İSTANBUL (AA) - Doç. Dr. Osman Sezgin, "Haluk Dursun hoca, eserleriyle alime de avama da, yaşıtlarına da gençlere de rol model olmuş bir insandı." dedi.

Van'ın Erciş ilçesindeki trafik kazasında hayatını kaybeden eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen özel bir etkinlikle yad edildi.

Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan anma programında Üsküdar Belediyesi tarafından Haluk Dursun ile ilgili hazırlanan video izlendi, yakından tanıyan dostlarının hatıralarını paylaştığı söyleşi gerçekleştirildi.

Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, açılış konuşmasında "Haluk Dursun ülkemize, milletimize, gençlerimize, tarihimize, kültürümüze çok daha fazla hizmet edeceği bir dönemde aramızdan ayrıldı. Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun." dedi.

Dursun'un tarihçi, yazar ve akademisyen kimliğinin yanı sıra turizm gönüllüsü, seyyah, Anadolu, Balkanlar ve İstanbul sevdalısı bir insan olduğunu dile getiren Türkmen, şunları kaydetti:

"Kelimeler onu anlatmaya yetmez ama şu bir gerçek ki son dönemde Haluk hocamız gibi bir tarihçimiz, bir yazarımız olmadı maalesef. Onun yakın dostlarıyla bir araya gelip 'Keşke Haluk hocamla birlikte olduğumuz zamanlarda şunu da yapsaydık' diye hayıflandığımız projelerimiz var."

- "İnsan-ı Kamil yetiştirmek istiyordu"

Söyleşiyi yöneten Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haluk Dursun'un hayatına ilişkin bilgi vererek, gençlere tavsiyelerinden oluşan sözlerini katılımcılara aktardı.

Doç. Dr. Osman Sezgin, Dursun'un eserleriyle alime de avama da, yaşıtlarına da gençlere de rol model olmuş bir insan olduğunu belirterek, "Haluk hoca ne yapmak istediğini biliyordu. 'İnsan-ı Kamil' yetiştirmek istiyordu. Sözlerinin etkili olması için önce kendisi uyguluyordu. Haluk hocanın hiçbir eserinde bir kelimeyi bilmeden yazdığını göstermezsiniz." şeklinde konuştu.

Zevki selim, kalbi selim ve aklı selim sahibi biri olan Dursun'un insanlarda bir zarafet, letafet ve yükseklik meydan getirmeye çalıştığını ve bunu başardığını ifade eden Sezgin, "Haluk Dursun bildi, kalben tasdik etti, kendi bildiklerini, inandığını söyledi, sonra da bize nakletti. Onun için etkili oldu, onun için hala yaşamaya devam ediyor, edecek de." değerlendirmesinde bulundu.

Sezgin, Haluk Dursun'un çatal yürekli bir insan olduğunu vurgulayarak, eski ABD Başkanı Barack Obama'nın 2009 yılında İstanbul'u ziyaretinde yaşananları anlattı.

Sultanahmet Cami ve Ayasofya'da, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile Obama'ya Haluk Dursun'un eşlik ettiğini ve bilgi verdiğini aktaran Sezgin, şunları ekledi:

"Recep Tayyip Erdoğan, Haluk hoca gelsin anlatsın demiş. Haluk hoca da Ayasofya'yı gezdirdikten sonra 'Sultanahmet'e yayan gidilecek' demiş. Yolda Obama'ya 'Bizim padişahlarımız buradan geçerken sağa sola askerler dizerler ve askerler 'Mağrur olma Padişahım senden büyük Allah var' derlermiş' diye söylemiş. Obama anlamamış bir daha anlatmış. ABD devlet başkanına da 'Mağrur olma, senden büyük Allah var' diyecek kadar çatal yürekli bir adamdı. Allah rahmet eylesin."

- "Onun kadar dost canlısı ikinci bir insan görmedim"

Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Küçükaşçı, Dursun'un bir ülküye ve ideale bağlı olarak yaşayan ve hayatlarının hiçbir döneminde değişmeyen nadide insanlardan biri olduğunu söyledi.

