Engelli eşe "sevgi ve vefa" örneği
Antalya'da 34 yaşındaki Adile Özden, 2005 yılında evliliklerinin dördüncü ayında inşaattan düşmesi ve epilepsi nöbeti geçirmesi sonucu yürüme, konuşma ve işitme yetisini kaybeden yüzde 90 engelli 15 yıllık hayat arkadaşı İsa'nın tüm ihtiyaçlarıyla ilgileniyor- Kazadan sonra yakın çevresinin, "Daha çok gençsin, bakamazsın, boşan" demelerine aldırış etmeyen iki kız çocuğu annesi Özden, yaşam kaynağı olarak gördüğü eşinin elini bir an olsun bırakmıyor- Adile Özden:- "Eşimi seviyorum. Evlilik yemini iyi günde,
ANTALYA (AA) - TAHSİN KÜÇÜKKARACA / SEZEN GÜRBÜZ - Antalya'nın Korkuteli ilçesinde yaşayan Adile Özden, 2005'te inşaattan düşmesi ve epilepsi nöbeti geçirmesi sonucu yürüme, konuşma ve işitme yetisini kaybeden yüzde 90 engelli 15 yıllık hayat arkadaşı İsa Özden'e sevgiyle bakıyor.
İnşaatlarda kalıp ustası olarak çalışan İsa Özden, 15 yıl önce hayatını Adile Özden ile birleştirdi. Evliliklerinin dördüncü ayında eşi ilk çocuklarına hamileyken inşaattan düşen ve epilepsi nöbeti geçiren İsa Özden, yürüme, konuşma ve işitme yetisini kaybedince bakıma muhtaç hale geldi.
Yüzde 90 engelli raporu bulunan Özden, eşi Adile'nin desteği ve kazadan sonra dünyaya gelen kızları 14 yaşındaki Mahinur ile Nisanur'un (4) sevgisiyle hayata hiçbir zaman küsmedi.
Bu süreçte Adile Özden, bebek gibi ilgilendiği kocasının eli, kolu, ayağı ve sesi oldu. Yemesinden içmesine her türlü bakımıyla ilgilendiği eşinin bakışlarından ve mimiklerinden ne demek istediğini anlayan Özden, kocasının elini hiç bırakmıyor.
- "Tekrar dünyaya gelsem yine İsa ile evlenirim"
Eşinin engelli maaşı ve bakım aylığıyla ailesinin geçimini sağlayan Adile Özden, AA muhabirine, evliliklerinin ilk yılından bu yana yaptığı el işlerini satarak evin geçimine katkı sağladığını söyledi.
Her zaman şükretmesini bildiğini vurgulayan Özden, yakın çevresinin, "Daha çok gençsin, bakamazsın, boşan" dediklerinde çok üzüldüğünü dile getirdi.
Özden, bugüne kadar tüm zorluklara rağmen eşini ve çocuklarını kimseye muhtaç etmediğini belirterek, şöyle devam etti:
"Eşimi seviyorum. Evlilik yemini iyi günde, kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta yapılıyor. Birlikte mücadele ediyoruz. Bana zorluğu yok, onu asla yalnız bırakmam. Elimden gelen her şeyin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Sıkılmaması için ara sıra dışarı çıkartıyorum. Aldığım spor aletleriyle egzersizler yaptırıyorum. Eşim benim yaşam kaynağım, mutluluğum, yaşama sevincim. Eşime bakmaktan hiç acizlenmedim, kimse acizlenmesin. İnanın zor gelmiyor. Kızlarımın da sorumluluğu bende olduğu için güçlü olmak zorundayım. Önceden İsa'nın eşiydim. Şimdi hem arkadaşı, hem hemşiresi, hem de aşçısıyım. İsa'nın her şeyiyim. Birlikte dışarı çıkıyoruz. Birlikte izlediğimiz dizilerimiz bile var. Beraber sosyalleşiyoruz. Bir bütün olduk. Onunla olmak beni mutlu ediyor. Tekrar dünyaya gelsem yine İsa ile evlenirdim."
- Sevgileri ve aşkları ilk günkü gibi
Özden, kendisi aynı durumda olsaydı eşinin de kendisiyle ilgileneceğinden hiç şüphesi olmadığını ifade etti.
Sevginin yaptıramayacağı bir şey olmadığını, aşklarının hala devam ettiğini aktaran Özden, "İsa ibadet ederek vaktini geçirmek istiyor. Babalarının durumundan dolayı kızlarım çok etkilense de bunun da üstesinden geldik. Babalarına karşı asla saygısızlık yapmazlar. Bizim de dünyadaki imtihanımız bu. Sadece şükrediyoruz. Rabb'im sabrını veriyor." diye konuştu.
Aşağıpazar Mahalle Muhtarı Tekin Korucu ise Adile Özden'in yıllardır büyük bir şefkatle eşine bakmasına şahit olduklarını bildirdi.
Kendilerinin de bu fedakarlığı herkese örnek gösterdiklerini belirten Korucu, Özden'in zorluklarla dolu yaşam mücadelesine rağmen eşi İsa'ya sevgisini hiçbir zaman esirgemediğini, elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığını anlattı.
Çiftin komşuları da Adile ile İsa çiftinin sevginin adeta vücut bulmuş hali olduğunu, onlarla sevmeyi, saygı göstermeyi yeniden öğrendiklerini dile getirdi.
Kaynak: