Eğitim-Bir-Sen Konya Başkanı Metin: Üniversite şubemiz akademinin gündemini belirledi
Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Metin, "Üniversite sendikacılığında bir marka olan Eğitim-Bir-Sen Konya Üniversite Şubesi, sadece sendikal refleksleri ile değil sivil reflekslerinde de en müstesna şubesidir. Sendikacılığın yüz akı kurumlarındandır" dedi
Eğitimciler Birliği Sendikası Konya 2 No’lu Şube Başkanı Şenol Metin, "Şubemiz üniversite kamuoyunun, şehir bileşenlerinin ve Türk akademisinin takdirine mazhar olmuştur. Yine OYP sorunu gibi, Doçentlik Sözlü Sınavı gibi, 50D sorunu gibi, öğretim elemanlarının öğretim üyeliğine yükselişinde genel kadro istisnası kapsamına alınması gibi, Akademik Yükseltme Yönetmeliği gibi, Araştırma görevlilerine yönelik mobbinge farkındalık oluşturan programlar gibi, üniversite idari personelinin tayin sorunu gibi, ‘kendi yöneticisi yetiştiremeyen üniversite üniversite midir?’ diye başlayan çıkışlarımıza kadar pek çok alanda akademinin gündemini belirleyen bir şubedir" dedi.
Eğitimciler Birliği Sendikası Konya 2 No’lu Şube'nin faaliyetlerini değerlendiren Başkan Şenol Metin, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Sendikalar için mayıs ayı kritik aydır. Mayıs ayı üye sayıları esas alınarak yetkili sendika belirlenir, bir tutanağa bağlanır. Bu tutanak üzerinden de sendikalar kendi içlerinde geçmiş yılın muhasebesini yapar, gelecek yılın stratejisini belirler. Her yıl yapılan bu işlemler bu yılda yapıldı.
Eğitim iş kolunda da sendikaların üye sayıları belirlendi, Eğitim sendikacılığının, üniversite sendikacılığın marka kurumu şubemizin ilk kongresini yaptığı 2015 Kasım’ından beri sürdürdüğü etkili/yetkili sendikacılığın kamu vicdanında makas bulduğunu gösteren son 6 yılda yaşadığımız istikrarlı büyümeye benzeyen bir tabloyu 7. yılımızda da gördük. Rabbimize şükrediyoruz.
Üniversite sendikacılığında bir marka olan Eğitim-Bir-Sen Konya Üniversite Şubesi, sadece sendikal refleksleri ile değil eğitim sendikacılığının sivil reflekslerinde de en müstesna şubesidir. Sendikacılığın yüz akı kurumlardandır. Bu tespit amme vicdanında tescil edilmiş, şehrin tüm bileşenlerince takdir edilmiş, üniversite kamuoyunca da son imzalanan mutabakat metni ile de tespit edilmiştir.
Promosyonların üniversite çalışanlarına tam ve eksiksiz ödenmesi gibi, disiplin kurullarında üyelerinin haklarının savunulması gibi, Kurum İdare Kurulları gibi Katılımcı Sendikacılığın en kristal örneklerini sunan, alanında öncü uygulamalara imza atan şubemiz, üniversite içi diplomasi ve gerektiğinde basın açıklamaları ile yalnızca Konya üniversitelerine değil Türk akademisine vizyon tanımlaması yapmaktadır.
‘Eğitim-Bir-Sen sadece sendika değildir’ mottosunda Şubemiz sendikal sahada kalmakla kalmamış, Kızılay ile yapmış olduğumuz Gönüllü Kan Bağışçılığı ve Kök Hücre Bağışçılığı gibi sosyal sorumluluk projeleri ile de göz doldurmaktadır. 12 hafta süren alanında uzman akademisyenlerin öğretim kadrosunda çalıştığı ‘Sendika Liderlik Okulu’ programı ile gelecekte şubemizi emanet edeceğimiz kadroları eğitmekteyiz.
Şubemiz gerektiğinde de Selçuk Üniversitesi’nde yaşanan ‘Servis Sorunu’ örneğinde olduğu gibi,
Üniversitelerimizin hizmet araçlarının makam araçları gibi kullanımındaki yanlışlarda olduğu gibi,
Covid Pandemi döneminde yüz yüze sınav ısrarından geri dönüşte olduğu gibi, gerektiğinde üniversitelerin yanlış kararlarını geri aldıran bir baskı grubu olarak da çalışmaktadır.
Bu tavrı ile de şubemiz üniversite kamuoyunun, şehir bileşenlerinin ve Türk akademisinin takdirine mazhar olmuştur. Yine OYP sorunu gibi, Doçentlik Sözlü Sınavı gibi, 50D sorunu gibi, öğretim elemanlarının öğretim üyeliğine yükselişinde genel kadro istisnası kapsamına alınması gibi, Akademik Yükseltme Yönetmeliği gibi, Araştırma görevlilerine yönelik mobbinge farkındalık oluşturan programlar gibi, üniversite idari personelinin tayin sorunu gibi, ‘kendi yöneticisi yetiştiremeyen üniversite üniversite midir?’ diye başlayan çıkışlarımıza kadar pek çok alanda akademinin gündemini belirleyen bir şubedir.
Evet, tüm bunları üst üste koyduğumuzda sayılar, bizim için değerlidir. Ama bizi var eden, o sayıları anlamlı kılan, sendikal kimliğin amme vicdanında bıraktığı izdir. Bu izlerinde üyeye yansıması tabidir. 2016'da 300-400 sayıları ile başladığımız şubeleşmek için gereken asgari koşulu bile sağlamakta zorlandığımız günlerden bugün 1300'lü sayılara gelen bir şube olmuş isek, bu hassasiyetlerimizin amme vicdanında ne kadar derin bir iz bıraktığının göstergesidir.
Bu yılda istikrarlı büyümemizi devam ettirerek her üç üniversitede üye sayılarımızı arttırdık. 2 yıldır sürdürdüğümüz ‘her güne bir üye’ kampanyası çerçevesinde büyük bir performans gösteren Teşkilatıma minnettarım.
Geçen yıl 1049 ile imzaladığımız mutabakatları, bu yıl 1302 sayısında imzaladık. Eğitim iş kolunda 50 civarında sendika var. Bizden sonraki bütün sendikaları topladığımızda bizim üye sayımızdan 374 daha eksik olduğunu, toplam 928 üye sayısına sahip olduklarını düşündüğümüzde, üniversite kamuoyunda ne kadar büyük bir iz bıraktığımız da açıktır.
Sayıların omuzlarımıza yüklediği sorumluluğun farkındayız. Türk akademisine katkı sunarken, aynı zamanda üniversitenin olası yanlışlarına ‘yanlış’ demeye devam edeceğiz. Üniversite vicdanının sesi olmaya devam edeceğiz, bu hassasiyetimiz artarak devam edecektir.
Bize imkan veren başta Konya üniversitesi çalışanları olmak üzere bu başarının mimarı Teşkilatıma en kalbi minnettarlığımı ifade etmek istiyorum. Ahir kelam; Biz sendikacılık yapıyoruz.