HDP oylarını korursa ne olur?

1 Kasım seçimlerinde ne olacak sorusu, hep kafaları karıştırıyor. Merak edilen iki konudan birincisi, Ak Parti’nin tek başına iktidar olup olamayacağı, ikincisi de HDP’nin alacağı oy oranı... 

Bugün itibariyle Görünen Ak Parti geçen seçimde MHP’ye kaptırdığı oyların bir bölümünü geri alabileceği şeklinde, Tabiî ki Ak Partinin bu oyları geri almasının sebebi, AK Partinin doğrularından değil, MHP’nin 7 Haziran’dan sonra sistemi kilitleyen bir politika izleyerek, bunu kendisinin istemesinden kaynaklanıyor,

Seçimin ikinci  önemli sonucu HDP’nin alacağı oy oranı, bazı anketlere göre HDP’nin oyu, 7 Haziran’ın da üstüne çıkarak yüzde 14-15’lere ulaşıyor.

Dolayısıyla HDP’nin alacağı oy biraz artsa da, azalsa da aslında Meclis aritmetiği açısından herhangi bir önem taşımıyor.

Peki, AK Parti HDP ye kaptırdığı %4 lük oy oranını nerden tamamlayacak? HDP’nin oy oranı yüzde 14-15’lere çıkarsa, nasıl bir değerlendirme yapılabilir?

İşte o konuda bugün itibariyle bir şey söylemek oldukça zor görünüyor.

Şimdilik söyleyeceğim, HDP’ye gitmiş olan oyların orada kalıp kalmaması ya da diğer partilerden tamamlayıp tamamlayamayacağı esas olarak AK Partiye bağlı.

Geçen haftaki yazımda da söylediğim gibi Mesele muhalefetin ya da HDP’nin yanlışları değil, AK Partinin yanlışları.

AK parti politikasını başkalarının yanlışları üzerine değil kendi yanlışları üzerine geliştirmelidir, yanlış devam ederse oylar da gittiği yerde aynen kalacaktır bunu da AK Partinin bilmesi gerekir. 

Partililerle yaptığım görüşmelerde, “partimize gönül vermiş seçmenlerimizden bir bölümü bize ders vermek için sandık başına gitmeyerek ya da farklı partiye oy kullanarak bize ayar yapmak istedi” bizde bundan dersimizi aldık diyorlar.

Bu doğrudur, bu düşüncede olan seçmenler kantarın topunu biraz kaçırmıştır, buda AK partinin 18 milletvekili almasına engel olmuş olabilir, şimdi ilk seçimde 18 milletvekilini alması garanti olmasa da, çok kolay görülebilir.

AK Parti 275 milletvekiliyle iktidara gelir. Ancak etkili olması, ülkede gerginliği gidermesi, barışı sağlaması, bu milletin beklentilerine cevap vermesi mümkün değildir.

Onun için ilk seçimlerde AK Parti kendi başına iktidara gelebilecek vekil sayısına ulaşsa bile, 13 yıllık yorgunluğunu gidermek için, birde toplumdaki aşırı gerginliğin ve tarafların karşılıklı restleşmesinin bitmesi, aşırı gerginliğin yumuşaması için, CHP koalisyonunu kurularak daha güçlü iktidara gelmesi de düşünülebilir.

Onun içinde Seçim propagandası sırasında her iki parti de birbirlerine karşı kullandıkları üsluba dikkat etmeliler, masada tekrar buluştuklarında birbirlerinin yüzüne bakacak halleri kalmalı, 7 Haziran seçimlerinden sonra yaşananlar yaşanmamalıdır.

Yazımın başında HDP’nin oy oranı yüzde 14-15’lere çıkarsa, nasıl bir değerlendirme yapılabilir diye sormuştum,

Bunun Türkiye’deki her 10 Kürtten 7’sinin PKK güdümünde hareket ettiği gerçeği ile karşı karşıya kalıyoruz demektir derim.

Eğer durum buysa, birlik politikalarının artık işe yaramayacağı ve bir iç savaş tehlikesiyle karşı karşıya kaldığımızın da acı itirafını buradan yapmak zorundayım.

Çünkü bu aşamadan sonra HDP’ye verilecek oylar PKK’nın ateşkesi bitirdiğinden bu yana izlediği politikanın onaylanması olarak yorumlayabiliriz.

Bazı okurlarım bunu kabul etmeyebilir Kürtlerin çözüm sürecine çok sevindiklerini, Kobani olaylarında Öcalan’ın çağrısını uymadıklarından da bahsedebilirler,

Ancak o zamanlarda bu oy oranına sahip olduklarını bilmiyorlardı.

Tabiî ki bugünden alacakları oyu tam olarak bilmemiz mümkün değildir, Ama 7 Haziran seçimlerinde aldıkları oy Kürt siyasi partilerinin tarihlerindeki rekor oyudur. Şımarmalarının sebebi de budur.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum