“İmama yumruk atan” adam hikayesi yalan çıktı!
Sosyal medyada ve yakın çevresinde ‘Kolpacı Ali’ olarak bilinen Ali Denizci’nin “Yahya Efendi Türbesi’nde başından geçtiğini iddia ettiği ‘İmama tekme’ hikayesinin tamamen palavra olduğu ortaya çıktı.
Sosyal medyada ve yakın çevresinde ‘Kolpacı Ali’ olarak bilinen Ali Denizci’nin yalanı ortaya çıktı. Yahya Efendi Türbesi’nde başından geçen ‘İmama yumruk’ anısıyla gündeme gelen Ali Denizci’nin anlattığı hikayenin tamamen palavra olduğu öğrenildi. Anlattığı hikaye sayesinde Müslüman olduğunu savunan ve bir dönem Ayşe Arman tarafından yere göğe sığdırılamayan Denizci’nin diğer yandan misyonerlik faaliyetlerinde bulunduğu öğrenildi.
Ateist ve alkol bağımlısı olduğu dönemde Yahya Efendi Türbesi’ne gittiğini söyleyen Ali Denizci, burada başından geçtiğini iddia ettiği hikayeyi şöyle anlatıyor:
“Yahya Efendi Türbesi’nde içiyorum. Manzarası çok güzel. Bir imamı var oranın. Dedi ki ‘Burada içemezsin’. Böyle deyince ben buna vurdum. Yukarıdan yuvarlandı adam. Polise şikayet etti ve bir şey olmadı. 2 gün nezarette yattım ve çıktım. Adama dedim ki, ‘Burada kalırsan yakacağım evini, gideceksin buradan.’ Sonra adam tayinini istedi ve gitti yerine İsmail Hoca adında biri atandı oraya. Ben de gittim rakı şişesini her zaman içtiğim yere koydum ve içmeye başladım. Cam açıldı lojmandan ve İsmail Hoca çıktı. Sonra İsmail Hoca geldi ve bir garip geldi. Elinde kocaman bir tepsi ve tepsinin içinde erik, kiraz, yenidünya ve çilek var. İsmail Hoca rakıyı göstererek, ‘Ben ondan hiç içmedim, ama yalnız içilmediğini biliyorum’ dedi. Ben de, ‘Bir dakika sen sarhoşa meze mi taşıyorsun’ dedim. O da bana ‘sarhoş marhoş bilmem, burası benim fakirhanem. Ben de hocaya ‘Ben ateistim Allah’a inanmam’ dedim. Hoca da dönüp bana, ‘Ya Allah sana inanıyor ki buraya gönderiyor’ dedi."
‘Kolpacı’ Ali’nin hikayesi de 'kolpa' çıktı
Yakın çevresine ‘Kolpacı Ali’ adıyla nam salan Ali Denizci’nin Yahya Efendi Türbesi'nde başından geçtiğini iddia ettiği anıya ilişkin önemli bir açıklama geldi. Konu hakkında konuşan Yahya Efendi Camii imamı Bekir Çetintaş, Denizci’nin anlattığı hikayede geçen İsmail Hoca isimli bir kişinin camide hiçbir zaman görev yapmadığını söyleyerek, “Burada 1936 yılından itibaren buraya gelen imamların kayıtlarının tutulduğu bir murakebe defterimiz var. Bu defterde 1936 yılından itibaren buraya gelen bütün imamların, bütün müezzinlerin görev başında olup olmadığı, caminin temiz olup olmadığı yönünde yapılan kontrollerin bulunduğu bir defterimiz var. Bu defterde hiç İsmail Hoca isimli birisi yok. İsmail Hoca buraya hiç gelmemiş, öyle bir kimse yok. Bir başka şey, buranın çok eski cemaatleri var. Buraya düzenli gelen 65 yıllık cemaati var. Bu video (Ali Denizci’nin videosu) yayıldığı zaman, çok yaşlı bir amcamızdan rica ettim, dedim ki, ‘Size bir şey sormak istiyorum. Böyle böyle bir video var. Bize bununla ilgili bilgi verir misiniz? İsmail Hoca kimdir, böyle bir şey var mı, bu hadise neyin nesidir?’ 1955 yılından tuttu, bugüne kadarki imamların tümünü saydı. İçerisinde İsmail Hoca diye biri yok.” ifadelerini kullandı.
