"Forum İstanbul 2016"

"Forum İstanbul 2016"

Başbakan Yardımcısı Şimşek: (1)- "Türkiye için de dünya için de çok temel sorunlar var. Biz geçici bir bahar havası yaşıyoruz, bu geçici bahar havasına aldanmamak lazım. Aslolan yapısal sorunlara çözüm üretmemizdir. Hükümetlerimizin de uzan zamandır çabas

İSTANBUL (AA) - Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Türkiye için de dünya için de çok temel sorunlar var. Biz geçici bir bahar havası yaşıyoruz, bu geçici bahar havasına aldanmamak lazım. Aslolan yapısal sorunlara çözüm üretmemizdir. Hükümetlerimizin de uzun zamandır çabası bu noktadadır." dedi.

Şimşek, "Forum İstanbul 2016"nın ikinci gününün açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin yapısal sorun alanlarını ve bunlara çözümleri ortaya koyacağını belirterek, aslolanın günlük piyasa iniş ve çıkışlarının olmadığını kaydetti.

Bu yılın ocak ayına küresel piyasaların kötü bir başlangıç yaptığını ifade eden Şimşek, şunları söyledi:

"Çin'de sert düşüş riskini, ABD'de hızlı faiz artışını ve küresel ekonomide ciddi yavaşlamayı fiyatlamaya başladılar. Dünya ekonomisine ocak ayı itibarıyla baksanız yüzde 3'lük büyümeyi bile hayal etmezsiniz. Türkiye için de dünya için de çok temel sorunlar var. Biz geçici bir bahar havası yaşıyoruz, bu geçici bahar havasına aldanmamak lazım. Aslolan yapısal sorunlara çözüm üretmemizdir. Hükümetlerimizin de uzan zamandır çabası bu noktadadır. 2000'li yılların başından itibaren Türkiye'nin birçok yapısal sorunu masaya yatırıldı, bir kısmına çözüm üretildi, ama bu reform süreci dinamiktir, süreklilik arz eder ve çözüm üretmeyi gerektirir."

Şimşek, Türkiye'nin aslında küresel krize kadar verimlilik artışı dolayısıyla yüksek büyümeyi yakaladığını anlatarak, verimlilik artışının arkasındaki faktörün de 2000'li yılların başında yapılan reformlar olduğunu, Türkiye'nin bu reformlar sayesinde hızlı büyüdüğünü aktardı.

Küresel kriz sonrasında da hızlı bir çıkış yapıldığını anımsatan Şimşek, "Fakat dünya ile birlikte Türkiye daha mütevazı büyüme patikasına oturdu. Büyüme bir miktar dengelendi ama tarihi olarak bakıldığında Türkiye'deki büyüme iç talep eksenli büyümedir. Maalesef beraberinde cari açık, yüksek enflasyon gibi sorunları beraberinde getirmektedir. Türkiye aslında bu dönemi iyi geçirdi diyebiliriz, AB ile kişi başına düşen milli geliri 20 puandan fazla kapatmıştır. Keşke her 10-15 yılda Türkiye dünyanın gelişmiş ülkeleriyle arayı 20 puan kapatabilse" diye konuştu.

- "Yüksek büyüme yapısal reformların uygulanmasına bağlı"

Şimşek, büyüme öngörülerinden bu seneye ilişkin büyümenin iç talebin güçlü seyredeceğine dayalı olduğunu belirterek, "Orta vadeli yüksek büyüme hedeflerini tutturmak mutlaka yapısal reformların güçlü bir şekilde uygulanması koşuluna bağlıdır. Bu tahminler yapılırken, model kurmanız gerekiyor ve varsayımları lazım. Yüzde 5'lik büyümeyi bugünkü çaba ile yakalayamayız. Yüzde 5'lik büyümeyi ancak reform sürecini hızlandırarak başarabiliriz. OVP'nin önkoşullarından birisi verimliliği, rekabet gücünü artıracak, Türkiye'yi katma değer zincirinde yukarılara çıkaracak yapısal reformların uygulanması varsayımı vardır" değerlendirmesinde bulundu.

Bölgede jeopolitik gerginliklerin bulunduğuna işaret eden Şimşek, bu gerginliklerin daha da artmasının ve reformlarda kısmi ya da hiç ilerleme olmazsa büyümeyi olumsuz etkileyebileceğini söyledi.

