Adem Alemdar
Hayatın olağan akışına ters işler!
Üç yıldır aynı işyerinde çalışan bir işçi, “İşyerinizden kendi isteğim ile ayrılmış bulunmaktayım. Söz konusu çalışma sürem boyunca tüm kanuni ve akdi haklarımı aldım, işyerinizden kendi şahsi gerekçelerimle, kendi istek ve rızamla ayrılmak istiyorum, gerekli işlemlerin yapılmasını istiyorum” ifadesinin yer aldığı dilekçeyi imzalayarak istifa etmiştir. Yerel mahkeme işveren lehine karar verip işçi istifa etmiştir diye karar verince; Yargıtay devreye girip, 3 yıl çalışarak kıdeme hak kazanan kişinin kendi isteğiyle istifa etmesinin hayatın olağan akışına ters olduğuna hükmederek, yerel mahkemenin kararını bozuyor ve işçiye işten atılmış gibi muamele yapılmasını istiyor. Adam 'istifa ettim' dese de mahkeme, "hayır edemezsin, bu hayatın olağan akışına terstir, mutlaka atılmışsındır" diyor!..
Sisteme göre patron, potansiyel olarak; atan, çalan, vermeyen, hak yiyen, işten atan namussuzun teki yani! İşçi ise hiç bir zaman hıyanet etmez! İşçi patronun malına zarar vermez! Haa, bu arada işçi asla patronu yarı yolda bırakmaz! SSK'sız çalışırım sen fazla maaş ver abi dese de, işten ayrılınca yalan söyleyerek o ayların paralarını bir kez daha almaz! Ansızın gitmez, yüzüstü bırakmaz! İşçi hep haklıdır, patron hep haksızdır!..
Bize özgü bir durum. Dünyanın hiç bir yerinde böyle bir yoruma rastlayamazsınız! Mahkemeler istifa dilekçesinin veya imzanın gerçek olup olmadığının araştırılmasını isteseler, anlayacağız. İmzayı işçi atsa bile zorla atmıştır, deyip imzalı evrağı ciddiye almayan bir hukuk var karşımızda! Yorum hukuku!..
Oysa biz hukuk istemiyoruz, ADALET istiyoruz.
Hukuk ile adaletin aynı şeyler olmadığını bilen hakimler istiyoruz...
...
15 Temmuz'da kahpe bir darbe girişimini el birliğiyle savuşturduk. Henüz tehlike tam olarak geçmiş bile sayılmaz, ama şükürler olsun halkımız meseleyi anladı ve gereğini yaptı. E tabi kolay değil, turizm durdu, hizmet sektörü darbe aldı, insanlar harcamalarına sınır koydular ve ekonomik olarak hemen her sektör etkilendi. Patronu devlet olanlar tam manasıyla hissedemese de ciddi bir sıkıntı yaşıyor iş alemi...
Hal böyle olunca hükümet yılın ilk üç ayının SSK ödemelerini yılın son üç ayına erteledi, KOSGEB destek vereceğini açıkladı vesaire. Yani ekonomik bir daralmayı devlet de kabul etti ve kendince tedbirler alıyor. Böyle yapması da gayet doğal...
Ama, hayatın olağan akışına ters bişeyler de olmuyor değil!
Belki on yıldır doğru düzgün denetlenmeyen yerli kömür satışı denetimleri artırılmış. Birden bire nereden çıktı bu mesele! Denetimleri şimdiye kadar gevşek tutarak belli bir alışkanlığın oluşmasını sağlayan idarenin birden bire tüccarın aleyhine denetimleri artırması hayatın olağan akışına ters!
SSK'sız işçi çalıştıran dükkanlara şikayet üzere giden müfettişler mahkeme heyeti gibi kararlar verip işletmelerin ocaklarına incir ağaçları dikiyor. Yevmiyeci çalıştırmanın önüne geçip illa resmi işçi çalıştıracaksın denmesi hayatın olağan akışına ters! Yevmiyecilik kat'i surette yasak ise köyleri de denetleyin yaz günü harman kaldırırken de sizi göreyim hayatın olağan akışı nasıl olurmuş! Beldanatın sapını yemekten kim kurtaracak sizi! Bir şey yasaksa bir kişinin bile musamaha görmemesi gerek. Yapabiliyor musunuz, becerebiliyor musunuz, köylü, kentli herkesi kayıt altına alabiliyor musunuz?!..
Her ne kadar yasak da olsa nargile salonlarında az biraz bu yasaklar delinip sigara da içiliyor. Bugünlerde; gece yarıları denetmenler çıkmışlar işyerlerinde sigara içilip içilmediğini araştırıyorlar, yakaladıklarına ceza yazıyorlar. Yahu insanların zaten işleri güçleri bozuk, çekini, senedini ödeyememiş vaziyette dertli dertli sigara içerken bari rahat bırakın! Şimdi, referandum öncesi 'hayır' cephesine cephane taşır gibi yapılan baskın denetimler de hayatın olağan akışına ters!
Devletimizin bir kurumu olan Yargıtay, 'hayatın olağan akışına ters' diyerek imzaya bile itibar etmezken, devletimizin başka kurumları da hayatın akışına ayak uydursalar ya!
Büyük bir darbe atlatmışız, millet dükkanını ayakta tutmaya, elemanına maaş vermeye çabalarken çıkıp gelip çeşitli bahanelerle ceza kesmek hayatın olağan akışına ters!
Hep işçiyi mi düşüneceğiz, biraz da işvereni düşünelim. O da işletmesine üç kuruş kâr ettirebilmek, hatta yapılandırdığı vergi borçlarını ödeyebilmek için iki tane Suriyeli işçiyi arabasına almış bir ilçemize doğru gidiyorken Jandarma durduruyor. Bu Suriyelilerin çalışma izinleri yok diyerek daha işin başına bile varılmamışken, yolda 12 bin küsur TL ceza kesiyor, bu da hayatın olağan akışına ters!
Hayatımızın olağan akışına o kadar ters şey varken, devletimizin yetisini kullananların bu akışa karşı ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışmamız da hayatın olağan akışına ters mi yoksa!
Yazacak çok şey var, ama şimdilik diyeceklerim bu kadar! Allah sonumuzu hayreyleye...