‘Müslüman olup olmadığı belli değil’
Yahya Efendi Camii İmamı Bekir Çetintaş, Ali Denizci’nin Müslüman dahi olup olmadığının belli olmadığını belirterek, “Balat’ta kahvehanesi olan, oradaki sinagogla dirsek teması içerisinde olan, bizzat iş ortağı Yahudi olan bir kimse. Kendisinin tavırlarında iki tane tehlike görüyorum. Birincisi, evet hatasız insan yoktur ama bir din görevlisine, bir imama attığı yumruğu ballandıra ballandıra anlatan bir kimse bunu meşrulaştırmış olur. İkinci tehlike, buralara gelin, rahat rahat rakınızı içkinizi alın, buralarda için, hoca efendi size meze ikram eder, demiş oluyorlar” şeklinde konuştu. Bekir Çetintaş, konuşmasının sonunda herkesin bu konuda bilgilendirilmesini de istedi.
Hem ‘Kolpacı’ hem de misyoner
İstanbul Balat’ta, Musa Dede takma adını kullanan ve asıl adı Lari Dilmen olan Yahudi bir ortak ile Deliler Kıraathanesi isimli bir mekan işleten Ali Denizci hakkında bir gerçek daha ortaya çıktı. Deliler Kıraathanesi’nde misyonerlik faaliyetleri yürüttüğü öğrenilen Denizci’nin, burs verdiği öğrencileri Yahudilerle iletişim kurmaya zorladığı ve Müslümanlar ile Yahudiler arasında diyalog kurmaya çalıştığı tespit edildi. Denizci’nin, ‘hayırsever’ maskesi takarak, bazı Müslümanlara yaptığı yardımlarla ise misyonerlik faaliyetlerini örtmeyi amaçladığı öğrenildi. Konuya ilişkin açıklama yapan İsmailağa Cemaati’nden Salih Diner, Lari Dilmen’le birlikte Ali Denizci’nin söz konusu kıraathanede misyonerlik faaliyetleri yürüttüğünü doğruladı. Diner, kıraathanede ayrıca Cemal Nur Sargut gibi kadınlar tarafından tasavvuf sohbeti verildiğini de belirterek tehlikeye dikkat çekti.
Diner, Denizci’nin Lari Dilmen ile beraber burs verdikleri 150 talebeye kitap okumayı yasaklattıkları ve bu talebeleri Yahudilerin evlerinde misafir ettikleri şeklindeki sözlerini hatırlatarak, “Peki tövbe eden bir Yahudi bunu yapar mı? Ali Denizci bu çalışmalarda tek değil ki, Lari Dilmen ile beraber yürütüyor bu faliyetleri. Lari Dilmen Yahudilikten döndü ise neden hâlâ burs verdikleri müslüman çocukları Yahudilerle kaynaştırıyor?! Ve yine bizzat Ali Denizci'nin itirafı ile, neden dini kitap okumalarını yasaklatıyor?” diye sordu.
Diner, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bakın bu adam burs verdiği gençleri Yahudi evlerine götürüyor" diyoruz "ama sokaktakilere battaniye veriyor" diye cevap veriyorlar. "Bakın bu adam burs verdiği çocuklara dini kitap okumayı yasaklıyor" diyoruz "ama fakirlere çorba veriyor" diyorlar. Yav adam çocukları Yahudi sevgiyse yetiştiriyor sen neyden bahsediyorsun arkadaş. Çorba kadar ucuz mu senin imanın?” yeniakit.com.tr