"Eylemler İran'ın Orta Doğu siyasetine eleştiridir"
İran uzmanı Dr. Keskin:- "İran'da sokağa çıkan insanlar, İran'ın Esed rejimine, Irak'taki olaylara, Yemen ve Lübnan'daki duruma müdahale etmesine itiraz ediyor. Ülke içinde demokrasi ve ifade özgürlüğünü istiyor. Bu eylemler, İran'ın Orta Doğu siyasetine
İSTANBUL (AA) - EMİN İLERİ - İran üzerine yaptığı akademik çalışmalarla bilinen Dr. Arif Keskin, ülkedeki eylemlere ilişkin, "İran'da sokağa çıkan insanlar, İran'ın Esed rejimine, Irak'taki olaylara, Yemen ve Lübnan'daki duruma müdahale etmesine itiraz ediyor. Ülke içinde demokrasi ve ifade özgürlüğünü istiyor. Bu eylemler, İran'ın Orta Doğu siyasetine eleştiridir." dedi.
Arif Keskin, perşembe günü ülkenin en büyük ikinci şehri Meşhed'de başlayan ve İran'ın bir çok kentine yayılan gösteriler hakkında, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Suriye, Irak, Yemen ile İran-ABD ilişkilerinin gündemi çok meşgul ettiği için bugüne kadar İran'daki iç gelişmelerin görmezden gelindiğini söyledi.
İran'ın çok ciddi ekonomik sorunlarla karşı karşıya olduğunu dile getiren Keskin, şöyle konuştu:
"İran'ın karşılaştığı bu ekonomik sorunlar yeni değil. Hatta Hasan Ruhani 2013'te cumhurbaşkanı olduğunda, 'Bu ekonomik krizi bitireceğim' vaadiyle geldi. İşsizliğe son vereceği, enflasyonu bitireceği vaadiyle cumhurbaşkanı oldu. Hatta nükleer anlaşmayı Batı'yla bu çerçevede yaptı. Tabii toplum ciddi bir şekilde umutluydu ancak bu zaman içerisinde Hasan Ruhani bu vaatleri gerçekleştirmedi. Vaatler yerine getirilmeyince toplumda ciddi bir umutsuzluk baş gösterdi."
Keskin, İran'da gün geçtikçe yayılan bu gösterilerin, uzun süredir toplumu inciten, ezen o ekonomik sıkıntıların dışa vurumu olduğunu savunarak, "Ruhani'ye olan umudun yok olması, böyle bir hareketin başlamasına sebep oldu. Bunun yanında devlet içi iktidar mücadelesi, İran'ın dünya ile olan ilişkileri, İran'ın Orta Doğu siyaseti, İran'daki yolsuzluklar toplumu ciddi bir şekilde incitiyor. Öyle ki, devlet yetkilileri açıkça birbirlerini yolsuzluk yapmakla suçluyor. Bütün bunların böyle bir gösterinin gerçekleşmesine sebep olduğunu söyleyebiliriz." diye konuştu.
- "Gösterileri ABD'ye bağlamak, içteki sorunları görmezden gelmek anlamına geliyor"
Keskin, İran halkının, ekonomik sıkıntı ve daha fazla demokrasi için sokaklara çıkışını dış güçlere özellikle ABD'ye bağlamanın doğru olmadığını vurgulayarak, "ABD, İsrail ve Suud'un İran'da bu denli gösteriler yapabileceğini söylemek doğru değil. Bu söylem aslında İran'ın içinde yaşanan sıkıntıları görmezden gelmektir. İran'ın siyasal, ekonomik, kültürel, toplumsal gibi çok farklı sorunları var. Gösterileri dışarıya bağlarsanız, bu sorunları görmezden gelmek anlamına geliyor." şeklinde konuştu.
