Kasım Çakır
Hastane değil de beş yıldızlı otel
Ülkemizde son 12 yıl içerisinde modern, tam donanımlı, eksiği olmayan binlerce hastane yapıldı. Bu binlerce hastaneden onlarcası da Konya merkez ve ilçelerinde yapıldı.
Bu hastanelerden iki tanesi sekiz yıldır eczacılık yaptığım, yazır bölgesi Beyhekim mahallesinde bulunmaktadır. Bu hastanelerimiz, Beyhekim ve Numune hastaneleridir.
2007 Yılından beri ayaktan tedavi için bir saat içinde bulunduğumuz bu hastanelerimizde, babamın prostat ameliyatı olması nedeniyle refakatcı olarak beş gün kaldım. Yatan hasta veya yakını olarak kalındığında mekan ve yapılan hizmetler daha yakından görülmektedir.
Numune hastanesi'nde refakatcı olarak kaldığım günler beni çok etkiledi ve duygulandırdı. Bulunduğum süre içerisinde o anı yaşarken, elinizde olmayarak on yıl öncesine gidip geliyor, zaman içerisinde yolculuk yapıyorsunuz.
Amcanın birisi kendisini hastane içerisinde başı dönmüş, asansörleri, kaldığı odayı, binanın çıkış kapısını bulamamış ve söylenip duruyordu: ''Ne kadar büyük, devasa yapı, her taraf pırıl pırıl, binada yok yok, aradığın yeri bulamıyorsun. Allah devlete zeval vermesin!''
İşci emeklisi, yıllarca SSK nın ilaç ve tedavi kuyruklaında ömrü geçmiş bir amca, içerisinde yattığı ve tedavi gördüğü bu hastanede kendi aralarında yaptıkları sohbet sırasında şu cümleyi kullandı:'' Sağlıkta gelinen aşamayı, alınan mesafeyi ve yapılan şu hizmetleri görmeyenlerin gözüne dizine dursun!'' dedi. Bende: '' Yinede öyle demeyelim, beddua etmeyelim, buralar gözüne ve dizine duranları da tedavi etmek için yapıldı.'' dedim.
Numune hastanesinde kaldığım beş gün kendimi beş yıldızlı otelde kalıyormuş gibi hissettim. Beyhekim Hastanesi'de Numune Hastanesi'nden geri kalmaz. Bu iki hastane bu bölgede tüm Konya'ya hizmet eden birbirinin ikizleridir.
Hastanenin içerisi, odaları pırıl pırıl, tertemiz. Hasta, refakatcı ve çalışanlar için ne gerekiyorsa içerisinde herşey var. Her hastanın başucunda elleri dezenfekte etmek için antiseptik solusyon bulunmakta. Binanın her tarafı sımsıcak. Yemekleri kaliteli, etli ve ev yemeği lezzetinde. Her odada lavoba ve televizyon mevcut. Her biri oda büyüklüğünde olan üç asansör hizmet vermektedir.
Bundan 13 yıl önce, bir fabrikada çalışan ssk lı kardeşimiz muayene, tedavi olmak için işyeri sahininden izin almış. İşyeri sahibi ' Tamam Ahmet, yarın sabah git tedavini yaptır. Fakat siparişlerin çok olduğunu biliyorsun, öğle vakti çık gel.' demiş. İşci Ahmet in içinden:' Bizim patron kafayı yedi, bir anda kendisini Avrupa'da hissetti galiba.' cevabı geçti.
Aynı işyerinde çalışan Ahmet, bugün işvereninden tedavi olmak için izin istediğinde, işvereni, 'Tamam Ahmet, yarın git tedavini yaptır. Fakat sabah 10 da işyerine gel!' dediğinde, işcisinin vereceği cevabı, 'Tamam patron gelirim.' olmaktadır. İşte sağlıkta 12 yılda alınan mesafeyi bu örnek en iyi şekilde özetlemektedir.
Geçmişte hasta olan bir kişi ambülânsı buldu mu önce mazotunu öder daha sonra hastaneye giderdi. Memursan başka işçi isen başka hastanelere götürmek zorunda kalınıyordu ve bu nakil sırasında birçok hasta yaşamını yitiriyordu.
Sigortalılarda bu devletin insanı memurlarda bu devletin insanı, Başbakanımız talimat verip bu sorunu düzeltmek ve hastaneleri birleştirmek istediğimizde herkes ayağa kalktı. Buna bugün her şeyi vaat eden Kemal Kılıçdaroğlu var ya o bile itiraz etti eski düzen kalması için Anayasa mahkemesine gitti eğer anayasa mahkemesi onların dediğini yapmış olsaydı bugün eski düzen devam etmiş olacaktı
Eski Türkiye'de ve Yeni Türkiye arasında sağlıkta ki farkı ve yapılanları anlatmaya bize ayrılan bu satırlar kafi olmadığından ancak bu kadarla anlatabildim.