Ekonomiye Can Verirken Canını Teslim Etmece

Başlığı yeniden okuyunca güzel özetlediğimi fark ettim. Tam olarak bu! Para puanlarımızla birlikte çok çok harcayıp, bol bol kaybetme serüvenimiz kapitalist sistemin birer çarkı olma durumu. Harca harca bitmez denilen olgunun aslında harcayıp bittikten sonra yüzünüzde oluşan mor renk olduğunuzu anlamanız. Banka faizleri, krediler ve diğer bilumum fırsatlar (!) sizin kazandığınızı sanırken batmanıza vesile olan şeyler.

Hayatımızın her yerinde delicesine bir para harcama ve bir şekilde, herhangi bir yolla para kazanma döngüsü işliyor. Paranın her bir şeyden daha önemli olduğu, günümüzde her şeyin alım satımının yaygınlaştığı, bir tıkla pek çok ürünü saniyeler içinde bile alabildiğiniz sistemin içinde bu olanlara ne kadar kızarsanız kızın bir şekilde o döngünün içinde buluyorsunuz kendinizi. Belki uzak durmayı başarabilirsiniz. O da belki. Cebimizde parayı tutamaz oluşumuzda hep bundan. Cebindeki para hiç bitmeyenler kendilerini bu hesapların dışında tutabilirler tabii.

Her yerde marka giyinme, marka yeme içme, marka yerlere gitme fantezisi var. Sanki bizi muasır medeniyetler seviyesine eriştirecekmiş gibi sürekli marka pompalanıyor. Bu kadar çok reklamın yapıldığı, bir dolu pazarlamanın muhatabı oluşunuz ya da satış mecralarının kapınıza kadar geldiği ortamda ben bunlardan etkilenmiyorum benim hiç alakam yok diyemiyorsunuz.

İsteyin ya da istemeyin kendinizi David People’da kahve içerken bulabiliyor bunu da sosyal medyada paylaşıyorsunuz. David People’da, Starbucks’ta kahve içmek önemli bir şeydir ve herhangi bir yerde kahve içmeye benzemez. Kafanızda dönen markanın mesajları sizin önemli hissetmenizi sağlıyor. Onlar işlerini yapıyorlar, bir ürünü pazarlıyorlar ve bundan para kazanıyorlar. Ve biz bu mesajların muhatapları da, bu döngünün bir parçası oluyoruz. Ekonomiye can vereceğiz diye canımızı teslim ediyoruz haberimiz yok!

Fuzuli birkaç harcamadan bahsetsem, siz de bana katılacaksınız zaten. Son zamanların olmazsa olmazı, düğün fotoğrafları. Sanırsınız o fotoğraflar çekilmeden nikâh kıyılamaz. Öyle bir çılgınlık var. Bebek doğumlarında hastane odası süsleme diye bir trend mevcut. Bebek zaten geldiğine pişman bir de yavrucağızın başına bir sürü kalabalık ekleniyor, sevindik ayağına. Tabii geldiğine bin pişman oluyor. Baby Shower Partilerinden –doğmamış çocuğa don biçmek misali, doğmamış çocuğa iyi ki doğdun demek oluyor-  bahsetmeme gerek bile yok bence.

Çocuk kreşe başladı hediye, mezun olacak hediye, üniversiteyi kazandı hediye, sevgililer günüymüş hediye, anneanneler günü hediye, dünya dedeler günü hediye… Al, ver, harca… Hem paranı harca, hem enerjini harca, hem tüm bunların içinde kalan bir parça huzurun varsa onu harca… Sonra ol hadi mutlu olabiliyorsan. Sanıyorsun ki kazanıyorsun bilmiyorsun ki kazandığını sandıkça batıyorsun. Hoş geldin kapital bebek! Bunu kutlayalım…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.