Keskin, eylemlerin ekonomik sıkıntılar sebebiyle başlasa da kısa sürede siyasi bir kimliğe büründüğüne dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Çok kısa sürede devleti, onun liderlerini ve rejimin kimliğini hedef alan bir gösteriye dönüştü. Ancak şu ana kadar bu gösterilerin, İran toplumunun etnik, dinsel ve mezhepsel bütün katmalarını kapsadığını söylemek doğru olmaz. Çünkü bu gösterilerde bazı ırkçı söylemler farklı grupların bu gösterilere dahil olmasını engelliyor. Protestocular arasında bazı ırkçı söylemler var, mesela 'Biz Aryaniyiz, Arap değiliz' gibi sloganlar ve Rıza Han'a yapılan övgüler gibi. Bütün bu sloganlar, Türkleri, Kürtleri, Arapları, Belucileri korkutuyor. Çünkü bu kesimler bu tarz ırkçı söylemlerden ürküyorlar. Şu ana kadar bazı göstericilerin bu ırkçı söylemleri nedeniyle Türklerin, Kürtlerin, Arapların ve Belucilerin yaşadığı bölgelerde tam anlamıyla gösteriler yayılmış değil. Buna rağmen eylemlere katılım oranı yüksek ve katman olarak geniş bir katılım söz konusu."
- "Göstericiler bu korkuyu aşıp sokaklara çıkmış durumda"
Eylemleri, "İran baharı" veya "İran halklarının baharı" gibi değerlendirmenin şu an için erken olduğunu aktaran Keskin, bu gösterilerin devam etme potansiyeli olmasının yanında, İran rejiminin bu gösterileri şiddet yoluyla bastırabilme potansiyelinin de söz konusu olduğunu ifade etti.
Keskin, Tahran ve Tebriz gibi kentlerin sürece destek vermesi halinde eylemlerin ülkenin tamamına yayılacağını savunarak, şunları anlattı:
"Şu an eylemlere katılmayanların İran rejiminden yana olduğunu söylemek doğru olmaz. Eylemlerin ülkenin tamamına yayılmamasının bir diğer sebebi İran rejiminin geçmişten bu yana topluma yaydığı korku. Buna rağmen göstericiler bu korkuyu aşıp sokaklara çıkmış durumda. Bu gösteriler toplumun yoksul, fakir kesimin, dışlanmışların hareketi. Göstericiler, gösterilerin devam etmesini istiyorlarsa özellikle orta sınıfı kazanabilmeleri gerekiyor. Fazlaca demokrasi, özgürlük söylemi kullanılması gerekiyor. Irkçı-milliyetçi söylemin terk edilmesi gerekiyor. Kapsayıcı bir söylem kullanılırsa, evet bir umut oluşabilir."
Rejim karşıtı göstericilerin söylemiyle 2009'daki Yeşil Hareketi'nin söyleminin benzerlik taşıdığına dikkati çeken Keskin, sözlerini şöyle tamamladı:
"İran'da sokağa çıkan insanlar, İran'ın Esed rejimine, Irak'taki olaylara, Yemen ve Lübnan'daki duruma müdahale etmesine itiraz ediyor. Ülke içinde demokrasi ve ifade özgürlüğünü istiyor. Bu eylemler, İran'ın Orta Doğu siyasetine eleştiridir. Bu durum yeni değildir. 2009'daki Yeşil Hareketi'nde de bu söylemler kendini göstermişti. Yeşil Hareket'in söylemlerini çok geniş halk kesimleri destek vermişti. Bu eylemler de aynı şekilde geniş kesimlerde destek görüyor. Bu defa meydanlarda, 'Ne Gazze ne Lübnan, canım İran'a feda' gibi sloganlar atılıyor. Aslında bu sloganlar bir yönüyle İran'ın Orta Doğu siyasetini eleştiriyor. İran'da bu kadar sorun varken, 'Irak'ta, Suriye'de, Lübnan'da, Yemen'de ne işin var?' şeklinde itirazlar var. Aslında bu geniş toplum kesiminin itirazı, mevcut İran rejimin politikasının bir meşruiyeti kalmadığının göstergesidir."
AA
Kaynak: