alanlarının ihdasını kaçınılmaz kıldı. Pek çok camimizde, 4-6 yaş eğitiminin verildiği bütün cami müştemilatlarında çocuklarımız için oyun alanlarını görmek mümkün hale geldi. Bu alanların çocuklarımızın cami ve bunun üzerinden dini-ahlaki değerlerle irtibatının güçlenmesine sunacağı katkı izahtan varestedir. Çocuklarımızın camilere koşmasını ve cami ile irtibatlı olmasını istiyorsak, camilerimizi çocuklarımızın ruh dünyasına hitap edecek bir yapıya kavuşturmak durumundayız. Camide koşuşturan çocuğa kızan bir yaklaşımı ve dönemi geride bıraktık, çocuklarımızın kendilerine en yakın buldukları mekanların camiler olmasını sağlama duyarlılığının hakim olduğu günlere vasıl olduk.''
- ''FETÖ gibi yapılar gençlerimizin dine bakışını zedeledi"
Maşalı, sabah namazı buluşmalarının ilgiyle karşılandığını belirterek, ''Pazar sabahları gerçekleştirilen bu buluşmalara olan ilgi, kimi camilerimizde başka günlere de yayılmak suretiyle alanı gelişmekte. Bu tarz buluşmalarla kendisine ulaşamadığımız gençlerimizle irtibat kuracak yollar geliştirmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.
İçinde bulunulan dönemin manevi ve kültürel meydan okumaların alabildiğine yoğun olduğu bir dönem olduğuna işaret eden Maşalı, "FETÖ gibi yapıların iç yüzünün ortaya çıkmasının gençlerimizin dine bakışını zedelediği bir gerçek. Bütün bunlara bağlı olarak gençlerimizin kafasında başta inançla ilgili olmak üzere dini bir dizi soru var. İşte bu soruları tespit edip bunlara sahih cevaplar sunmak, bunu yaparken de gençlerimizin dünyasında karşılığı olan yeni bir dil ve yaklaşım inşa etmek büyük önem taşıyor. Yeni dönemde gençlerle ilgili çalışmalarımızı bu noktaya yoğunlaştırmak durumundayız. KYK yurtlarında gençlerimizin dini ve ahlaki soru ve sorunlarına çözüm sunma gibi ulvi bir görevi üstlenen din hizmetleri uzmanlarımız var. Bu arkadaşlarımız alanda gençliğimizin neye ihtiyacı bulunduğunu tespit noktasında da büyük önem taşıyorlar. İnşallah cami buluşmaları üzerinden irtibat kuramadığımız gençlerin bir kısmına bu yolla ulaşma imkanı bulacağız." şeklinde konuştu.
Kaynak: