Türkiye'nin 2015 bütçesi 473 milyar TL...

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim vaatlerinin bir bölümü 250 milyar TL’yi buluyor.

Hesaplamışlar...

-1 milyondan fazla emekliye 2 maaş ikramiyenin maliyeti her yıl için 25-30 milyar.

-5 milyon kişi olan asgari ücretliye bin 500 lira maaşın maliyeti yıllık 33 milyar.

-8.5 milyon engelliye her ay 600 lira vermenin maliyeti yaklaşık 30 milyar.

-Kredi kartı faizlerinin yüzde 80’inin silinmesi bütçeye 5 milyar lira yük demek.

-3.7 milyon haneye ayda 360 lira kira ve fatura yardımı yapılmasının bütçeye yıllık maliyeti de 16 milyar lira.

***

Bu hesabın karşısında Ahmet Davutoğlu Hocamızın sözü şu:

-Bana 4 yıl verin diyor. Neden 4 yıl. Çünkü gelecek ve bizim doldurduğumuz devletin hazinesini boşaltıp gidecek.

Kemal Kılıçdaroğlu iktidara gelir mi bilemem... Fakat bu vaatlerin gerçek mi yalan mı olduğunu denemenin ülkeye ucuza mal olmayacağı da bir gerçek.

***

Gelin size yaşanmış bir hadise anlatayım...

1960’lı yıllar... Ereğli’de sinema salonu tıklım tıklım doludur...

Ne de olsa “Kudretli İçişleri Bakanı” teşrif edecektir...

İcraatlarını anlatacak, ahali alkışlayacak, şenlik olacaktır besbelli...

***

“Kudretli İçişleri Bakanı” kürsüye davet edilir... Tabi bu arada ön sırada partinin Konya’da ileri geleni olan ‘Musa’ vardır... “Musa” deyip geçmeyelim...

Rivayet odur ki; AP’nin en hatırlı isimlerinden, muteber ve güvenilir kişisidir ön sıradaki Musa...

***

“Kudretli İçişleri Bakanı” başlar anlatmaya...

Bir yandan da muteber Musa’ya pas atar...

-Şuradan şuraya kadar yollar yaptık. Doğru mu Musa?

-Doğru vallaha doğru...

Alkış kopar...

-Sağlık ocakları yaptık. Doğru mu Musa?

-Doğru vallaha doğru...

Alkış kopar...

Okullar; köprüler, kanallar yaptık... Doğru mu Musa?

-Doğru vallaha doğru...

Alkış kopar...

***

“Kudretli İçişleri Bakanı”, Musa’nın ‘sınırsız’ onayı ile kendinden geçer...

Neredeyse Konya’nın yapılmadık işi kalmamış... Sayar da sayar...

Söyledikleri ‘hayatta karşılığı olmayan şeyler de olsa’ onaylayan biri vardır nasılsa...

***

Derken; tüm sözleri bağlama vakti gelip çatar...

“Kudretli İçişleri Bakanı” tekrar Musa’ya dönerek “Bu anlattıklarım dinine imanına, doğru mu Musa” diye tekrar söz atar...

Musa bu kez az bir susmadan sonra cevap verir: -Vallaha yalan!

“Kudretli İçişleri Bakanı” şaşırır.

-Allah’tan kork Musa, deminden beri ‘doğru’ diyordun şimdi ‘yalan’ diyorsun.

Musa çekinecek değil ya:

-İyi de efendim, ‘dinine imanına’ dedin; ben de doğruyu söyledim...

***

Merak etmeyin... Hadsizlik edip “Dinine imanına, bu vaatlerin doğru mu Kemal?” diye soracak değilim!

Halk da inanıp inanmadığını nasıl olsa sandıkta gösterecek.