Konya Aydınlar Ocağı’nda 'Uzun Yaşanmış Bir Ömrün Kısacık Hikâyesi' adı altında hayatını şiir okuyarak ve hatıralarını paylaşarak anlatan Mimar, Şair ve Yazar Doç. Dr. Kâmil Uğurlu, eskiden Konya’da şiire, kültüre ve âşıklara büyük itibar verildiğini söyledi.

Konya Aydınlar Ocağı Başkan Yardımcısı Mustafa Sinan Ümit, takdim konuşmasında mimar, şair ve yazar Kâmil Uğurlu’nun Makedonya’nın bir şehri olan Struga’da düzenlenen “Struga Şiir Akşamları”nda Türkiye’yi temsil ettiğini, kökü 17.yüzyıla dayanan bir gelenek olan “şehrengizi” yazılarıyla o geleneği Konya Şehrengizi’den başlayarak Hatay Şehrengizi’yle yaşattığını söyledi.

UNVANLARI ÂYAN OLAN BİR AİLEYE MENSUBUM

80 yaşına gelmesine rağmen kendisini “yaşlılar sınıfı”nda kabul etmediğini belirterek sohbete başlayan Doç. Dr. Kâmil Uğurlu, “Nüfus cüzdanımda Aladağ’da doğduğum yazılı. Benim doğduğum seneler 40’lı senelerdi. Karaman’a bağlı bir bölge idi. Daha sonra Konya’nın Hadim İlçesine bağlandı. Ve oranın âyanları sayılan, unvanları bu olan bir aileye mensubum.” dedi. Yazar Uğurlu, ailesiyle ilgili şu ifadeleri kullandı: “Rahmetli pederim Arif Ağa’nın hayattaki tek ideali, hayatta olan dört çocuğunun tahsil etmesi, okutması idi. Ve bunu teminen fakir bir yaşında iken aileyi Karaman’a aktarmış. Karaman’da bir kız ve biri erkek iki kardeşim 15 gün ara ile zatürreden vefat etmişler. Okutulmayan iki kardeşimden biri terzi oldu. Kız kardeşim kurslara gitti ve daha sonra kurduğumuz şirkette Teknik Ressam olarak bize yardımcı oldu.”

ÂŞIKLAR KONYA’DA İTİBAR GÖRÜRLERDİ

50’li yılların Konya’sında kültür hareketlerini Feyzi Halıcı’nın tanzim ettiğini ifade eden Dr. Uğurlu, hatıralarını şu sözlerle paylaştı: “Feyzi Halıcı hasbi olarak bu şehre, bu şehrin kültürüne ciddi olarak yardımcı oldu. O zamanlar büyük isimler Konya’yı şereflendirirlerdi. Meselâ Arif Nihat Asya, Bekir Sıtkı Erdoğan, Osman Atila, Mustafa Necati Karaer, Cahit Külebi, Halide Nusret Zorlutuna ve Mehmet Çınarlı hatırıma gelenler. Ayrıca âşıklar gelirlerdi. Şeref Taşlıova, Murat Çobanoğlu, Sefil Selimi, Kocaman, Ferrahi rahmetli Halıcı’nın davetlisi olarak gelirlerdi. Konya’da bir hafta 10 gün birinci sınıf ağırlanırlar ve hepsi birer altınla geri dönerlerdi. Bu sebepten dolayı Konya’da yapılan Âşıklar Bayramı, diğer yerlerde yapılan âşıklar bayramlarının çok üstünde itibar görürlerdi.

ŞİİR MATİNELERİ HABER VE GÜNDEM OLURDU

Büyük isimlerin geldiği zaman yapılan Şiir Matinelerinde, Konya’da gündem oluşturan hadiseler olurdu. Haber olur ve haber değeri olan durumlar teşekkül ederdi. Şiir şimdiki kadar itibarsız değildi. O zamanlar çok itibarlıydı. Fakir orta mektep talebesi iken ilk üç dereceye giren “Zeynebim Zeynebim” adlı şiirimi okudum. Şiir inanılmaz derecede ilgi gördü. O kadar çok alkışladılar ki ben kendimi havada uçuyor zannettim. Ve bundan sonra şiire karşı olan sevgim, ünsiyetim, yakınlığım, dostluğum hep devam etti. Bunaldığım zaman, sıkıldığım zaman, daraldığım zaman, sıkıştığım zaman ona müracaat ettim. Ona iltica ettim. Dolayısıyla kendimi rahatlattım. Lise çağlarımızda iken Konya’daki kültür faaliyetleri fevkalade itibar görüyordu. Ve biz liseli gençler Orduevi salonlarında “Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa” türküleri söyleyerek Kahramanlık Günleri yapıyorduk.”

Askerliğini Milli Savunma Bakanlığı (MSB)’nın mimarlık bürosunda 18 ay ve yedek subay olarak yaptığını ve Karamanlı Dizdar ailesinin torunu Hilâl Hanım’la görücü usulüyle evlendiklerini ifade eden Uğurlu, eşine yazdığı Uzun Hikâye adlı şiiri okudu. 1994’deki siyasi hayatından, TOKİ’ye başkan oluşundan ve Tuz Gölü’nde yaptıkları araştırmalardan da bahseden Uğurlu, şiir, hikâye ve hatıralardan oluşan eserlerine de yer verdi. Uğurlu, “Kıymetini Bilemediklerim” adlı şiirini okuyarak sohbetine son verdi. Programa Hadim Belediyesi eski başkanı Mürsel Ayrancı, Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi Müdürü Bekir Şahin ve çok sayıda dinleyici katıldı.

Öncü Sosyal Tesisleri’nde gerçekleştirilen ve Memleket Tv’den çevrimiçi olarak canlı yayınlanan sohbetten sonra Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, Doç. Dr. Kâmil Uğurlu’ya Yakup Karasoy-Orhan Yavuz’un kaleme aldığı “Âşık Ömer Divanı” adlı kitabı hediye etti. Öncü Sosyal Tesisleri’nin sahibi Mimar Ali Naltekin de, kültüre yaptığı katkılarından dolayı kitapla ödüllendirildi.