"Her şeyi bırak, düşün ki bu Yusuf'un zaferi!"

"Her şeyi bırak, düşün ki bu Yusuf'un zaferi!"

Haber 7 yazarı Esra Elönü, bir seçim uğruna gencecik Bayburtlu Yusuf'u ve onu aşağılamaya çalışan zihniyete karşı asil duruşunu farklı bir pencereden ele aldı.

Esra Elönü'nün Feride'nin Günlüğü köşesinde yazdığı "Her şeyi bırak, düşün ki bu Yusuf'un zaferi" başlıklı yazısı şöyle... 
.
HER ŞEYİ BIRAK, DÜŞÜN Kİ BU YUSUF'UN ZAFERİ
Şimdi o kırgınlığını rüzgara bırak, bütün gürültüleri bastıracak olan Hakikatin sesine doğrul. Biraz geriye git kalplerimizin değil omuzlarımızın saf tutmaktan yıprandığı o günlere git.. Dalı kırgın olan bir ağacın bile kökü Allaha uzanır. Eğer kaybolursak seni ıslıkla değil duayla arayacak olan yine Biziz kardeşim unutma..

Keşke mesele sadece bir broşürden, bir sandıktan ibaret olsaydı. Ama biliyorsun mesele sandığın gibi değil. Ben seni tanıyorum, kırılsan da yine kardeşinin kıyısına dökülürsün. Söylenirsin bazen biliyorum ama zalimi söyletmezsin. Kapıyı çekip gitsen de ışığı yanıyor mu diye bakan şefkatsin sen. Yüzüne bakmam dersin bilirim seni ama asla yüz çevirmezsin. Aramam dersin ama bilirim ki düşmandan önce bulursun kardeşini.

Sen Veda Tepesine vefasın kardeşim. Biz Safa ile Merve arasında İsmail için beraber ağladık. Nil’den topladık Musaları beraber sakladık. Yusuf’u gördün mü? Hani o adamlığıyla akan gürül gürül ak süt. Hani o Yakup’ların kaybettim zannettiği Yusuf. Hani kuyunun başında beraber beklemiştik. Sen şöyle şahlansan yine, kırgınlığını bıraksan çöle, Yusuf’un kervanı olsak yine. Onunla alay eden o ağızları o zalimleri sefaletleriyle baş başa bıraksak!

Herşeyi bırak düşün ki bu Yusuf’un Zaferi. İnandıklarından ve adamlığından başka hiç kimsesi olmayan Yusuf’u çiğnetip, o hüzün evinde sessiz sessiz Ağlayan Yakup’un gözüne bir yaş da sen mi bırakacaksın? Kuyuya iten bir el de sen mi olacaksın?

Allah aşkına söyle , edebinden gürlemeyen ama adamlığıyla çağlayan Yusuf’un yüzünde bir sevinç olmak için kırgınlığını bırakmaya değmez mi?

Allah aşkına söyle, son şehadet sütü biberonunda yarım kalmış Bedirhan bebeğin yaşayamadığı günlerin hatrına kırgınlığını bırakmaya değmez mi?

Çukura düşüp KARAYILANA sarılanların, zılgıtlarıyla alkışlarıyla uyanacaksak , Bedirhanın uyuyamadığı gecelerin vebali boynumuzu acıtmaz mı kardeşim.

Ve Allah aşkına söyle şehadetin ateşiyle evlerden eksilen babalar evlatlar için DUMANI üstünde kalleşlere inadına vatan diye haykırmak için kırgınlığını bırakmaya değmez mi?

Onlar, hainlerin ağızlarında dağılacak bir Türkiye peşinde, Sen, cehillerin kursağına oturacak bir zaferin izinde ol kardeşim. Onlar, el etek öptürecek kan helvasından putlara cila.Sen, sana kalan son İbrahim’in nefesinde dua ol kardeşim.Onlar toprağı hendekle inciten rütbeli kazma,Sen, ölü toprağını kalplerden ayıran irfanın asası ol kardeşim. Onlar, inlerinde büzülen Calutlar elinde kir, Sen, ancak Hilal olmak için bükülen Davut elinde demir ol kardeşim.

Sen fetih fetih heybet dağıtan henüz bitmemiş şiir.

Onlar ancak izbe izbe toplanan güneş sanılan zifir.

Sen cihandan cihana koşturan sesini,

Onlar çukurdan çukura akıtan nefretini.

Onlar seyrek sen gürsün!

Onlar nefretlerinin esiri

Sen sabırda hürsün!

Onları bitirecek

Ve seni yeniden başlatacak olan Allah’a sonsuz şükürler olsun.

Son kez düşün ki bu Yusuf’un zaferi..