Prof. Dr. Ali Akpınar
Günahlar arasında..
Günahlar arasında tercihte bulunmak
Kur’an-ı Kerîm’de ısrarla üzerinde durulan konulardan biri de dini bütünüyle Allah’a has kılmaktır.
Allah katında din, şüphesiz İslam’dır. (3/19)
Bugün, size dininizi ikmal ettim, üzerinize olan nimetimi tamamladım, din olarak sizin için İslam’ı beğendim. (5/3)
Dikkat edin, halis din Allah'ındır. (39/3)
Doğrusu tevhid dini olan Müslümanlık, bir tek din olarak sizin dininizdir ve Ben de Rabbinizim, artık Bana kulluk edin. (21/92)
Allah'ın dininden başka bir din mi arzu ediyorlar? Oysa göklerde ve yerde kim varsa, ister istemez O'na teslim olmuştur, O'na döneceklerdir. (3/83)
Fitne kalmayıp, din bütünüyle Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse bilsinler ki Allah onların işlediklerini şüphesiz görür. (9/39)
Bütün bu ayetlerden öncelikle çıkan sonuç şudur:
Allah katında yegâne din İslam’dır.
Hz. Âdem’den son peygamber Hz. Hâtem’e kadar tüm peygamberlerin dini de İslam’dır.
Din, bütünüyle Allah’ındır, dinin tanımını, esaslarını Yüce Allah yapar. Allah’tan başkasının kendince din tanımlama, dini kriterler belirleme hakkı yoktur.
Herkesin din algısı kendini bağlar. Önemli olan Allah’ın katında Müslüman olmaktır.
Tam bu konuda Rabbimiz kullarını uyarır:
De ki: «Dininizi Allah'a mı öğretiyorsunuz? Oysa Allah göklerde olanları da yerde olanları da bilir, Allah her şeyi bilendir.» (49/16)
Buna göre hiç kimsenin Allah’a dini öğretmeye kalkma hakkı ve yetkisi yoktur. Bütün bunları günümüzde yaşanan din algısı konusunda düşülen yanlışlara dikkat çekmek için hatırlattık. Şöyle ki hayat nizamı olan din, yapılması ve yapılmaması gerekenler mecmuasıdır. Bunlardan ilki dinin emrettiği helallerdir, ikincisi ise dinin yasakladığı haramlar, günahlardır. Helal ve haram sınırlarını belirleyen Allah ve Rasülüdür. Bunları tanımlama ve belirleme yetkisi başka hiç kimseye verilmemiştir.
Dinin yasakladığı bütün günahlar, kaçınılmaya değer şeylerdir. Hiçbir günah bir kez denemeye değmediği gibi, bir günahı bir başka günaha alternatif olarak göstermek de doğru değildir. Zira Yüce Rabbimizin dini yaşanılabilirdir. O dinde haramların alternatifi helallerdir. Buna göre bir günah bir başka günahın alternatifi olamaz.
Sözgelimi bugün bazı din anlayışlarında namazı terk etmek herkesin yaptığı normal bir şey olarak görünebilmektedir. Bir genç delikanlının, ilerde evlenirim düşüncesiyle karşı cinsten biriyle nikah dışı beraberliği, arkadaşlığı, şimdi herkes böyle yapıyor, kız arkadaşı yahut erkek arkadaşı olmayan mı var gerekçesiyle normal görülebilmektedir. Giyim kuşamdaki başıboşluk, kişilerin kendi tercihi olarak gayet normal görülebilmektedir. Düğünde dernekte, arada sırada içki içmek normal görülebiliyor. Gençlikte yapılan haramlar normal görülebiliyor. Farklı versiyonlarıyla zina, nikah öncesi birliktelikler normal görülürken; bu birlikteliklerden çocuk sahibi olmak şiddetle yadırganabilmektedir. Örnekleri çoğaltabiliriz.
Tüm bunlara gerekçe olarak da yanlış bir kullanım ve anlayış sonucu olarak dinde zorlama yoktur ayeti gerekçe gösterilmektedir. Oysa bu ayet, İslam dairesi içerisine girmemiş olanların Müslüman olmaya zorlanamayacaklarını belirtmek içindir. Ancak bu ayet, Müslüman olduğunu söyleyenlere, dini kendilerine göre yorumlama, tanımlama ve yaşama hakkı vermez.
Bir kere daha söylememiz gerekirse: Din Allah’ındır ve O’nun temel ilkelerini Allah belirler. Allah’a rağmen hiç kimsenin din belirleme hak ve salahiyeti yoktur.