Gülen sözünün arkasında durdu
Fethullah Gülen İsrail saldırısından sonra yaptığı açıklamanın arkasında durdu
Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı: Hocaefendi o sözü aynen öyle söyledi..
İsrail'in Gazze'ye insani yardım götüren Türk gemilerine saldırması sonucu 9 Türk hayatını kaybetti, çok sayıda kişi de yaralandı. Saldırı tüm dünyada geniş yankı uyandırdı. Saldırıdan birkaç gün sonra ABD'de bulunan Fethullah Gülen'den de saldırı ile ilgili bir açıklama geldi. Gülen, ABD’nin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal’a verdiği söyleşide, Türk bir kuruluşun önderlik ettiği bir filonun İsrail’in izni olmadan Gazze’ye yardım götürmesini eleştirdi.
Gülen, söyleşide olayla ilgili izlediği haberler hakkında, "Gördüğüm şeyler hiç de hoş değildi" dedi. Gülen, "Çok çirkin şeylerdi” diye konuştu. Gülen, organizatörlerin Gazze’ye yardım götürmeden önce İsrail’le uzlaşma yolunu seçmemelerini "faydalı sonuçlar doğurmayacak şekilde otoriteye baş kaldırmak” olarak tanımladı.
Zaman gazetesi Gülen'in bu açıklamasını gazetesinde ve sitesinde görmedi ve bu durum Gülen'in sözlerinin doğruluğu hakkında tartışma yarattı. Sözleri çarptırıldı, aslında böyle konuşmadı diyenlere son söz bugün Habertürk gazetesi başyazarı Fatih Altaylı'dan geldi. Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'yla görüşen Altaylı, Gülen'in o sözlerinin arkasında durduğunu açıkladı. İşte Altaylı'nın o yazısı:
Gözlerim doldu
Önceki akşam ilk kez Türkçe Olimpiyatları'nın kapanışına gittim. Doğrusu çok hoşuma gitti. Yüz küsur ülkeden, değişik renklerden çocukların Türkçe'yi anadili gibi konuşması, Türk kültürüyle yoğrulması, herhalde hepimizin genlerinde yer alan unsurlardan olsa gerek beni mutlu etti. İtiraf etmeliyim ki, gözlerim doldu. Tabii bu arada Fethullah Gülen cemaatinin önemli isimleriyle de, Gülen'in son yaptığı çıkışı konuşma fırsatım oldu.
Özel bir nedeni var mıydı?
Önce Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'ya sordum, "Gülen'in sözlerini ilk gün pek görmediniz. Özel bir nedeni var mıydı?" diye. Özel bir nedeni yokmuş. Röportajı yapan muhabirin, "Röportajım sansür edildi" dediği iletilmiş onlara. Bu yüzden ilk gün, haberi küçük görmüşler. Sonra büyütmüşler. "Peki" dedim, "Bazıları Gülen'in böyle bir şey demediğini iddia ediyorlar. Dediyse yanlış yapmıştır diyenler var. Demiş mi, dememiş mi?"
Aynen öyle demiş, saptırma yok
Dumanlı net ve açık konuştu: "Aynen öyle demiş. Hiçbir saptırma falan yok. Daha sonra kendisine sordurduk, 'Dedim, sözümün arkasındayım' dedi. Hocaefendi, İsrail'e yardım gemisi konusunda bunun yanlış olduğunu açıkça söylemiş." Dün de cemaatin en önde etkili isimlerinden biriyle beraberdim. Aynı soruyu ona da sordum. O da "Hocaefendi o sözü aynen öyle söyledi" dedi.
İlk günkü kafa karışıklığının nedeni ise Türkiye'de son zamanlarda çok tartışılan bir gazetenin genel yayın yönetmeniymiş. Bu genel yayın yönetmeni, Zaman Gazetesi yönetimini aramış ve ABD ile yakın ilişkileri olan yardımcısının Wall Street Journal muhabiriyle konuştuğunu, sözlerin çarpıtıldığını iletmiş. İlk gün bu yüzden kafalar karışmış ama daha sonra Gülen'in bu sözleri aynen söylediği ortaya çıkmış.
Türkiye'nin zarar görmesinden korkuyor
Gülen'in neden böyle bir cümle sarf ettiğini sordum ben de. Şöyle dedi: "Türkiye'nin zarar görmesinden korkuyor. Bütün diplomatik yollar tüketilmeden Türkiye'nin böyle bir girişimde bulunmasının Türkiye'yi uluslararası alanda sıkıntıya sokmasından çekiniyor. Türkiye'nin Arap milliyetçiliğine endekslenmiş bir konuda taraf olmasını istemiyor. Türkiye'nin bölgedeki eşsiz, tarafsız, aklıselim ülke konumunu korumasını istiyor. Türkiye'nin maceraya girmesini istemiyor. Türkiye'nin çatışmanın değil, çatışmaları önleyen aklın merkezi olmasını istiyor. Bu yüzden de bu olayın gelişme biçimini yanlış buluyor." Bunlar bence çok doğru fikirler. Ancak Türkiye'de akıl tutulmasından mustarip olanlar, dün bayrak yaptıkları Gülen'i şimdi görmezden gelmeye çalışıyorlar. Çünkü bize yapıştırdıkları yaftaları ona yapıştırmaya çekiniyorlar. Ama yarın öbür gün onu da yapabilirler. Kimse şaşırmasın.
Not: Gülen'in çıkışına rağmen Başbakan Erdoğan'ın Türkçe Olimpiyatları'nın kapanış törenine gelmesi ve orada belki de ilk kez "Said-i Nursi"ye atfen cümleler okuması oldukça ilginçti.