Küçükaşçı, Dursun'un 1976 yılında kompozisyon yarışmasında birinci olduğu makalede savunduğu fikirlerin aynısını vefat etmeden önceki son konuşmasında da söylediğini anımsatarak, "Hayatı boyunca bir fikrin idealin mefkurenin etrafında koşan bir insandı. Onun bir derdi vardı 'Nasıl biz insan yetiştirebiliriz? Daha çok insana nasıl dokunabiliriz?' hayatı bunlarla geçti. Ben onun kadar dost canlısı, etrafına saygı gösteren ikinci bir insan görmedim. Hocalarını, arkadaşlarını, dostlarını sürekli arardı." ifadesini kullandı.

Haluk Dursun'un restorasyonların aslına uygun yapılması, Hırka-i Şerif ziyareti, Topkapı Sarayı'nda cuma namazı kılınması, Topkapı Sarayı'nın floryasının oluşması çiçek dikilmesi gibi pek çok yeniliğe ve projeye imza attığını vurgulayan Küçükaşçı, Dursun'un "Devlet erkan ile, millet edebi ile ayakta durur" diyerek erkan meselesine de çok önem verdiğini ve görev yaptığı yerlere ilişkin pek çok hususu ortaya çıkardığını aktardı.

Doç. Dr. Ali Satan, 1980'li yıllarda Marmara Üniversitesi tarih bölümünde genç bir asistanken tanıdığı Dursun'un zeki, meraklı ve sürekli yeni şeyler öğrenmenin peşinde olan bir insan olduğunu söyledi.

Dursun'un kendini hiç tekrar etmediğini belirten Satan, "Hala her şeye rağmen okumaya çalışıyordu, literatür takip ediyordu ve kendini geliştiriyordu. İlgi alanları çok fazlaydı. 'Yerinize adam yetiştirdiniz mi?' diye sorardı. Sadece ders hocalığı değil hepimize hayat hocalığı yaptı." dedi.

- "Ondaki tevekkülü çok az insanda gördüm"

Hayrullah Cengiz, vefatından önceki son telefon görüşmesinde Dursun'un Ayasofya, Topkapı Sarayı ve Çanakkale'ye dikkat edilmesi ve sahip çıkılması gerektiğini söylediğini aktardı.

Cengiz, "Biz hocamla futbol, şarkı, türkü konuşamadık. Bahçe bitkilerini dahi konuşamadık. Bizim konuşmalarımız hem devlet, millet ve ülke üzerine oldu. Ondaki bu güçlü imanı, peygamber sevgisini özellikle tevekkülü çok az insanda gördüm." şeklinde konuştu.

Ayasofya'daki görevine 2006 başlayan Dursun'un siyasi, tarihi ve dini kimliği olan Ayasofya'da çalışanlara farklı bir bakış açısı sunduğunu belirten Cengiz, 2009 yılında yıllardan beri kapalı olan ve en fazla Osmanlı hanedanı mensubu bulunan Ayasofya türbelerinin açılışını yaptığını hatırlattı.

Haluk Dursun'un kızı Nilay Dursun da vefatından sonra babasının çalışmalarıyla ilgili okumalar yaptığını belirterek, "Bırakacağı her şeyi bence bırakmış. Hem metin hem de insan olarak bırakmış. Kitap okunur, mekan gezilir, insan gitti mi gelmez. Biz de kalan sevgili hocalarımızla kalan insanlarımızın değerini bilerek babamın öğretilerini devam ettiririz diye düşünüyorum." ifadesini kullandı.

Programda Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu, Haldun Lengerlioğlu ve Mustafa Saraç'ın arasında bulunduğu isimler de kürsüye gelerek, Dursun ile ilgili hatıralarını anlattı.

Özellikle gençlerin yoğun ilgi gösterdiği, çok sayıda araştırmacı, tarihçi ve akademisyenin de katıldığı program, Haluk Dursun için dua edilmesiyle sona erdi.