Şimşek, şuan gündemde olmasa da olur da şartlar küresel para politikasındaki normalleşmeyi hızlandırırsa Türkiye'deki büyümenin olumsuz etkilenebileceğini anlatarak, sözlerine şöyle devam etti:

"İstihdam artışında Türkiye büyük bir başarı hikayesi. Küresel kriz sonrası dönemde yaklaşık 7 milyon vatandaşına iş bulan fazla ülke sayamazsınız. Dün İspanya'daydım. İspanya'da küresel kriz sonrası dönemdeki sıkıntıları biliyorsunuz, işsizlik oranı yüzde 20'nin üzerinde bulunuyor. İşsizlik Türkiye'de bu kadar niye yüksek? Nüfusumuz genç, çalışma çağındaki nüfus hızla artıyor. İşgücü piyasasında sorunlar var. Yapısal reform gündeminin en önemli maddelerinden biri işgücü piyasası reformudur.

Ben bundan bahsettiğimde belli kesimler alınıyor ama bu reform yapılmadan, Türkiye'de istihdamı artırmak, bağımlı nüfusu azaltıp kişi başına geliri, tasarrufları artırmak çok zor. Çünkü istihdam çok temel bir değişkendir. OVP'ye göre büyüme tahminlerimizle paralel olarak işsizlik oranında bir miktar düşüş öngörülüyor. Büyüme tahminleri reform varsayımına dayanıyor, işsizliğe ilişkin öngörülerimiz de yüksek büyüme tahminine dayanıyor. Büyüme daha düşük seyrederse işsizlik oranı o kadar düşmez. Türkiye'de şu anda 3 milyonun üzerinde ağırlıklı olarak Suriyeli kardeşimiz var. Bu rakamın ciddi bir şekilde artması bu rakamı etkiliyor."


- Türk lirasının gidişatı


Şimşek, Türkiye'nin uzun bir kronik enflasyon tarihinin bulunduğunu anımsatarak, enflasyonu tek haneye düşürdüklerini, fakat düşük tek haneye indiremediklerini, çekirdek enflasyonun son derece yüksek olduğunu dile getirdi.

"Enflasyonda kalıcı bir şekilde yüzde 5'e doğru, daha sonra yüzde 5'in altına doğru bir gidiş içerisindeyiz demek için erken" diyen Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Enflasyon Türkiye'nin karşı karşıya olduğu en büyük sorunlardan biridir. Bunu aşağı çekmenin yolu da yine reformdur. Enflasyonun görünümünü Merkez Bankası yüzde 7,5'in altında tutma aşamasında olacak. Çekirdek enflasyon bunun 2 puan üzerinde bulunuyor. Riskler nelerdir, diye sorarsanız, asgari ücreti güçlü bir şekilde artırdık, henüz yansımalarını görmedik. Bu olumlu bir şey ama risk faktörü olarak genelde algılanmıştır.

Türk lirasının gidişatı çok önemli. Dünyada dolar cinsinden ithalat fiyatları düşüyor. Türk lirası değer kaybetmese dünyadaki fiyat gelişmeleri Türkiye'de dezenflasyonist bir süreci gerektiriyor. Dünya fiyatları özellikle imalat sanayi fiyatları hızla çöküyor. Dünyanın en önemli sorunlarından biri aşırı yüksek kapasite. Birçok sektörde dünya talebinin gerektirdiğinin çok üzerinde kapasite var bu da imalat sanayi fiyatlarına baskı kuruyor, kar marjları yok oluyor."

Şimşek, en son yaptıkları G20 toplantısında kapalı kapılar ardında bir çok çalışmanın yapıldığını ve dünya ekonomisi için risk senaryoları çalışıldığını belirterek, "Risk senaryolarından biri de bu konu. İmalat sanayisinde fiyatlar düşüyor. Bu çok ciddi bir sorundur. Aşırı yüksek kapasiteyi yok etmek gerekiyor. Hiçbir ülke bunu kolay kolay kabullenmez ve yapamaz. En büyük kapasite Çin'de. Bırakın kapasite yok etmeyi inşaa etme üzerine kurgulanmış gibi. Türk lirasındaki değer kaybı enflasyonda en önemli belirleyicidir. Türk lirası, Türkiye'nin risk primi, reformlar, cari açığa ve enflasyona çözüm bulmakla çok yakından ilişkilidir." diye konuştu.


(Sürecek)




"Forum İstanbul 2016"

AA

Kaynak:Haber Kaynağı