Ahmet Ünver
Durun! Ne yapıyoruz?
Anadolu, dünyanın kavşak noktasıdır. Anadolu, Avrasya ve Hazar enerji havzalarına ulaşabilmenin merkezidir. Anadolu, Ortadoğu petrol ve enerji hatlarının tam merkezindedir. Anadolu Mezopotamya’nın merkezi ve anavatanıdır. Anadolu tarihi İpekyolu güzergâhının da merkezidir. Anadolu tüm kadim medeniyetlerin ve kültürlerin de neşv-ü nema bulduğu yerdir. Anadolu kara parçasının özellikleri saymakla bitmez. Anadolu kara parçasına da tüm küresel güçler ve taşeronları da sahip olmak için her türlü girişimlerde bulunurlar. Küresel sistem, dünyanın enerji ve petrol merkezlerinin vanası konumunda bulunan Anadolu topraklarını denetim ve kontrollerine alabilmek için her türlü vesayet ve vekâlet odaklarını kullanmaktan da vazgeçmezler. Küresel sistem yüz yıllardır devam ettirdiği emperyalist sömürü düzenini ve ülkelerindeki refahın aynen sürmesi için yine bu bölgede olmak, yine bu bölgeleri karıştırmak ve yine buralarda kaos çıkarmak zorundadır.
Türkiye Cumhuriyeti Devletini yöneten siyasi kadrolar, küresel sistem ve taşeronlarının yönetim, kontrol ve denetimleri dışına çıkmaya başladığı dönemlerde sürekli olarak askeri darbeler ve muhtıralarla bu ülkenin ilerlemesi, kalkınması engellenmiştir. Ülkemizde sosyal patlamalar ve ekonomik krizler üreterek de hedeflerine kolayca ulaşmışlardır. 12 Eylül 1980 tarihinde; Her gün meydana gelen patlamalar ve ölümler karşısındaki bir soruya, askeri müdahale komutanı, darbe ortamının olgunlaşmasını bekledik, ifadelerinde olduğu gibi… 15 Temmuz hain darbe ve işgal girişiminde de aynı hedefi görmekteyiz. Güzel Anadolu diyarı ülkemizde milletimizin arasında iç savaş ve fitne çıkarmayı hedeflemişler; Planları tutmamıştır. Plan yapanların en büyüğü olan Sonsuz Kudret sahibi Yüce Allah planlarını bozmuş ve hedeflerine ulaşamamışlardır.
15 Temmuz hain darbe ve işgal girişimleri, askeri vesayet ve bürokratik oligarşinin olmadığı bir Türkiye ümidiyle, güçlü bir yürütmenin olduğu Cumhur Başkanlığı sistemi için bir Anayasa değişiklik referandumunu Nisan ayında gerçekleştireceğiz. Vatandaşlarımız bu referandumda oylarını Evet veya Hayır olarak kullanmak suretiyle bir sistem değişikliği için tercihlerini yapacaklardır. Vatandaşlarımız arasında şimdiden referandumda kullanacakları oylarının rengini açıklayanları da sosyal medyada görmekteyiz. Demokrasi farklı düşünmek değil midir? Demokrasi biraz da hoşgörü değil midir? Referandumda kullanılacak oylarının rengini açıklayan vatandaşlarımızı vatan haini, terör destekçisi vb. ilan ederek kimin veya kimlerin ekmeğine yağ sürmüş olmaktayız? Biraz sakin olalım. Biraz aklıselim düşünelim. Dün bu ülkede; Sağ - Sol kavgaları ile binlerce gencimizi kırdırdıklarını ne çabuk unutuverdik? Yakın zamanda ise Türk - Kürt, Sünni - Alevi, Laik - Anti laik vb. kavga çıkartmak isteyenleri ne zaman unuttuk? Bu gün de ‘Evet - Hayır‘ çizgisinde bu ülkeyi kamplara ayırmak kimlerin işine yarayacaktır? Küresel sistem ve içimizdeki işbirlikçileri, 15 Temmuz hain darbe ve işgal girişimde, bu ülkeyi tamamen teslim için ulaşamadıkları hedeflerine.. Ekonomik kriz bahane edilerek vasıl olamadıkları planlarına.. Döviz kurundaki oynamaları vasıtası ile elde edemedikleri sosyal patlama, iç savaş ve fitneye; Bu asil milleti, Evet – Hayır kamplaşmaları ile farkında olmadan, dolaylı yollardan destek olduğumuzun farkında mıyız? Tüm bu planları yapan güçlere ve kaos çığırtkanlarına, Millet olarak en güzel cevabı Yenikapı’da verdiğimizi ne çabuk unutuverdik?
Sonsuz Kudret Sahibi Yüce Allah, biz kullarına sürekli olarak; ‘ Bu giriş nereye... Çok az düşünüyorsunuz… Hiç akletmez misiniz? Hiç düşünmez misiniz? Aklınızı kullanmaz mısınız? Hala aklınızı başınıza almayacak mısınız? Hala akıl edip düşünmez misiniz?’ vb. ikaz ve uyarıları, aynı hataların tekrar edilmemesi, insan olarak hatalarımızdan dersler almamızı ve basiret- feraset sahibi olabilmemiz için sürekli olarak tembihlerde bulunmaktadır.