Her 17 Ağustos'ta Almanya'dan Sakarya'ya geliyor

Her 17 Ağustos'ta Almanya'dan Sakarya'ya geliyor

Marmara Depremi'nde oğlu, gelini ve torununu kaybeden Ayşe Birfidan, her 17 Ağustos'ta geride kalan torunuyla yaşadığı Almanya'dan Türkiye'ye gelerek sevdiklerinin mezarını ziyaret ediyor - Birfidan:- "17 Ağustos benim için çok önemli. Onun için 17 Ağusto

SAKARYA (AA) - EMRE AYVAZ - Sakarya'da, 17 Ağustos 1999'da meydana gelen Marmara Depremi'nde oğlu, gelini ve torununu kaybeden Ayşe Birfidan, her yıl sevdiklerini anmak için yaşadığı Almanya'dan gelerek yitirdiklerinin mezarlarını ziyaret ediyor.

Merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesi olan, 17 Ağustos 1999'da saat 03.02'de meydana gelen ve 45 saniye süren "asrın felaketi" olarak nitelendirilen 7,4 büyüklüğündeki Marmara Depremi'nde Sakarya'da binlerce kişi hayatını kaybetti.

Depremde 28 yaşındaki oğlu Murat Cemil, 25 yaşındaki gelini Serap ve 2,5 yaşındaki torunu Özlem Birfidan'ı yitiren Ayşe Birfidan, her yıl 17 Ağustos'ta Almanya'dan Türkiye'ye gelerek ailesinin mezarlarını ziyaret ediyor.

Ayşe Birfidan, 1999 yılının haziran ayında rahatsızlığından dolayı tedavi olmak için Almanya'ya diğer oğlunun yanına gittiğini söyledi.

Depremden birkaç gün önce Sakarya'da yaşayan vefat eden oğlunun telefon ederek "Anne ben çok yalnız kaldım yetiş." dediğini aktaran Birfidan, "Bilet aldım, salı günü yola çıkacaktım fakat o gece deprem oldu. Yola çıkmadan iki saat önce depremin olduğunu haber aldım. Buraya geldik tabii Adapazarı bitmiş. Oğlumun öldüğünü bilmiyordum, bilenler de bana söylemediler." diye konuştu.

Birfidan, oğlunun evine yeni taşındığını, daha bir gün bile olmadan depremde hayatını kaybettiğini belirterek, "Oğlum 'yalnız kaldım yetiş' demişti fakat yetişemedim oğluma. Depremden sadece 5 yaşında bir oğlu kurtuldu, 18 Ağustos'ta doğum günü vardı. Depremden sağ kurtulan torunum bana kaldı, 5 yaşından beri ona bakıyorum. 1999'dan beri Almanya'dayım. 18 seneden beri acım dinmedi, bir 18 sene daha geçse yine de dinmez. Benim oğlum çok yalnızdı 'yetiş' dedi yetişemedim o beni kahrediyor." ifadelerini kullandı.

- "Oğlum, gelinim ve torunum birbirine sarılarak gitti"

Birfidan, Almanya'dan Sakarya'ya geldiğinde her yeri yıkık gördüklerini anlatarak, iki saatlik yolu yürüyerek geldiklerini söyledi.

Cenazelerin depremin ertesi günü çıkarıldığını aktaran Birfidan, "Yavrumu battaniyenin içine sardılar, onun içinde kucakladım oğlumu, başka bir şey yapamadım. Oğlum 28, gelinim 25, torunum 2,5 yaşındaydı. Deprem gecesi oğlumlar gezmeye gitmişler büyük torunumu gelinin annesine bırakmışlar. Dönüşte de uyandıramamışlar. Bu şekilde büyük torunum kurtuldu. Oğlum, gelinim ve torunum birbirine sarılarak gitti. Hatta torunumu annesinden ayıramadık, ikisi kucak kucağa mezarda." dedi.

Birfidan, kendisini hayata iman ve depremden kurtulan büyük torununun bağladığını vurguladı.

Her sene ağustosta Türkiye'ye gelerek depremin yılında oğlu, gelini ve torununun mezarına ziyarette bulunup dua ettiğini anlatan Birfidan, "17 Ağustos benim için çok önemli. Onun için 17 Ağustos'u kaçırmam. Elimden geldiğince ölene kadar her 17 Ağustos'ta geleceğim. Gidersem zaten oğlumun yanına gideceğim." şeklinde konuştu.

- "Herkes çıktı, ailem çıkmadı"

Depremde anne, baba ve kardeşini kaybeden Furkan Birfidan da felaket yaşandığında 5 yaşında olduğunu kaydetti.

O sırada yeni evlerine taşındıklarını, oyuncakları anneannesinde olduğu için evlerinde kalmadığını aktaran Furkan Birfidan, "Anneanneme gittim, orada uyuya kalmışım. Öyle bir çocukmuşum ki kimsede uyumazmışım. O gece de beni almaya gelmişler fakat uyanmamışım. Sonra deprem oldu herkes bağırdı, çağırdı. Dayım kapıyı kırarak beni kucağına aldı ve dışarı çıkardı." diye konuştu.

Birfidan, yıkılan evden herkesin çıktığını fakat bir tek ailesinin çıkmadığını dile getirerek, "Ertesi gün herkes yanıma geldi, beni teselli etti fakat ben durumu tam anlayamamıştım. Ailem nerede diye sordum, daha iyi bir yerde dediler, o düşünceyle hayatımı devam ettirdim." dedi.

Herkesin kendisine yardım ettiğini vurgulayan Furkan Birfidan, daha sonra babaannesiyle Almanya'ya gittiğini ve orada yaşadığını anlattı.


AA

Kaynak:Haber Kaynağı