İkna odaları tekrar geri geldi
Bursa'da staj için fabrikaya giden üniversite öğrencisi Şeyma Bakan, tesettürlü olduğu için kabul edilmedi.
Bursa'da staj için fabrikaya giden üniversite öğrencisi Şeyma Bakan, tesettürlü olduğu için kabul edilmedi. Okulda başarılı olan öğrencinin bünyelerinde staj yapmasını isteyen firma, eşarbını çıkarmasını şart koştu. İkna edilmeye çalışılan öğrenci soluğu adliyede aldı.
Bursa'da tesettürlü bir üniversite öğrencisinin yaşadığı olay, 22 yıl önceki ikna odalarını akla getirdi. Afyon Kocatepe Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümünde okuyan Şeyma Bakan (24), staj için bir firmaya başvurdu. Orhan Holding bünyesindeki Matay Otomotiv'e başvuruda bulunan Bakan, daha sonra yüz yüze görüşmeye gitti. Kendisini karşılayan insan kaynakları personeli ile görüşen Bakan, baş örtülü çalışamayacağını öğrendi. Bakan, "Hemen insan kaynakları tarafından başka bir toplantı odasına alındım. Matay Otomotiv'e baş örtülü kabul etmediklerini, baş örtüsünü çıkararak çalışmaya başlayabileceğimi söylediler. İş güvenliği eğitimi aldığımı ve sertifikalarımın olduğunu söylememe rağmen kabul etmediler. Okuldaki başarımdan dolayı beni işe alacaklarını, ancak baş örtüsünü çıkarmam gerektiğini söylediler. Yaklaşık 40 dakika benimle o toplantı salonunda görüştüler. Görüşmenin büyük bir bölümünde yüzüme bakmaktan kaçınıldı. Aşağılayıcı ses tonu kullanıldı. Baskı altında kaldığımı hissettim. Annemin de bir baş örtüsü mağduru olduğu gözümün önüne gelince çok üzüldüm. Bu durumdan çok da rahatsız oldum" dedi.
Kimsenin bu mağduriyeti yaşamaması için suç duyurusunda bulunduğunu belirten Bakan, "Hiçbir ayrımcılığın yapılmaması için bunu duyurmak istedim. Şu ana kadar firmadan ne bir özür veya pişmanlık ifadesi tarafıma iletildi" diye konuştu.
Üniversite öğrencisi Şeyma Bakan'ın avukatı Rıfat Bakan ise, "Bunları duyunca gerçekten tüylerim diken diken oldu. 22 yıl önce yapılan ikna odaları tam bitti derken, özellikle de özel sektörde böyle bir şeyin olması çok üzücü. Serbest piyasa ekonomisini benimsemiş firmalarca bu tür uygulamaların yapılması Türkiye'nin geleceği açısından bizi büyük bir endişeye sevk etti. Halen bu zihniyette olanların olduğunu düşünmek içimi ürpertti. Bu Türk Ceza Kanununda da açıkça suç olarak belirtilmiştir. Din, dil, ırk, cinsiyet, bedenî engellilik gibi sebeplerle bir kişiyi işe almamanın suç olduğunun bilinmesi gerekiyor. Türkiye'de toplumsal barışı ve kamu düzenini tehdit eden bir durum. Firmaların bu tür uygulamalardan vazgeçmesi için biz de üzerimize düşeni yaptık" şeklinde konuştu.
Kaynak: