Metin Celal'in hazırlayıp sunduğu çevrim içi yayınlanan program, Türkiye Yayıncılar Birliğinin YouTube kanalında edebiyatseverlerle buluştu.

Programda Batur, yazarlık hayatını anlatarak, henüz 8-9 yaşlarındayken ilk yazılarını yazmaya başladığını söyledi. İlk yazısını 18 yaşındayken yayınlandığını anlatan Batur, erken yaşlarda sinema tutkusunun da ortaya çıktığını ve daha sonra sinema üzerine yazıların yanı sıra senaryolar kaleme aldığını belirtti.

- "İlk yayınlanan yazılarımın tarihi 1974, 1975 yıllarıdır"

Enis Batur, arkadaşlarıyla birlikte 1972 yılında "Gizem" adlı bir dergi çıkarmayı denediklerine işaret ederek, "Benim ilk yayınlanan yazılarımın tarihi 1974, 1975 yıllarıdır. O sırada yurt dışındaydım. Türk Dilinde Yeni Ufuklar ve Soyut Dergisi'nde şiir ve yazılarım çıkmaya başladı. Yurt dışında mektupla gönderiyordum. Arada Paris'ten İstanbul'a geldiğimde Ferit Edgü'yle tanıştım. O sırada kendisi Ada Yayınları'nı kurmuştu ve ilk kitaplarımdan 'Ayna'yı o bastı. Bir de Mehmet Fuat'la tanıştım. Yani o dönemin benim gözümde iki yayıncısı Ferit Edgü ve Mehmet Fuat'tı." dedi.

Konuşmasında "Avrupa Ülkeler Ansiklopedisi" ve "İslam Ülkeleri" eserlerini yayına hazırladığı dönemden de bahseden Batur, şunları kaydetti:

"1992'de başladığım Yapı Kredi Kültür Yayınları'nda çok kıymetli isimlerle birlikte çalıştım. Ekrem Işın, Sabri Koz, Güven Turan gibi saymakla bitmez. Oradaki ekibi anlata anlata bitiremem. Sorumlu, yaratıcı insanlardı. Şimdi birçoğu zaten yayın hayatında önemli rollerde. Oradan yetişmiş bir sürü genç insan da oldu. Yapı Kredi Kültür Yayınları'nda Türkiye'nin eksikliklerini görerek yaptığım projeler ilgi gördü. Her adım yürüdü gitti. Tabii kurumsal anlamda bir yayıncılık için de fırsat doğurdu. O güne kadar hiçbir yayınevinin binasında bir tasarımcının çalıştığına inanmıyorum."

- "Dergi çıkarmak eylem yapmaktır"

Batur, bir dönem Remzi Kitabevi'nde de yazar olarak çalıştığını dile getirerek, "Sohbetlerimiz sırasında Erol Erduran, benden bir dizi kurmamı istedi. Çünkü Remzi Kitabevi'nin portfolyosu Türk yazarları açısından biraz zayıflamış durumdaydı. Ben de 'Günümüz Türk Yazarları' dizisini kurdum. O sırada Murathan Mungan'ın 'Çilek' dizisi vardı. Bence son derece başarılı bir yayıncılık operasyonuydu. Türk yayıncılığına yeni bir boyut getirdi." değerlendirmesinde bulundu.

Dergiciliğin bitmeyen bir tutku olduğunu söyleyen Enis Batur, "Sanıyorum virüslerin en kalıcısı dergicilik. Şimdi de küçük bir şiir dergisi var tezgahta. Dergi çıkarmak eylem yapmaktır. Dolayısıyla edebiyat adamları zaman zaman eylem yapma ihtiyacı duyarlar. Ben sık sık eylem yapma ihtiyacı duymuşum belli ki neredeyse 45 senedir birçok derginin içinde oldum. Dergiciliği seviyorum." ifadelerini kullandı.

Batur, Türkiye'de yayıncılık sektörünün son 30 yıl içerisinde ciddi bir ivme kazandığı yorumunu yaparak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Türk yayıncılığı daha önce çok amatör, çok kuralsız idi. Şimdi öyle değil, çok profesyonel bir düzen içerisinde çalışılıyor. Türk yayıncılığını ben enerjik buluyorum. Zayıflayan noktalar var. Başta akademik yayıncılık ve bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Dünya ölçeğinde ileriye gitmiş ülkelere oranla o konuda geri durumdayız. Halbuki bu konuda Türkiye'nin bir geçmişi var."