M. Ali Köseoğlu
İki ‘Özel’ insan…
Büyüklük taslamakla büyük olunmuyor…
Bunu bir kez daha anladım.
Büyük olmak için, diğerlerine fark atmanız gerekiyor…
İttifak Holding gibi…
İttifak Holding kuruluşunun 20. yıldönümü nedeniyle ‘Anadolu’da Girişimcilik Kültürü’ isimli önemli bir projeye imza attı.
İki gün boyunca Konya’nın ve Türkiye’nin ekonomik verilerini tutanlarla, ekonominin akıl hocalarını bu sempozyumla bir araya getirdi. Ve tabi Bakan Hilmi Güler de bu sempozyuma katılarak iş adamalarına önemli tavsiyelerde bulundu.
Daha evvel bazı holdinglerimizin stadyuma sanatçı çağırarak gürültülü bir şekilde kutladıkları yıl dönümlerine, böylece ciddi bir alternatif gelmiş oldu…
Yanlış örneklere odaklananlar için güzel bir örnek…
Cumartesi sabahı sempozyumun ilk bölümüne katıldıktan sonra Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Konya Şubesi’ndeki konuşmasını dinlemeye gittiğim İsmet Özel de, ‘duruş’a dikkat çekiyor ve güzel örnekler ortaya koyabilmemiz gerektiğini söylüyordu…
Seviyesizliğin gırla gittiği günümüzde, Türk insanının beyninin elinden alındığını söyleyen Özel, edepsizlerin edeplileri kınar bir hale geldiklerini kaydederek, sağlam durmamız gerektiğinin altını çiziyordu…
Elbette, sabahki gördüğüm manzara ile öğleden sonra İsmet Özel’den işittiğim şeylerin örtüşmesi memnuniyet verici…
İttifak da, güne ayak uydurarak, stadyuma iki sanatçı getirip ortaya günümüzün hoşlanacağı bir kompozisyon çıkarabilirdi…
Üstelik bu kolay olanıydı…
Fakat İttifak Holding Başkanı Seyit Mehmet Buğa’yı bir kez daha takdir etmemize neden bu sempozyum, ciddi bir duruşun işareti.
Bu sempozyumda sarf edilen cümlelerin kayıt altına alınmasıyla elde edilecek veriler, hem Konya ekonomisine, hem ülke ve dünya insanlığına kuşkusuz katkıda bulunacak.
Seyit Mehmet Buğa Bey’i ve takım arkadaşlarını kutluyorum...
“Zahmetsiz rahmet olmuyor; bir çok güzellik ve hoşluğun yanında nice kriz ve zorluklarla baş ederek bugünlere geldik” diyen Buğa’dan da beklenen, aklın varlığına işaret böyle bir programdı…
Buğa, programın açılış konuşmasında kendi yol haritalarından bahsederken, daha önce “Rakiplerimiz için de dua ettik” dediği konuşmasını hatırladım…
Çünkü bu yol haritasında, rakiplere de gerekli olan reçeteleri sundu Buğa…
Mesela profesyonel bir kadroya dikkat çekerken, “Zamandan tasarruf ederek ve en kaliteli şekilde öğrenmenin yolunun akademisyenlerle işbirliği yapmak olduğunu, entelektüellerimizden yararlanarak bildiklerimize işlevsellik kandırmak olduğunu gördük” diyor…
20 yıllık güçlü bir holdingin başındaki ismin söylediği bu sözler hiç şüphesiz ‘rakiplerin de’ işine yarayacak veriler içeriyor…
Sempozyumun kuşkusuz en önemli isimlerinden birisi Mustafa Özel’di.
‘Dünyada ve Türkiye’de girişimcilik’ konulu tebliğini sunan Özel’in 7 ‘i’ tavsiyesi akıllara ziyan…
Girişimcilere neyi yapmaları neyi yapmamaları gerektiğini anlatan Özel, “İlkeli, irfanlı, icatçı, istikrarlı, ilimli, iddialı ve itimatkâr olun” diyerek bir yol haritası çiziyor…
Her ülkede o ülkenin vatandaşlarından korkulduğunu, Amerika’da Amerikalılardan, Yunanistan’da Yunanlılardan korkulduğunu söyleyen Özel’in altını çizdiğim sözlerinden biri de “Bir toplum bizler buradayız dediği sürece hiçbir kuvvet tarafından yıkılamaz” cünlesiydi.
Tıpkı Mehmet Akif’in “Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez” dediği gibi…
Hafta sonu İttifak Holding’in ev sahipliğinde Mustafa Özel’i, TYB’nin ev sahipliğinde de İsmet Özel’i dinleme fırsatı bulanlar geçekten çok şanslılardı.
Çünkü iki Özel’in de hitap ettiği duyu akıldı…
‘Aklını kullan’, ‘çağın seni değiştirmesine izin verme’, ‘örnek ol’ gibi birbirini örten o kadar cümle var ki zihnimde; şimdi bu yazıyı yazarken bile bazen hangi cümlenin hangi Özel tarafından kurulduğunu ayıramıyorum…
Oysa kafam karışık değil…
İsmet Özel, “Türkiye'de millî varlığın İslâm ile mukayyet olduğunu ve bu millî varlığa istinaden bir atılım gerçekleştirilemediği takdirde içinde yaşadığımız toplumun hüsrana uğrayacağını” geniş bir yelpazeye aktarıyor…
Mustafa Özel ise, “Terzi yahut marangoz, bir Müslüman iş yaptığı zaman elbette ailesinin geçimini düşünüyordu. Ama müşteriden kazanç kadar hayır dua da bekliyordu. Biz bu manevi tarafı ihmal ettiğimiz sürece, maddi tarafta da çöküntüye uğruyoruz” diyerek iş çevrelerine mesajını iletiyor.
‘Maddi tarafın çöküntüye uğramasında’ ya da ‘toplumun hüsrana uğramasında’ baş aktör ‘manevi tarafın ihmal edilmesi’ ya da ‘milli varlığa istinaden bir atılım gerçekleştirilmemesi’…
İki ayrı Özel’in hayat iksiri tavsiyeleri arasındaki benzerlik şimdi sizin de dikkatinizi çekti mi?