Ortadoğu’da açıktan ABD ve gizliden Avrupa ülkelerinin yürüttüğü politikalar “güvenlik” merkezli olarak sürdürülmektedir. Her şey İsrail’in güvenliği için yapılmaktadır.

İslam âleminin krizler yaşadığı her dönemde İsrail bu krizleri fırsata dönüştürmüştür.

1917, 1918’li yıllar… Osmanlının Kudüs ve Hicaz bölgesinden Anadolu içlerine çekildiği yıllar.. İngilizlerin desteğiyle Hicaz’ı kaybetmemiz, Kudüs’ten çekilmekle Kudüs’ün İngiltere’nin işgaline uğraması… Hep aynı tarihler.

1947, 1948’li yıllar, Osmanlı coğrafyasının dağıldığı ve kurulan devletlerin  en zayıf olduğu dönem.. Aynı şekilde Türkiye’de siyasi iktidarın Batı’ya yüzünü döndüğü tarihsel kesit... İsrail devletinin kurulmasının getirdiği yıllar olmuştur.

1967.. Tarihe Arap-İsrail savaşı olarak geçen ve altı gün süren bu savaşın hezimetle sonuçlandığı yıl... Ciddi anlamda İsrail’e karşı mücadele edilmemesi.. Neticede Müslümanların yenilmesi.. Bu tarih, İsrail’in Mısır’ın Sina yarımadasını, Suriye’nin Golan tepelerini, Ürdün’ün Batı Şeriasını ve Kudüs’ü tamamen ilhak etmesini beraberinde getirmiştir. Böylece İsrail’in işgal politikası oldukça genişlemiştir.

2017.. ABD’nin, Kudüs’ü İsrail’in ebedi başkenti olarak ilan ettiği yıl. Bu da dünya Müslümanlarının zafiyetlerinden yararlanmanın bir sonucu olmuştur.  Türkiye’nin önderliğinde bu kararın geri çekilmesi için aktif politikalar devam ettirilmektedir. Ama henüz ABD attığı adımdan geri adım atmamıştır. Sürekli İsrail’i desteklediğini ifade etmekte, hiçbir zaman İsrail’i kınadığı görülmemektedir.

İsrail büyük krallık kurma peşindedir. Hedefi, “arz-ı mev’ûd”dur. Yani vadedilmiş topraklar. Nil’den Fırat’a kadar..

Onun için Mısır’da Mursî iktidarı yıkıldı.

 Onun için Suriye yeniden dizayn ediliyor.

 Onun için Ürdün’de darbe girişimi önlendi, şimdilik.

Onun için İsrail Kuzey Irak’ta yapılan referandumu destekledi.

Onun için her türlü terör Türkiye’nin başına musallat edildi.

Şimdi de İran, bunun için karıştırılıyor. Dikkat edersek, İran’da kitleler ekmek ve özgürlük uğruna sokağa çıktılar. Ama İsrail ve ABD’nin yönlendirmesiyle sokak iktidarı devirmek için mobilize ediliyor. Bütün bunlar İsrail’in güvenliği ve genişleme politikasına hizmet için yapılıyor.

Unutmayalım. Hedef ülke, Türkiye..  Ekonomik ve siyasi istikrarını sağlamış,  güven temelinde iç bütünlüğünü koruyan bir Türkiye ile tüm bu oyunlar bozulacaktır. 

Bugün işte, yapılması gereken budur.

 Ümmetin reisi etrafında kenetlenen bir Türkiye ve İslam âlemi yeniden özlemini çektiğimiz aydınlık günlere yürüyecektir.

 İnanıyorsak, gelecek yakındır, vesselam.