İl Bazında Rekabet Endeksi Raporu

İl Bazında Rekabet Endeksi Raporu

TÜSİAD Başkanı Başaran-Symes:- "Hepimizin, bir an önce öngörülebilirliğe ve toplumsal mutabakat zemininin yeniden oluşturulduğu, gerginliklerin azaltıldığı, birleştirici söylemlerin öne çıktığı bir normalleşmeye ihtiyacı var"- "Önümüzdeki döneme iletişim

ADANA (AA) - Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Cansen Başaran-Symes, "Hepimizin, bir an önce öngörülebilirliğe ve toplumsal mutabakat zemininin yeniden oluşturulduğu, gerginliklerin azaltıldığı, birleştirici söylemlerin öne çıktığı bir normalleşmeye ihtiyacı var." dedi.

Başaran-Symes, Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) işbirliği ile Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM) tarafından hazırlanan "İl Bazında Rekabet Endeksi Raporu"nun açıklandığı etkinlikte, söz konusu raporun, illerin kendini diğer şehirlerle rekabet gücü açısından karşılaştırması, eksik olduğu alanları görmesi ve kalkınma önceliklerinin belirlenmesi için değerli bir referans niteliği taşıdığını söyledi.

Rapora göre, Adana ve Mersin’in 2008 yılına göre önemli bir rekabet gücü kaybı yaşadığını vurgulayan Başaran-Symes, "Ekonomide 2008 yılından beri dünyayı sarsan krizin şekillendirdiği bir ortamın sürüklediği değişim dalgaları var. Rekabetçi ekonomi mantığının sosyal refah mantığıyla yeterince bütünleştirilemediği durumlarda ortaya çıkan bu krizler, siyaset yelpazesinin sınırlarını genişletse de genel olarak kimlik siyasetini öne çıkaran popülist akımların güçlenmesine zemin oluşturuyor." diye konuştu.

Son dönemde hızlanan ve art arda yaşanan iç ve dış gelişmelerin ekonomiler üzerinde giderek daha büyük etki yarattığını anlatan Başaran-Symes, şöyle devam etti:

"Türkiye ekonomisi, öngörülebilirliğin azaldığı, güven ve güvenlikte olağanüstü sıkıntıların yaşandığı zor bir süreçten geçiyor. Pek çok farklı ilde iş dünyasıyla bir araya geldiğimizde, başta güven kaybının yarattığı olumsuz etki olmak üzere, tüm bu gelişmelerin, özellikle Anadolu’da çok daha ağır hissedildiğini sürekli olarak bizimle paylaşıyorsunuz. Büyüme hızının tıkandığı, işsizliğin arttığı bu dönemde, dünya ekonomisinde yaşanan dalgalanmalara karşı, kısa vadeli çözümleri tartışmanın ötesinde, ekonomide istikrar ve güveni sağlamlaştıran bütüncül yaklaşım gerekiyor. Piyasa ekonomisinin temel kurallarına daha sıkı sarılmalıyız. Hepimizin, bir an önce öngörülebilirliğe ve toplumsal mutabakat zemininin yeniden oluşturulduğu, gerginliklerin azaltıldığı, birleştirici söylemlerin öne çıktığı bir normalleşmeye ihtiyacı var."

- "Sadece düşünerek e-posta gönderebileceğiz"

Dünyada teknolojik dönüşüm yaşandığına işaret eden Başaran-Symes,, "Ülkemizin gündemi, asıl odaklanmamız gereken konuları maalesef çoğunlukla ikinci planda bırakabiliyor. Ancak, iş dünyası olarak özellikle rekabet gücümüz açısından en öncelikli gündemimizi bu alan oluşturmalı. Çünkü bu dönüşüm, şirketlerin doğrudan rekabet gücünü etkileyen çok temel unsurları içeriyor." şeklinde konuştu.

Gelecek döneme iletişim teknolojileri, yapay zeka, biyoteknoloji ve nanoteknolojinin damgasını vuracağını vurgulayan Başaran-Symes, şöyle konuştu:

"Bunu sıkça konuşuyoruz. Yakın gelecekte her şey mobil ve bulut teknoloji üzerinden sağlanacak. Zihin gücü ile pek çok şeyi yapabileceğiz, sadece düşünerek e-posta gönderebileceğiz. Kontak lensler ile pek çok bilgiye ulaşabilecek, kontrolü sağlayabileceğiz. Artık makinelerin birbiri ile konuştuğu bir döneme geçiyoruz. Tarımda uygulanan sensörler ile çiftçilerin yanlış uygulamaları tespit edilerek verim artışı sağlanabiliyor. Yine bu sensörlerle, meteorolojik veriler, tarlada, bitki ve hayvanlardaki değişimler önceden tespit edilebiliyor. Tarım makineleri dijitalleşiyor. Topraksız tarım hızla artıyor, akıllı gübre, akıllı sulama sistemleri tarımdaki rekabet gücünün dengelerini de önemli ölçüde etkileyecek."

Dijitalleşmenin, rekabetin de kurallarını değiştirdiğini belirten Başaran-Symes,"Dijital teknolojiler sayesinde rekabette şeffaflık arttı. Fiyatlar, hizmet düzeyleri, ürün performansları hakkında kıyaslama yapmak çok kolaylaştı, bu bilgiler tüketicilerin parmaklarının ucunda. Tüm bu gelişmeler elbette iş yapış yöntemlerini, müşterilerin taleplerini ciddi bir şekilde değiştirecek. Hepimizin bu dönüşümün kendi işimizi nasıl etkileyeceğini düşünmesi gerekiyor. Bugün bu değişimi yakalamayan şirketlerin gelecekte ayakta kalmaları pek mümkün görünmüyor. Dünya Ekonomik Forumu tarafından yayımlanan 2016-2017 dönemi 'Küresel Rekabet Raporu'nun en önemli vurgularından biri, inovasyona yatırım ve en iyi iş yapma uygulamalarının adapte edilmesi kadar, bugün küresel ekonominin geldiği noktada, eğitim ve becerilere önem verilmesi gerektiğidir." değerlendirmesinde bulundu

- Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı sonuçları

Başaran-Symes, OECD tarafından hazırlanan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı 2015 sonuçlarına ilişkin, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu çerçevede, geçtiğimiz günlerde OECD tarafından hazırlanan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı 2015 sonuçları, eğitim sistemimizin çocuklarımıza okuma, fen, matematik temel becerilerini ve analitik düşünme becerisini kazandırmakta yaşadığı zorluğu çarpıcı şekilde gösteriyor. Bu sonuçların bilimsel temelde tartışılması ve eğitimde karar alıcılar tarafından değerlendirilmesi, eğitimde veri temelli reform anlayışının hayata geçmesi için büyük önem taşımaktadır. Eğitimin içeriği, öğretim yöntemleri ve öğretmen eğitiminin, 21. yüzyılda bilgi toplumuna dönüşüm ve ülkemizin rekabet gücünü artırma hedeflerine uyumlu olarak reform edilmesi en büyük beklentimizdir. Politika yapıcılar, eğitim uzmanları, sivil toplum kuruluşları ve ve iş dünyasının ancak bilimsel, veri odaklı ve açık bir diyalog ile işbirliği yaptığı durumda yeni nesillerin geleceği için iyimser olabiliriz. TÜSİAD olarak, ülkemizi daha ileri refah düzeyine taşıyacak her türlü çalışmanın içindeyiz."

AA

Kaynak:Haber Kaynağı