"FETÖ/PDY'nin İK departmanı" davası

"FETÖ/PDY'nin İK departmanı" davası

Örgüt üyelerince devlet kurumlarına kendi elemanlarını yerleştirmek amacıyla kurulduğu ve insan kaynakları departmanı gibi kullanıldığı ileri sürülen Bursa İş, Kariyer, Eğitim Merkezi Derneğine yönelik operasyonla ilgili soruşturmayı yürüten savcılığın id

BURSA (AA) - Bursa'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyelerince devlet kurumlarına kendi elemanlarını yerleştirmek amacıyla kurulduğu ve insan kaynakları (İK) departmanı gibi kullanıldığı ileri sürülen Bursa İş, Kariyer, Eğitim Merkezi Derneğine yönelik soruşturmayla ilgili davanın ilk duruşması yapıldı.

Geçen yıl temmuz ayında başlatılan operasyonlarda örgütün Bursa yapılanması yöneticileri ile adliye çalışanlarının yakalandığı, 9'u tutuklu 93 sanığın yargılandığı Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki davayla ilgili iddianamede, FETÖ'nün ne şekilde yapılandığı, kendi adamlarını nasıl işe yerleştirdiğiyle ilgili çarpıcı detaylar yer aldı.

Duruşmaya katılan tutuklu ve tutuksuz sanıklar, reddihakim talebinde bulundu.

Soruşturmanın Uludağ Üniversitesi son sınıf öğrencisi olan ve örgüt içinde yer aldığı belirtilen kişinin ihbarı üzerine başlatıldığı belirtilen iddianamede şunlar kaydedildi:

"Benim gibi son sınıf öğrencileriyle cemaatin öğrenci abisi olan, 'Semih' kod adını kullanan şahıs ilgilenir. Bu şahıs, benim gibi son sınıf öğrencileriyle mülakat yaparak devlet dairelerine yerleştirilmeye uygun olup olmadığımıza karar verir. Bu şahsın eşi olan 'Esra' isimli şahıs da cemaatin evlilik işlerine bakar. Yani cemaat mensubu bekar erkek ve kızları birbiriyle tanıştırıp evlenmelerini sağlar. Hatta bu kadında cemaat mensubu kadın ve erkeklere ait albüm bile var. Semih ismini kullanan kişi, devlet dairesine yerleştirdiği cemaat mensubu şahısların bilgilerini kendinde bulunan dizüstü bilgisayarda tutar.

Benim de bunların bir kısmını görme imkanım oldu. Hatta beni de bu bilgisayara kayıt etti. Bu bilgisayarı da evinde ya da evinin bodrumunda sakladığını öğrendim. Vatandaşlık namına bu bilgileri sizlerle paylaşıyorum."

İddianamede, örgüt mensuplarının evliliklerinin bir üst imam tarafından ayarlandığı, örgütten çıkmak isteyen kişilerin eşleri ve çocuklarının örgüt talimatıyla kendilerinden uzaklaştırıldığı vurgulandı.

- Gülen'in konuşmaları da iddianamede yer aldı

Örgüt elebaşı Gülen'in daha önceki yıllarda kameraya çekilen konuşmasının çözümü de iddianameye konuldu.

Gülen'in konuşmasına ilişkin iddianamede yer alan bazı cümleleri şöyle:

"Belli bir noktaya ve kıvama gelecekleri zamana kadar bu şekilde hizmet etmeleri şart ve zaruri. Böyle bir dönemde tam özünüzü bulacağınız, kıvama geleceğiniz ana kadar, dünyayı sırtınıza alıp taşıyabilecek güce ulaşacağınız ana kadar, o kuvveti temsil edeceğiniz şeyler elinizde olacak ana kadar, Türkiye'deki devlet yapısı ölçüsüne göre bütün anayasal müesseselerdeki güç ve kuvveti cephenize çekeceğiniz ana kadar, her adım erken sayılır. Avukat da kiralayacaksınız, hakim de kiralayacaksınız. Hayati bütün birimlere çocuklarınızı yönlendirin, mülkiyede olun, adliyede olun, emniyette olun, askeriyede olun, göklerde, denizin dibinde olun, bu sızma olmaz. Bunlarla insan karalanmamalı."

- İşe girişte başvuru yapacakların dikkat etmesi gerekenler

İddianamede, örgütün, elemanlarına işe yerleştirme aşamasında yapacakları başvuru sırasında dikkat etmeleri gerekenlerle ilgili sunumlara da geniş yer verildi.

Buna göre, işe giriş başvurusu yapacak örgüt üyelerine verilen "Başvuru sırasında dikkat" başlıklı sunumlarda şu uyarılar yer aldı:

"Sosyal medya üyelikleri kesinlikle kapatılmalı, 'Ben birşey yazmıyorum.' denmemeli. Arkadaşlarından bile tespit yapılıyor, kapatılması gerekiyor.

Görüşmek için bizim kurumlar ve evler gibi yerlere ziyaretler gerçekleştirirken hiçbir şekilde cep telefonu gibi teknolojik sinyal veren aletler taşınmamalı, getirilmemeli.

Aday ve 1. derece akrabası adına her türlü abonelik iptal edilmeli, ev veya iş yerine yayın gelmemeli.

Çok sayıda kişinin bir araya geldiği toplantılara katılmamalı.

Cep telefonlarından hizmet kurumlarına SMS dahi gönderilmemeli, telefon irtibatı olmamalı, kullanılması gerekiyorsa bazı programlar üzerinden görüşülmeli.

Kullandığımız araçların plakaları üzerinden ve benzin istasyonlarından sürekli kontrol altında tutuldukları unutulmamalı (Petrol ofisi sıkıntılı).

Kredi kartı harcamalarının takip altında olduğu bilinmeli, hizmetsel harcamaların ve hizmet kurumlarından yapılan harcamalar nakit olarak yapılmalı.

Referans ve arkadaş olarak bakkal, muhtar, öğretmen, esnaf yazılabilir. Kurumdan referans yazılmamalı. Üniversite hocaları, asker, emniyet referans yazılmamalı.

Telefon irtibatlarına her şekilde dikkat edilmesi gerekiyor. 'TİB, artık bize bağlı olduğu için görüşmeleri dinleyelim' diye karar alındı.

Başvurunun hemen öncesinde telefon hattı alınmamalı, aksi halde geriye dönük hatlar kontrol ediliyor.

Üniversite mezuniyeti eski olanlar, devlet yurtlarında kaldıklarını beyan edebilirler, geriye dönük 5 yıllık KYK kaydı tutuluyor. İmar geçmiş, kentsel dönüşüme uğramış, öğrencilerin çokça yaşadığı yerlerde takip yapılamaz, buralar beyan edilebilir.

Dershane kurs bölümüne hizmet kuruluşu kesinlikle yazılmamalı. Başka dershane yazılmalı.

Sağlık problemi varsa söylenmemeli."

- Her bir çalışanın adı ve TC numaraları şifreli

Örgütün, başta adliye olmak üzere devlet kurumlarına yerleştirdiği binlerce kişinin her birinin adı ve TC numaralarını içeren bilgilerinin değişik şifreleme yöntemiyle saklandığı vurgulanan iddianamede, örgüt liderlerinin "kod" isimler kullanarak yapının deşifre ve tespitinin engellenmeye çalışıldığına işaret edildi.

İşe yerleştirilen ya da sırada bekleyen örgüt üyelerinin isimleri ve TC numaralarını şifrelendirirken oluşturulan tabloda her bir numaraya, "tamsayılar, ışın ve açı, çokgenler, bölünebilme, çarpanlara ayırma, eşitlik ve denklem, kesirler, oran orantı, ölçme, olasılık" ismi verildiği belirlendi.

- "Mevcut düzeni değiştirmek için harekete geçme amacında oldukları..."

"Ülkemizde kurulu bulunan tüm anayasal müesseselere, örgütsel amaçlarını ve anayasal düzeni değiştirebileceklerine kanaat getirdikleri en doğru zamana kadar örgütsel aidiyetlerini gizlemek suretiyle nüfuz etmenin en temel strateji ve en doğru zaman geldiğinde de mevcut düzeni değiştirmek için harekete geçme amacında oldukları ve bu amaca ulaşmak için de her yol ve yöntemin mubah ilan edildiği açık bir şekilde anlaşılmaktadır." denilen iddianamede, maaşlarını devlet kurumlarından, talimatlarını Fetullah Gülen'den alan ve anayasal kurumlar içinde devlet görünümlü paralel bir terör örgütü oluşturulduğu vurgulandı.

- "İhtiyaç sahibi öğrencilere yardım" finans kaynağı olmuş

162 sayfalık iddianamede Gülen örgütünün, sistemin tüm kılcal damarlarına kendi mensuplarını yerleştirip devlet içinde devlet modeline uygun bir örgütlenme ile devlete alternatif sistem kurmayı hedeflediği belirtilerek, şunlar kaydedildi:

"Ekonomik güç olmadan mücadelenin zor olacağı değerlendirildiğinden ekonomik yapılanmaya önem verilmiş, örgüte gelir kaynağı olarak finansal kurumlar, vakıflar, dershaneler, hastaneler başta olmak üzere birçok şirket kurulmuştur. Şirketlerin temelde gelir kaynağını örgüt üyelerinden toplanan aidatlar oluşturmakla birlikte örgüt üyesi olan ya da örgüte sempati duyan iş adamlarından toplanan himmet paraları da finans gelirlerinin önemli bir kısmını oluşturmaktadır.

'Altın nesil' yetiştirme söylemiyle 'ihtiyaç sahibi öğrencilere yardım' adı altında toplanan para ve yardımlar, finans kaynağı haline getirilmiştir."

İddianamede, örgüt üyelerinin çoğunluğunun TSK ve emniyet gibi kurumlara sızdığından, silah taşıma yetkisine sahip ve gerektiğinde bu silahları kullanabilen kişiler olması nedeniyle, talimatlarını Gülen'den alan bu silahlı gücün artık bağlı olduğu devlet hiyerarşisinin dışına çıkıp kendi içinde bir organizasyon oluşturduğu göz önüne alındığında, bu kişilerin bağlı olduğu örgütün silahlı gücü kabul edilmesi, dolayısıyla FETÖ'nün silahlı bir terör örgütü olarak bilinmesi gerektiği vurgulandı.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı