Dr. Nurgül Köroğlu TYB Konya'da 'Necâtî Bey Dîvânı’nda Peygamberler'i anlattı
Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi’nin bu haftaki etkinliğinde SÜ. Öğretim Üyesi Dr. Nurgül Sucu Köroğlu, “Necâtî Bey Dîvânı’nda Peygamberler” konusunda konuştu
Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi’nin 2021 Kültürel Faaliyetleri kapsamında Konya Büyükşehir, Selçuklu, Karatay ve Meram Belediyelerinin katkılarıyla gerçekleştirilen çevrimiçi programın bu haftaki konuğu, Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Eski Türk Edebiyatı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Nurgül Sucu Köroğlu, “Necâtî Bey Dîvânı’nda Peygamberler” konusunda bir konferans verdi.
KÖLELİKTEN ŞAİRLİĞE
Necâtî Bey’in doğum yeri ve tarihinin kesin olarak bilinmediğini, gerçek adının ise İsa veya Nuh olduğuna dair rivayetlerin bulunduğunu söyleyen Dr. Nurgül Sucu Köroğlu, “Edirne’de varlıklı bir hanımefendi tarafından köle olarak alınıp daha sonra evlat edinilmiştir. Gençlik yıllarında Kastamonu’ya gidip orada şiirler yazdığını biliyoruz. Necâtî’nin şöhreti Kastamonu’da bir hayli yayıldıktan sonra İstanbul’a gelmiştir. İstanbul’da Fatih Sultan Mehmet’e ‘Bahâriye’ ve ‘Şitâiye’ kasidelerini sunmuş, ancak beklediği ilgiyi görememiştir. Bunun üzerine Fatih’in nedimlerinden Yorgi Efendi’ye bir gazelini verip onu Fatih’e iletmesini ister. Yorgi Efendi Fatih ile satranç oynarken gazeli sarığına yerleştirir ve böylelikle Fatih’in dikkatini çeker. Gazeli çok beğenen Fatih Sultan Mehmet, Necâtî’yi Divan Kâtipliğine getirir...” dedi.
Necâtî’nin, II.Bayezit devrinde Karaman valisi Şehzâde Abdullah’ın yanında görev aldığını, onun ölümünden sonra Manisa valisi Şehzâde Mahmud’un yanında nişancı görevinde bulunduğunu, onun da ölümü üzerine emekli olup İstanbul-Vefa’daki evine çekildiğini ve bir yıl sonra 1509 senesinde vefat ettiğini ifade eden Nurgül Sucu Köroğlu, mezarının meşhur Tezkire yazarı Sehî Bey tarafından yaptırıldığını ve üzerine de “Bir seng-dil firâkına ölen Necâtî’nin / Billâhi mermer ile yapasız mezârını” beytini yazdırdığını söyledi.
İLK ORİJİNAL ŞAİR
Dîvânında manzum, mensur karışık mukaddimeden sonra 25 kaside, 650 gazel ve diğer nazım şekillerinin yer aldığı, Ali Nihat Tarlan tarafından yayınlandığı, Mehmet Çavuşoğlu tarafından divanın tahlili yapılıp “Şeçmeler” olarak yayınlandığı bilgilerini veren Köroğlu, “Necâtî, 15.yüzyılın gazelleriyle meşhur şairidir. Gazelleri sade ve samimidir. Şiirlerinde atasözü, deyim ve halk söyleyişlerini kullanarak yeni bir tarzın temsilcisi olmuştur. Tezkire yazarlarından Âşık Çelebi, Necâtî’yi edebiyatımızdaki ilk orijinal şair olarak kabul eder. Lâtîfî ise en güzel gazelleri, Necâtî’nin yazdığını söyler…” dedi.
Necâtî Bey Dîvânı’nın maddî kültür zenginliğinin yanında dinî-tasavvufî unsurlar bakımından da oldukça renkli malzemeler içerdiğine vurgu yapan Köroğlu, “Dîvân’da Hz. Adem, Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. Yâkub, Hz. Yusuf, Hz. Eyub, Hz. Mûsâ, Hızır Aleyhisselam, Hz. İlyas, Hz. Dâvûd, Hz. Süleyman, Hz. İsa ve Hz. Muhammed(sav)’in adlarının çeşitli vesilelerle ve defalarca zikredildiğini gördük. Bu beyitlerin düzenli bir şekilde tespit ve tahlilinin bir divan şairi olarak Necâtî Bey’in daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunabileceğimizi düşündüğümüz için de böyle bir çalışma yaptık...” dedi.
BEYİTLERDE 13 PEYGABER
Dr. Nurgül Sucu Köroğlu, Necâtî Bey Dîvânı’nı peygamberlerle ilgili kısımları yönüyle ele alıdıklarını ve çok geniş bir muhteva ile karşılaştıklarını ifade ederek örnekler verdiği Dîvân’da Kur'ân-ı Kerim'de zikredilen peygamberlerden Hz. Adem’den Hz Muhammed(sav)’e kadar ve Kur'ân-ı Kerim'de adı geçmediği halde bahsedilen Hızır Aleyhisselam olmak üzere toplam 13 peygamberle ilgili beyitlere yer verildiğini ifade etti.
Köroğlu konuşmasını şöyle tamamladı: “Bu beyliklerde işaret edilen hususlar çoğu zaman Kur’ân-ı Kerim kıssalarına paralel görülse de bunların arasında zaman zaman Kısas-ı Enbiya türündeki Eserlerde ve halk dilinde yer alan İsrailîyat kabilinden bir takım menkıbelere de rastlamaktayız. Bu tür menkıbeler ele aldığımız bütün peygamberlerin hayatında kısmen yer almakla birlikte daha çok Hızır Aleyhisselam, Hz. Adem, Hz. Yusuf Hz. İsa ve Hz. Süleyman'la ilgili hususlar etrafında teşekkül etmiştir.
PEYGAMBER EFENDİMİZ’E 108 BEYİT
Dîvân’da Hz. Muhammed(sav)’den 108, Hızır Aleyhisselam'dan 54, Hz. İsa'dan 51, Hz. Yusuf'tan 38, Hz. Süleyman'dan 37, Hz. Adem'den 10, Hz. Yakûb’dan 8, Hz. İbrahim'den 7, Hz. Mûsâ'dan 4, Hz. Eyyûb'dan 4, Hz. Dâvûd’dan 2, Hz. İlyas’dan 1 ve Hz. Nûh'tan yine 1 beyitte bahsedilir. Bu farkın sebebini kanaatimizce adı en çok zikredilen peygamberlerin hayat hikâyeleri etrafında bir takım rivayetlerin ve halk inanışlarının oluşmasının yanında bu peygamberlerle ilgili bir takım hususiyetlerin Dîvân şiirinde edebî bir gelenek olarak sürekli kullanılmış olmasında aramak gerekir. Hz. Peygamber ile ilgili hususların işlendiği beyit sayısının diğerlerinden çok belirgin bir şekilde yüksek olmasının sebebi ise; 108 dedik, onu Hızır Aleyhisselam 54’le, yani yarısı kadarıyla takip ediyor, bütün dîvânlarda yer alan ve dîvân tertibinde Tevhid ile Münacaat’tan sonra özel bir yeri bulunan Hz. Peygamber'e övgü mahiyetindeki Naat’tır. Necâtî Dîvânı’nda 69 beyitten müteşekkil bir Naat mevcuttur. Rabbim cümlesinin şefaatlerine nail eylesin…”