"Dünden Bugüne Darbeler ve Etkileri" konferansı

"Dünden Bugüne Darbeler ve Etkileri" konferansı

Anadolu Platformu Başkanı Aldemir:- "15 Temmuz, bir darbe değil fiili bir işgal ve topyekun bir imha hareketiydi. Millet de bugüne kadar bağrında biriktirdiği bu acıyı direnişe dönüştürdü ve Anadolu milletinin yeniden doğum günü oldu"

KİLİS (AA) - Anadolu Platformu Başkanı Turgay Aldemir, "15 Temmuz, bir darbe değil fiili bir işgal ve topyekun bir imha hareketiydi. Millet de bugüne kadar bağrında biriktirdiği bu acıyı direnişe dönüştürdü ve Anadolu milletinin yeniden doğum günü oldu." dedi.

Aldemir, Anadolu Öğrenci Birliği ve İlim Kültür Medeniyeti tarafından Kilis 7 Aralık Üniversitesi Rektörlük Konferans Salonu'nda düzenlenen, "Dünden Bugüne Darbeler ve Etkileri" konulu konferansta yaptığı konuşmada, İslam coğrafyasında ve dünyada yaklaşık 200 yıldır darbeler yapıldığını söyledi.

Aldemir, Türkiye tarihindeki ilk olarak gerçekleşen 1960 darbesinin ülkenin tüm askeri yapısını tasfiye ettiğini ve 500'ün üzerinde üst rütbeli askerlerin saf dışı bırakıldığını anımsattı.

Darbelerin hepsinde toplumun bir kesiminin kullanıldığını ifade eden Aldemir, şöyle konuştu:

"Onlar darbeleri kendileri yaptı zannederek toplumun diğer kesimlerine terör estirmişlerdir. 1960'ta solcuların, 12 Eylül'de Kamalistlerin, 28 Şubat'ta bir kısım mezhep ayrıştırıcı unsurları ve 15 Temmuz'da FETÖ'cüleri kullanmışlardır. Bunun için biz yüzyılı aşkındır aramıza döşemiş darbeler vesilesiyle mayınları temizleyip, yeniden Anadolu'da bunları bitirecek ve farklılıkları bir kardeşlik havasına dönüştürecek çabalara ihtiyaç var. 15 Temmuz, bir darbe değil fiili bir işgal ve topyekun bir imha hareketiydi. Millet de bugüne kadar bağrında biriktirdiği bu acıyı direnişe dönüştürdü ve Anadolu milletinin yeniden doğum günü oldu."

Darbe girişiminde bulunanların cezalandırılması gerektiğini vurgulayan Aldemir, şöyle devam etti:

"Halk 1982 anayasasına destek verdi görünmesine rağmen, 1983 yılında Turgut Özal'ı tek başına iktidara getirmiştir. Bir irfan yeniden hayat bulmaya başlamıştır. Yıllar sonra 28 Şubat olmuştur ve Türkiye'nin milli serveti talan edilmiştir. Bu süreç çok kısa bir süre sonra hemen Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a gösterilen teveccühle yeniden darbeciler ters düz edildi. Biz 1960 ihtilalini yargılasaydık, 12 Eylül olmazdı. 12 Eylül'ü yapanları yargılasaydık 28 Şubat olmazdı, eğer 15 Temmuz'u yapanları yargılayamazsak bu tekrarlamaya devam edecek."

Batı ülkelerinin Türkiye’ye karşı sergilediği tavrı eleştiren Aldemir, "Türkiye’deki darbeler ne için olur? Kurulu müesses nizam halka doğru yöneldiği zaman Anadolu'da yaşayan milletlerin ve tarihi hinterlandına döndüğü zaman darbe yapılır. Aslında sistemin bir gereğidir, asla arızası değildir. Batı ülkelerinin cumartesi günü Hollanda’da yaşadığımız krizde sanki Türkiye'nin bir muhalefet partisi gibi sürece dahil olmaları da bu düzenin kendilerinin olduğu ve buna dönük her müdahaleyi kendilerine yapılmış olarak saymalarının açık bir sahiplenmesidir." değerlendirmesinde bulundu.

- "Altın nesil derken kayıp nesille karşı karşıyayız"

Tarihçi Yazar Sabiha Doğan da darbecilerin fikirleriyle ulaşmadıkları yerlere güç kullanarak ulaşmaya çalıştığını dile getirdi.

15 Temmuz gecesi FETÖ'nün işgal girişimi olarak ortaya çıktığını anlatan Doğan, "Yerli kaynaklardan beslenen ve dış mihraklarla güçlenen bu yapının bize maliyeti ne kadar sürecek tahmin bile edemiyoruz. Çünkü 'altın nesil' derken kayıp nesil ile karşı karşıyayız. Neredeyse muhafazakar dindar kesimin, bir şekilde içerisine dahil edildiği bu yapı, bize iki kuşağımızı kaybetmemize sebep oldu." diye konuştu.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı