Hepsinin derdi AKP'nin kanadını kesmek

Hepsinin derdi AKP'nin kanadını kesmek

"Hepsinin derdi Ak Parti'nin kanatlarını kesmek, ya iktidardan etmek ya da yanına bir yama vermek..."

Taha Kıvanç Yeni Şafak

TRT-1'de yayınlanan 'Politik Açılım' programında "TÜSİAD ve medyanın bir bölümü bir cephede buluştu, dış destekçileri de var; 'yeni' CHP'yi de koçbaşı olarak kullanıyorlar; hepsinin derdi Ak Parti'nin kanatlarını kesmek, ya iktidardan etmek ya da yanına bir yama vermek" dediğimi işitmiş. "Tam öyle değil" demek için sabahın köründe aradı dostum...

Programda derdimi onun anladığı kadar güzel anlatabildim mi, bilmiyorum. Ancak, aktardığı aşağı-yukarı anlatmaya çalıştığımdı.

Mustafa Koç TÜSİAD'ın en önemli isimlerinden, Yüksek İstişare Konseyi başkanı... Geçen gün, durduk yerde, "Refarandumdan endişeliyiz" dedi. Neymiş? Referandum ülkeye yarardan çok zarar getirirmiş... Nedenmiş o? Yapılan değişiklikler yargı bağımsızlığını artırmak yerine yürütmenin yargı üzerindeki baskısını artırırmış...

Ümit Boyner de, TÜSİAD'ın defalarca 'yeni anayasa' çalışmasıyla kamuoyu önüne çıktığını, her yıl Ankara'ya çıkartma yapıp milletvekillerine "Anayasayı değiştirin" telkininde bulunduğunu unutmuş, şimdilerde ayrı telden çalıyor...

Yurtdışındaki destekçiler malum: Michael Rubin'den Daniel Pipes'a, Robert Pollock'tan Soner Çağaptay'a bir düzine 'olağan şüpheli' var Türkiye'nin adı geçtiği ortamlarda derhal aleyhte seslerini yükselten; onlar da çoktandır devrede. 'Eksen kayması' yazıldı, Ergenekon'un lâik aydınları hesaba çekmek ve susturmak amaçlı bir 'hayal örgüt' olduğu da iddia edildi.

Ak Parti'yi takdir eden yabancı siyasiler ve yatırımcıların okuduğu gazete ve dergilerde çıktı bu isimlerin yazıları...

"Hudson Institute'de Washington'u ziyaret eden Genelkurmay temsilcilerini Amerikalı uzmanlarla biraraya getirip 'Anayasa Mahkemesi başkanına suikat yapılır, Beyoğlu'nda bombalar patlarsa darbe olur mu?' sorusuna cevap vermelerini isteyen, dönemin Genelkurmay 2. başkanıyla görüşmesi sonrası Newsweek dergisine 'Türkiye'de darbe ihtimali yüzde 50' başlıklı yazı yazan Zeyno Baran nerede?" diyordum ki, o da kervana katıldı.

Zeyno Baran diğer Ak Parti karşıtlarına da platform teşkil eden Middile East Forum'a (MEF) bir brifing verdi geçen hafta. Dediği ezcümle şu: "Siz bu Ak Parti'yi bilmezsiniz. Demokrasi ve fikir özgürlüğünden söz eder, ama sinsice lâikliği ortadan kaldırmaya çalışır. BM Güvenlik Konseyi'ndeki konumunu, Avrupalı siyasilerin uygarlıklar çatışmasından kaçınma dertlerini, Başkan Obama'nın İslâm Dünyası'na iyi niyetli açılımını istismar eder. ABD Türkiye'yi yeniden Batı'ya bağlamanın yollarını aramalı. Bunun için fırsat, Ak Parti'yi seçimde tökezletmek.."

İnanmayan MEF'in internet sitesinden okuyabilir "Türkiye'nin İslâmlaştırılması" başlığı uygun görülen 'brifing'in bütününü...

Washington'u Irak Savaşı sırasında Ankara'da temsil eden Eric Edelman bile tezvirat işine karıştı. Yakın zamana kadar 'Ergenekon' tutuklusu olan bir emekli orgeneralin ABD'de yaşayan kızı ve damadına, "Ak Partililer" demiş Edelman, "Bana da askerlerin darbe yapacağına dair bir belge getirmişlerdi; araştırttım, belge sahte çıktı..."

Ya Edelman doğru söylemiyor, ya da sözünü nakledenler yanlış anlamış. Doğrusunu buraya yazıyorum: Edelman'a ulaştırılan belge bizim askerlerin darbe girişimiyle ilgili yerli bir belge değildi; Refahyol'un 28 Şubat süreciyle işbaşından gönderilmesinin ABD tarafından tezgâhlandığına dair bir Amerikan belgesiydi. Belgeyi görenlerin bir bölümü 'sahte' dediği halde, gerçekliğine inanan saflar yine de ABD Büyükelçisine sunmuş olmalılar.

Dışarıdan başka kim kaldı "Ak Parti gitmeli" korosuna katılmayan veya tabuta çivi çakmayan?

Medya? Medyada bazıları bayağı ağır yaralar aldığı için dengeler hafifçe değişmiş görünse de Rize Belediye başkanının 'Temel fıkrası' türünden sözlerine gösterilen tepki fırsat arayışı içinde olunduğunu ortaya koyuyor. Anayasa Mahkemesi çevresinden şu ana kadar pek çok haber çıkardı, en ufak bir dikkat bile verilmiyor orada olup-bitenlere...

Kemal Kılıçdaroğlu üzerinden CHP'yi parlatmakla meşgul pekçok kalem...

Böyle bir tabloya bakıp yaptığım "TÜSİAD ve medyanın bir bölümü bir cephede buluştu, dış destekçileri de var; kendisinden 'yeni' diye söz edilen CHP'yi de koçbaşı olarak kullanıyorlar; hepsinin derdi Ak Parti'nin kanatlarını kesmek, ya iktidardan etmek ya da yanına bir yama vermek" tespitimin neresi yanlış?

"Tespitin doğru olmasına doğru" dedi dostum, "Yalnız cephe henüz oluşmadı. Bunların hepsi açık uçlar gibi. Biraraya gelip öldürücü yumruğa dönüşmeleri için Anayasa Mahkemesinin kararı bekleniyor. Daha doğrusu çıkacak karara Ak Parti'nin nasıl tepki vereceği..."

"Şimdikine benzer ortamlarda bir işadamları heyeti Genelkurmay'a telkinde bulunmak üzere Ankara'ya giderdi. Bak bakalım, şu sıralarda böyle bir ziyaret olmuş mu?" diye sordu aynı dost...