"İlk evrensel insan hakları beyannamesi Veda Hutbesi'dir"

"İlk evrensel insan hakları beyannamesi Veda Hutbesi'dir"

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Serdar:- "İlk evrensel insan hakları beyannamesinin, Hz. Peygamberin Veda Hutbesi olduğunu düşünüyorum. Çünkü orada Peygamber Efendimiz, 'Ey nas' diye başlar, bütün insanlığı hitabına alır ve orada 'Adam öld

TBMM (AA) - COŞKUN ERGÜL - TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ömer Serdar, ilk evrensel insan hakları beyannamesinin, Hz. Peygamberin Veda Hutbesi olduğunu düşündüğünü belirterek, "Çünkü orada Peygamber Efendimiz, 'Ey nas' diye başlar, bütün insanlığı hitabına alır ve orada 'Adam öldürmeyeceksiniz, insan haklarını ihlal etmeyeceksiniz.' der." dedi.

Komisyon Başkanlığı görevine yeni seçilen Serdar, "komisyon çalışmaları sırasında nasıl bir yöntem izleyeceği ve nasıl çalışma yapacakları konusunda" AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Başarılı hizmetler ortaya koymayı ümit ettiklerini belirten Serdar, başta insan hakları ihlalleri olmak üzere, bu konuyla ilgili alanlarda çalışma yapacaklarını söyledi.

Serdar, komisyonun çalışma alanının kuruluş yasasına göre belirlendiğini belirterek, "Gerek kurumsal gerek bireysel ihlallerin zaman zaman olduğu, buna anında müdahale etme zorunluluğunun ortaya çıktığı ve komisyonların harekete geçmesi gerektiği gerçeği ile karşı karşıyayız." diye konuştu.

- "İnsanın korunması gerekir"

Ömer Serdar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Allah insanı kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'de tanımlarken 'en mükemmel varlık' olarak belirtmiş. Dolayısıyla onu kendisine halife tayin etmiş. Bu açıdan insanın aklıyla, beyniyle, bedeniyle; bir bütün olarak koruma altında olması gerekir. Bütün canlı varlıklar içerisinde en mükemmel yaratık insan olduğu için bunun korunması ve bu emanete sadakat gerekir.

İlk evrensel insan hakları beyannamesinin, Hz. Peygamberin Veda Hutbesi olduğunu düşünüyorum. Çünkü orada Peygamber Efendimiz, 'Ey nas' diye başlar, bütün insanlığı hitabına alır ve orada 'adam öldürmeyeceksiniz, insan haklarını ihlal etmeyeceksiniz' der; kadının erkek üzerinde, erkeğin kadın üzerinde haklarından bahsediyor, Arap'ın Acem'e üstünlüğünün olmadığını belirtiyor. Dolayısıyla evrensel nitelikte bir insan hakları beyannamesi. Bu yüzden bizim buna daha fazla duyarlı olmamız gerekir."

Komisyon Başkanı Serdar, daha sonra Magna Carta ile başlayan birçok insan hakları bildirgesinin ortaya çıktığını anımsatarak, gelişen dünyada artık insan haklarının çok daha fazla önem arz eder duruma geldiğini ifade etti.

Komisyonun, insan hakları ihlalleri konusunda bireysel başvuruları aldığını ya da kendisinin resen harekete geçebildiğini anlatan Serdar, komisyonda daha önce aktivistlik yapan milletvekillerinin üye olduğunu ve onlarla çok faydalı çalışmalar yapacaklarını kaydetti.

Ömer Serdar, komisyon bünyesindeki 6 alt komisyonun çalışmalarının halen devam ettiğini, Diyarbakır 5 No'lu Cezaevi Alt Komisyonun çalışmalarını tamamladığını, rapor aşamasına geldiğini bildirdi.

Perspektif olarak, proaktif bir yöntem izleyeceğini dile getiren Serdar, "Nasıl Batı'nın Türkiye'ye bakışında birtakım insan hakları ihlalleri çok sıkça gündeme getiriliyorsa, bizim de tüm dünyayı izleyerek, özellikle soydaşlarımız ve Müslümanlara yönelik insan hakları ihlallerini izlememiz gerekiyor. Dini, dili, milliyeti, ırkı, etnik kimliği ne olursa olsun, her türlü ihlali bizim de dünya gündeminde tutmamız ve ilgili kurumlarla yazışmamız ve bu konuda girişimci olmamız lazım." değerlendirmesinde bulundu.

- "15 Temmuz'da çok büyük ihanetle karşı karşıya kaldık"

Türkiye'de 2000'li yıllardan sonra insan hakları ihlallerinin azaldığına ve bu konuda ciddi mesafeler alındığına işaret eden Serdar, "Türkiye, 15 Temmuz 2016 tarihinde, insan hayatını hedef alan FETÖ darbe kalkışmasını yaşadı. Türkiye o tarihte çok büyük bir ihanetle karşı karşıya kaldı. Batı'da bunun yüzde biri diyebileceğimiz bir olay yaşandığında kıyametler kopuyor, hak ve özgürlük alanları ciddi anlamda daraltılıyor. Ancak Türkiye bunu yapmadı. Hükümet yetkilileri, OHAL'i ilan ederken, 'Biz OHAL'i millete değil devlete ilan ettik.' dedi. Bu bizim komisyonumuz için kıymetli bir beyanattır." dedi.

Ömer Serdar, küçük çaplı ferdi ihlaller olduğu zaman bunlara hemen müdahale ettiklerini ve bundan sonra da edeceklerini söyledi.

Suriyeli göçmenler konusunun her zaman için komisyonun gündeminde olacağını, bu konudaki alt komisyonlarının çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Serdar, "İnsana insan olarak, mükemmel varlık olarak en iyi hizmeti sunmak, ona insani şartlarda yaşayabileceği şartları sunmak her zaman için bizim görevimizdir." diye konuştu.

- "Türk çocuklarının asimilasyona tabi tutulmasını kabul edemeyiz"

Serdar, komisyonun, "yurt dışında Türk soydaşlarının insan hakları ihlalleri konusunda devreye girip girmeyeceğinin" sorulması üzerine, şunları söyledi:

"Tabii ki. Yurt dışındaki soydaşlarımız, dindaşlarımız ve mağdur olan, insan hakları ihlaline uğramış bütün insanlar için hareket kabiliyetimiz olacak. Özellikle Almanya'da yaşayan Türk ve Müslüman ailelerinin çocuklarının, 'şiddete maruz kaldığı' gerekçesiyle, ailelerinden alınıp birtakım yerlerde asimilasyona tabi tutulmasını kabul edemeyiz. Bu konunun hassasiyetle takipçisi olacağız. Bu asimilasyon, ciddi anlamda insanlık suçudur. Bu konuda alt komisyon kurarak, hazırlayacağımız raporu ilgili devletin birimleriyle paylaşabiliriz."


AA

Kaynak:Haber Kaynağı