İSTANBUL (AA) - GÜLSÜM İNCEKAYA - İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bulut, Hollanda'da yaşananları Endonezya'dan Fas'a kadar bütün Müslümanların gördüğünü belirterek, "Burada esas telafisi güç olan insanların kalbinde Hollandalıların açtığı o yaradır. Köpeklerle, atlarla insanların üzerine gidilen o fotoğrafı hiçbir Müslüman unutmayacak." dedi.

Türkiye-Hollanda arasında yaşanan gerilimi ve seçim sonrası Hollanda'nın krize yönelik olası tavrını AA muhabirine değerlendiren Bulut, trajediye dönüşen krizin uluslararası hukuka, teamüllere aykırı olduğunu anlattı.

Hollanda'nın tavrının kabul edilemez olduğunu ve uluslararası hukuk gereği bunun bir karşılığı olması gerektiğini dile getiren Bulut, şöyle konuştu:

"Türkiye bunun peşini bırakmayacaktır. Dışişleri Bakanı'nın gelişinin ertelenmesi ve bu konuda Türkiye'nin bilgilendirilmesi bir nebze kabul edilebilir bir şey. Fakat Bakan Kaya'ya yapılan muamele olayı trajik boyutlara taşımıştır. Diplomatik misyon gereği orada bulunan bakan, güvenlik gerekçesiyle bir arabanın içinde mahkum edildi, orada toplanan Türklerin üzerine polis atlarla, köpeklerle saldırdı. Olay çığırından çıktı ve bu Hollanda hükümetinin inisiyatifinde gerçekleşti. Hollanda hem uluslararası hukuk açısından hem de Türkiye ile ilişkileri bağlamında tam anlamıyla ayağına sıktı."

Hollanda'nın olayı provoke etmeye çalıştığını, tüm uluslararası sözleşmelerde diplomatların kendi vatandaşlarıyla toplanma hakkı olduğunu kaydeden Bulut, "Hollanda hukuksuz bir şekilde buna müdahale etmiştir. Hollanda polisi aşırı güç kullanmıştır. Bu süreçten sonra Hollanda'nın yapacağı tüm savunmalar gerekçesiz ve yersizdir." değerlendirmesinde bulundu.

- "Avrupa terörü açıktan destekliyor"

Prof. Dr. Bulut, Hollanda'nın seçimlerde sonra hızla toparlanacağını ve Türkiye ile ilişkilerini düzeltmek için adım atacağını aktararak, sorunun telafisinin çok zor olduğunu, Hollanda olumlu adımlar atsa dahi Türkiye'nin bu işin peşini bırakmayacağını söyledi.

"Hollandalılar çok akıllı adamlar. Yani seçimden sonra hızla toparlanmak için tabii ki adımlar atacaklardır fakat ben Türkiye'nin kolay kolay bu işin peşini bırakacağını sanmıyorum. Türkiye mutlaka hukuki yollardan, diplomatik yollardan hakkını arayacaktır." diyen Bulut, iki ülke arasında yaşanan gerilimin sadece iki ülkeyi ilgilendirmediğini belirterek, şöyle devam etti:

"Türkiye ve Türk halkına yapılmadı bunlar. Hollanda'nın yaptığı şeyi Endonezya'dan Fas'a kadar Avrupa'da yaşayan bütün Müslümanlar gördü. Burada esas telafisi güç olan insanların kalbinde Hollandalıların açtığı o yaradır. Köpeklerle, atlarla insanların üzerine gidilen o fotoğrafı hiçbir Müslüman unutmayacaktır. Hollanda'nın, insanların zihnine kazınan böyle bir fotoğrafı var. Dünyaya nasıl anlatacaklar? Yoksa diplomatlar vazifelerini yapacak, diplomaside sorunlar konuşarak çözülür, çözerler, ilerlerler."

Mehmet Bulut, NATO'nun bu krizde üzerine düşeni yapması gerektiğine dikkati çekerek, "İngiltere'nin arabuluculuk yapmaya çalışması önemli bir adım. Aynı şeyi umarım NATO da yapar. Kurallara ve kuruluş amacına bağlı kalarak Türkiye'nin yanında yer alır bu konuda." diye konuştu.

Hollanda'nın Türk diplomatlara engel çıkarırken PKK, FETÖ gibi terör örgütlerinin faaliyetlerini engellememesinin utanç verici olduğunu ifade eden Bulut, Avrupa'nın bu samimiyetsiz yaklaşımının kabul edilemez olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Avrupa terörü açıktan destekliyor, FETÖ'cü darbecilere ev sahipliği yapıyor. PKK'lıların tüm faaliyetlerine izin veriyor. Suriye'de PYD, YPG'yi destekliyorlar. Bunun insan haklarıyla, demokrasiyle, özgürlüklerle, barışla, ne alakası var? Bu hakikaten tüm dünyanın vicdanını kanatacak bir şey. Yani Avrupa bu anlamda hakikaten bir kez daha sınıfta kalmıştır. Türk halkına ayar verme hakkını nereden buluyorsunuz? Türkiye'de sistem değişebilir, halk istediğini seçebilir, size ne? Hani seçme özgürlüğü vardı? Türkiye artık bölgesinde ve dünyada yolunu, sistemini belirlemiş ve güçlü liderlerle yönetilen bir ülke. Avrupa artık bunu kabul etmek zorunda ve artık Türkiye'ye ayar vermekten vazgeçmeli."

AA