Irak'ın DEAŞ sonrası hedefi: Ekonomik kalkınma
Irak Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ahmed es-Sahaf: "Üzerinde odaklandığımız iki hedef var; dış ilişkilerimizi mümkün olduğunca geliştirmek ve Irak'ı yatırımcıların odağı haline getirmek. Bu hedeflerle ülkede yeniden imar ve yatırımı, en çok zarar gören bölg
BAĞDAT (AA) - NAZA MUHAMMED - Irak merkezi hükümeti, terör örgütü DEAŞ sonrası süreçte dış ilişkilerini en güçlü seviyeye çıkarıp yatırımcıları ülkesine çekmeyi hedeflerken uzmanlar ise Bağdat'ın bağımsız siyaset ve planı konusunda farklı görüşler sunuyor.
Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi, Ekim 2018'de göreve gelmesinden bu yana, dış ilişkileri güçlendirmeye ve yeniden imar için yatırımcıları bölgeye çekmeye çalışıyor.
Abdulmehdi'nin dış ilişkilerde ortak çıkar prensibiyle hareket etmesi başta İran olmak üzere Suudi Arabistan, Katar ve Kuveytli ekonomi heyetlerinin başkent Bağdat'a gelmesine ve birçok sektörü kapsayan ortak mutabakat zaptları imzalanmasına vesile oldu.
Bu prensip çerçevesinde Irak Başbakanı, göreve geldiği tarihten bu yana ilk yurt dışı gezisi olarak, geçen hafta Mısır'a gitti. Abdulmehdi burada Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Ürdün Kralı 2'nci Abdullah ile üçlü zirvede bir araya geldi.
Zirveye ortak sanayi bölgesi kurulması, çevre, altyapı, inşaat sektörü ve ülkeler arasındaki ticaret hacminin geliştirilmesi gibi konular damgasını vurdu.
Ancak uzmanlar Bağdat'ın henüz bağımsız bir siyaset ve sürdürülebilir bir iktisat planının olmadığı görüşünde.
- DEAŞ'tan sonra yeni dönem
Irak Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ahmed es-Sahaf, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ekonomik anlamda son dönemde meydana gelen hareketliliği terör örgütü DEAŞ sonrası yeni dönemin başlangıcı olarak değerlendirdi.
Yeni süreçte Irak'ın nasıl bir siyaset izleyeceğine değinen Sahaf, "Üzerinde odaklandığımız iki hedef var; dış ilişkilerimizi mümkün olduğunca geliştirmek ve Irak'ı yatırımcıların odağı haline getirmek. Bu hedeflerle ülkede yeniden imar ve yatırımı, en çok zarar gören bölgelerde gerçekleştirebiliriz." dedi.
Sahaf, "Güvenlikteki istikrar ve ülke ekonomisindeki kısmı iyileşme, Irak'ın bu hassas coğrafyada yeniden bir konum elde etmesine olanak sağlayacak." değerlendirmesinde bulundu.
Bölge ülkeleri arasında meydana gelen siyasi kutuplaşmadan, ülkesinin etkilenmediğini vurgulayan Sahaf, "Taraflar arasındaki kutuplaşma güven tesis etmediği gibi, sürekli diyaloğa da yardımcı olmuyor." diye konuştu.
- Ortak komisyonların önemi
Irak Ticaret Bakanlığı Sözcüsü Mahmud Hanun da Bağdat'a gelen ülkelerin ticari heyetleriyle imzalanan ortak mutabakat zaptlarının yakın bir sürede etkisini göstermeye başlayacağı görüşünde.
Bölge ülkeleriyle daha önce veya yeni kurulan ortak ticari komisyonların işbaşı yapmasının önemine dikkati çeken Hanun, "Bu ortak komisyonlar birçok sektörü ilgilendiriyor. Riyad, Doha, Kahire ve diğer başkentlerde ortak komisyonlar karşılıklı toplantılar gerçekleştirdi." diye konuştu.
Abdulmehdi'nin kabinesinde ekonomi danışmanı olarak görev Mazhur Muhammed Salih, Irak'ın herhangi bir mezhepsel politika izlemeden özellikle bölge ülkeleriyle ortak ekonomik çıkarlar üzerinde ikili ilişkilerini geliştirmesinin önemine vurgu yaptı.
Salih, sözlerine şöyle devam etti:
"Irak, ekonomik istikrarın geleceğini inşa etme, ülkeler arasında ekonomik ilişkiler kurma, iktisadi anlamda cazip bir noktada olma, uluslararası ve bölgesel çıkarlar arasındaki denge konumu itibarıyla önemli bir ülke."
- Irak bağımsız bir siyasetten yoksun
Iraklı Ekonomi Uzmanı Menaf es-Saig ise Iraklı resmi makamların ekonomi için verdikleri iyimser açıklamaları olumlu bulduğunu ancak hükümetin bağımsız siyaset ve sürdürülebilir stratejik plandan yoksun olduğunu savundu.
Saig, "Sorun, olumlu yönde gelişmelerin yaşandığı ekonomik hareketlilikte değil bu hareketliliğin nasıl doğru kullanılacağında." görüşünü dile getirdi.
Bağdat yönetiminin ekonomi politikasını eleştiren Saig, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Irak şu ana kadar farklı ekonomi sektörlerinin sürekli bir şekilde geliştirilmesini öngören herhangi bir plana sahip değil. Bunun yanında ticari hareketliliğe yön verecek bir vizyonu da yok. Dolayısıyla ilerleme kaydedeceği söylenemez."
Irak'ın önemli bir rol oynayabilmesi için bağımsız siyasete sahip olması gerektiğini belirten Saig, "Ancak Irak'ta bağımsız siyasilerin olduğuna inanmıyorum." diye konuştu.
Irak güvenlik güçleri, terör örgütü DEAŞ'ın ele geçirdiği başta Musul olmak üzere ülke topraklarının üçte birini Aralık 2017'de büyük oranda geri almıştı. DEAŞ'ın kent merkezleri ve diğer yerleşim alanlarındaki saldırı tehdidi en aza indirilmesine rağmen örgüt kırsal bölgelerde zaman zaman eylemler gerçekleştirmeye devam ediyor.
Kaynak: